20. Hukuk Dairesi 2013/3824 E. , 2013/8885 K.- HAZİNE ADINA ORMAN SINIRI DIŞINA ÇIKARTILAN YERLER
- TUTANAKTA İŞGALCİ BELİRLENMESİNE İTİRAZ
- HUKUKİ YARAR
- ORMAN KANUNU (6831) Madde 2
- KADASTRO KANUNU (3402) Ek Madde 4
"İçtihat Metni"Davacı K.. Belediyesi vekili, 24.05.2011 havale tarihli dilekçesiyle, Dere Köyü idari sınırları içerisinde yer alan; Yer içi, çiftlik, Kartal Gediği, Dana Çukuru, Orta Konak, Divrim Ardıç, Çalbalı, Taş Kozluk, Ok Atacak, Çayırlı, At Kuyruk, Salmaz, Ekiz Göl, Çevlik, Kara Eğrek, Dipçikli, Ayı Çukuru, Göl Çukuru, Koca Kaya, Karca İn, Çeğirdikli Mevkiilerinde ve keşifle gösterilecek diğer mevkilerde kadimden beri davacı K.. Köyü (Belediyesi) Tüzel Kişiliğinin mera ve yaylak olarak kullandığı taşınmazların bulunduğunu, bu taşınmazların bulunduğu yerlerde 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulamasının yapıldığını ve yapılan bu uygulamada, 181 numaralı Orman Kadastro Komisyonunca, dava konusu taşınmazların mera ve yaylak haline dönüştürüldüğünü ve halen aynı özelliğini sürdürdüğünü belirterek, bu taşınmazlara P.XL - P.XLI - P.XLIII - P.XLIV - P.XLV - P.XXXIV - P.XXXV - P.XXXVI - P.XXXVII - P.XXXIII ve P.XXXIX poligon numaraları verilip, taşınmazların 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılmasına karar verildiğini, yapılan bu tesbitte, Orman Kadastro Komisyonunca taşınmazların D.. K..nin işgalinde olduğunun belirtildiğini fakat bu tesbitin hatalı olduğunu ve taşınmazları kadimden beri davacı K..Köyü (Belediyesi) Tüzel Kişiliğinin mera ve yaylak olarak kullandığını iddia ederek, davaya konu taşınmazların mera ve yaylak vasfıyla davacı K.. K..nin zilyet ve işgalinde olduğunun tesbiti ile bu tesbitin tapuya şerh verilmesi istemleriyle dava açmıştır.
Mahkemece, Kadastro Kanununun Ek-4. maddesi gereğince orman sınırları dışarısına çıkartılan taşınmazların fiilî kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığının tesbit edilmesi mümkünse de, taşınmazlar hakkında kullanım kadastrosu yapılmadığına göre, davacının dava açmakta hukukî yararı bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı K.. K.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulama tutanağının dava konusu taşınmaza ilişkin işgalci belirlemesine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 21.11.1949 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükümlerine göre yapılıp, arazi kadastrosu sonuçları ile birlikte ilân edilen aplikasyon ve 25.11.2010 tarihinde ilân edilen aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması vardır.
Dosya kapsamından davacı vekilinin, dava konusu taşınmazın Hazine adına orman sınırı dışına çıkartılması işlemine esas olan 2/B madde uygulama tutanaklarında, mera niteliğinde olduğu ifade edilen taşınmazlarda işgalci olarak davacı Belediyenin adının değil, bir başka köyün adının geçmesini (Dere Köyünün) dava ettiği anlaşılmaktadır. Yani bir başka anlatımla, somut dava, sınırlandırmaya itiraz olmayıp, sınırlandırmaya esas tutanakların içeriğinde yer alan işgalci (fiilî kullanıcı) tesbitine itiraza ilişkindir. Ancak, orman sınırı dışına çıkartılan bu neviden yerlere ilişkin olarak, 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanun ile eklenen Ek-4. maddesi uyarınca yapılacak kullanım kadastro çalışmasında taşınmazın fiilî kullanıcısı ve niteliği belirlenebilir. 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulama çalışmaları sırasında, fiilî kullanıcı tesbiti ve (mera, tarla, bahçe gibi) nitelik tesbiti yapılmamaktadır. Sadece taşınmazın 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş olup olmadığının tesbiti yapılmaktadır. Davacı Belediyenin adının, 2/B madde uygulama tutanaklarında işgalci olarak geçmesi veya geçmemesi veya taşınmazın mera veya tarla olarak nitelendirilmesi, hem taşınmazın fiilî kullanıcısına hem de niteliğine ilişkin bir karine teşkil etmez. Davacının dava konusu ettiği husus, ancak; 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanun ile eklenen Ek-4. maddesi uyarınca yapılacak kullanım kadastro çalışmalarında söz konusu olabilir. Dolaysıyla, Hazine adına orman sınırı dışına çıkartılan yerlere ilişkin tutanaklarda işgalci olduğunun belirtilmemesi veya taşınmazdan mera, tarla, bahçe ve benzeri nitelendirmeler ile söz edilmesi herhangi bir hak kaybına yol açmaması nedeniyle, 2/B tutanaklarının içeriğinde yer alan işgalci ve niteliğe dair beyanlara karşı ilgililerin dava açmada hukukî yararlarının bulunduğundan söz edilemez. Zira, komisyonun işgalci, yani fiilî kullanıcı ve mera, tarla, bahçe ve benzeri şekilde nitelik belirleme yetkisi bulunmadığı için 2/B madde uygulama çalışma tutanaklarındaki bu ifadelerin hukukî bir değeri bulunmamaktadır. 2/B madde uygulama çalışması tutanaklarında yer alan işgalci veya niteliğe dair ifadedeler sadece taşınmazın orman vasfında olmadığının veya bir başka ifade ile orman niteliğini kaybettiğinin dolaylı yoldan ifadesi olup, bunun ötesinde bir hukukî sonucu yoktur. Bu itibarla, mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddi yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı K.. Belediyesi vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 07/10/2013 günü oy birliği ile karar verildi.