Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/1232 Esas 2013/5520 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/1232
Karar No: 2013/5520
Karar Tarihi: 09.04.2013

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/1232 Esas 2013/5520 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2013/1232 E.  ,  2013/5520 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 08.11.2010 gününde verilen dilekçe ile müdahalenin meni, kal ve maddi tazminat, birleştirilen davada ise davacı ... vekili tarafından davalı ... aleyhine 09.06.2011 günlü dilekçe ile temliken tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; asıl ve birleştirilen davanın kabulüne dair verilen 02.04.2012 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı-davacı ... vekili ile duruşmasız temyizi davacı-davalı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 02.04.2013 günü için yapılan tebligat üzerine gelen olmadı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    _K A R A R_

    Asıl dava, müdahalenin men’i, kal ve tazminat; birleştirilen dava ise taşkın inşaat nedeniyle TMK’nun 725. maddesince temliken tescil istemine ilişkindir.
    Mahkemece; asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı-davacı ... vekili ile davacı-davalı ... vekili temyiz etmiştir.
    6100 sayılı HMK’nun “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297/2. maddesi gereğince; “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” denilmiştir. Bu hükümde Kanun’un amacı, hükmün infazını kolaylaştırmak, tarafların yeni bazı çekişmeler içine düşmelerini engellemektir.
    Somut olaya gelince; hüküm sonucunda asıl ve birleştirilen davanın kabulüne, 3157 parselin tapu kaydının iptali ile ... adına tesciline, depo edilen 31.650 TL bedelin davacı-davalı ...’e verilmesine karar verilmiştir. Mahkemece, asıl dava yönünden yalnızca davanın kabulüne denilmek suretiyle hüküm kurulmuştur. Hükmün gerekçesi de birleştirilen davaya ilişkin olup, kabul edildiği belirtilen elatmanın önlenmesi, kal ve tazminat davasına ilişkin asıl dava yönünden gerekçe yazılmadığı anlaşılmaktadır. Bu haliyle hüküm infaza elverişli değildir.
    Hal böyle olunca; birleştirilmiş olunsa dahi, her dava ayrı ayrı bağımsız bir dava olma özelliğini koruyacaklarından, davadaki taleplerden her biri hakkında ayrı ayrı ve açık şekilde hüküm kurulması gerekirken, HMK’nın 297/2. maddesine aykırı ve infazda tereddüte neden olacak biçimde hüküm kurulması usul hükümlerine aykırı olduğundan kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle tarafların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine, 09.04.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.












    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.