14. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/168 Karar No: 2013/5517 Karar Tarihi: 09.04.2013
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/168 Esas 2013/5517 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2013/168 E. , 2013/5517 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18.07.2003 ve 18.08.2003 gününde verilen dilekçeler ile tapu iptali ve tescil ile alacak istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen alacak davasının reddine dair verilen 27.03.2012 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili ile duruşmasız temyizi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 02.04.2013 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. ... ile karşı taraftan davacı vekili Av. ... geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafların sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl davada davacı, taraflar arasındaki inanç ilişkisine dayalı olarak dava konusu 274 ada 12 parseldeki kargir dükkanın tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir. Birleştirilen davada ise yine davacı, davalıya tekstil alımında kullanılmak üzere 35.000 Euro gönderildiğini, iade edilmediğini, bu meblağın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 17.06.2008 tarihli bozma ilamında belirtilen gerekçelerle bozulmuştur. Mahkemece, bozma sonrası bozma ilamına uyularak, asıl davanın kısmen kabulü ile 274 ada 12 parselin tapu kaydının iptali ile 1/2’sinin davacı adına tesciline, birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili ile davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-6100 sayılı HMK’nun “Yemine Davet” başlıklı 228/1. maddesi gereğince; “Yemin teklif edilen kimse, duruşmada bizzat hazır bulunmadığı takdirde, kendisine yemin için bir davetiye çıkarılır.” denilmiştir. Bu hükümden de anlaşıldığı üzere yemin davetiyesi bizzat yemin teklif edilen davacıya tebliğ edilmelidir. Somut olayda, yemin davetiyesi 28.12.2011 tarihinde davacı vekiline tebliğ edilmiştir. Davalı tarafça teklif edilen yemin nedeniyle, kendisine yemin teklif edilen ve belirlenen oturuma katılmayan davacının yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılabilmesi için yemin davetiyesinin bizzat davacıya tebliğ edilmesi gerekir. Hal böyle olunca; mahkemece HMK’nun 228. maddesine uygun şekilde davacı tarafa yemin davetiyesinin tebliği ile sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, usulsüz şekilde yemin davetiyesi tebliği ile birleştirilen davada yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmediğinden, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent gereğince davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin yatırılan temyiz harcının davacı tarafa iadesine, 990 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 09.04.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.