3. Hukuk Dairesi 2013/9983 E. , 2013/13098 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı ve davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dava dilekçesi ile, 27/10/2007 tarihinde davalı şirket çalışanları tarafından davacının ikamet ettiği evin bulunduğu mahalde altyapı çalışmaları yapıldığı, bina sakinlerinin bu hususta bilgilendirilmediğini, yapılan bu çalışma sırasında verilen yüksek voltaj elektrik sebebiyle müvekkilinin evinin mutfak kısmında yangın çıktığını ve bu yangın nedeniyle mutfakta bulunan tüm malzemelerin ve ev içindeki diğer tüm mobilyaların da kullanılamaz hale geldiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.000-TL zararının olay tarihinden itibaren uygulanacak yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsili ile taraflarına verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde tanzim olunan rapor ile hasarın ana şebekeden kaynaklanmayıp bina içindeki tesisat bağlantılarının gevşekliği ve faz dengesizliği nedeniyle ortaya çıktığı kanaatine varıldığı, bu sebeple yangın çıkış sebebinin bina dışı herhangibir etkenden kaynaklanmadığını,...Cumhuriyet Başsavcılığınca kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, ayrıca tazminat miktarının fahiş olduğunu bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, benimsenen bilirkişi ve kusur raporlarına göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ve davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bilindiği üzere Borçlar Kanununun 41.maddesinde deyimini bulan zarar, mal varlığında meydana gelen bir azalmayı yani eksilmeyi ifade eder. Bu eksilme, mal varlığının zarar verici eylemin işlenmesi sonucu içine düştüğü durum ile bu eylem olmasa idi mal varlığının bulunacak olduğu durum arasındaki farktan ibarettir. Nitekim tazminatın amacı da mal varlığındaki eksilmenin giderilmesi ve onun eski duruma getirilmesini amaçlamaktadır.
Aynı Kanunun 58/1. maddesi gereğince imal olunan bir şeyin sahibi o şeyin korunmasındaki kusurundan dolayı oluşan zararlardan kusursuz sorumluluk ilkesi gereğince sorumludur. Enerji nakil hatları da maddede belirtilen imal olunan şey kapsamında olduğundan, enerji nakil hattının sahibi bu tesisin korunmasından, bu bağlamda bakım ve onarım eksikliğinden doğan zarardan kusursuz olarak sorumludur.
Diğer taraftan bilirkişilik müessesesi HMK"nın 266 ncı maddesinde (eski HUMK 275) düzenlenmiş olup, bu hükme göre çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunlu kılınmıştır.
Nitekim bilirkişinin oy ve görüşünün hakimi bağlamayacağı düzenlenmiş ise de, işin çözümünde teknik bilgi ve birikimin gerekliliğine inanılarak bilirkişi incelemesi yaptırıldığına göre verilen raporlar çelişkili ise mahkeme bilirkişiden açıklama ya da ek rapor isteyebileceği gibi, yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak yeni bir rapor alabilir.
Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerektiği kuşkusuzdur.
Mahkemece itfaiye bilirkişisinden rapor alınmış, dava konusu mahalde keşif icra edilmiş ve kusur oranının tespiti için akademisyenden rapor alınmış, alınan bu raporlar benimsenerek yazılı şekilde karar verilmiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporları yetersiz olup, esas itibariyle yangının çıkış nedeninin tereddüte mahal bırakmayacak şekilde tespit edilmesi gerekmektedir.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş; uzman elektrik bilirkişisinin de içinde bulunduğu üç kişilik bilirkişi kurulundan rapor alınarak öncelikle yangının çıkış nedenini duraksamaya yer bırakmayacak şekilde tespit etmek; yangına davalı...."nin dava konusu hadisenin vuku bulduğu mahalde yapmış olduğu altyapı çalışmalarının sebep olduğunun tespiti halinde; kusur oranına göre davacının olay tarihi itibari ile zararını tespit ettirip hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm kurmak olmalıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK"un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.