Esas No: 2002/62
Karar No: 2002/52
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2002/62 Esas 2002/52 Karar Sayılı İlamı
Hukuk Bölümü 2002/62 E., 2002/52 K.
"İçtihat Metni"
OLAY : Askerlik hizmetini yapmakta olan J. Komando Er Hakan Karateke, 2.9.1997 tarihinde bakımını yaptığı silahı teslim ettiği aynı yerde görevli er tarafından dikkatsizlik ve tedbirsizlik nedeniyle vurularak öldürülmüştür.
Davacılar vekilince, müvekkillerinin oğullarının şehit sayılması için yaptıkları başvurunun davalı idarece ölüm olayının Şehitlik Yönergesi kapsamına girmediği nedeniyle reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle, 27.3.2002 gününde askeri idari yargı yerine dava açılmıştır.
ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRESİ; 17.4.2002 gün ve E: 2002/253, K: 2002/276 sayı ile, Anayasa"nın 157 ve 1602 sayılı Yasa"nın 20. maddelerine göre, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi"nin bir davaya bakabilmesi için dava konusu idari işlem veya eylemin asker kişiyi ilgilendirmesi ve askeri hizmete ilişkin bulunması şartlarının birlikte gerçekleşmiş olması gerektiği; gerek Anayasa gerek 1602 sayılı Yasa"da öngörülen "asker kişiyi ilgilendiren" sözcüğüyle, yasakoyucunun davacının kendisinin "asker kişi" olmasını kastettiği; davacıların "asker kişi" olması koşulunun tek istisnanın, yine Yasa"da belirtildiği üzere askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarla sınırlı bulunduğu; görülmekte olan davanın, askerlik yükümlülüğüne ilişkin olmayıp destekten yoksun kalma hukuki nedenine dayalı tam yargı davası olduğu; davacı anne ve babanın miras hukuku bakımından müteveffa Erin "külli halef"leri olmalarının onlara "asker kişi" vasfını kazandırmayacağı; belirtilen nedenlerle davada, davacıların asker kişi olması koşulu gerçekleşmediğinden AYİM"in görevli olmayıp genel idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, yasa yoluna başvurulmayarak kesinleşmiştir.
Davacılar vekili, bu kez, aynı istekle, 6.6.2002 gününde genel idari yargı yerine dava açmıştır.
ANKARA 6. İDARE MAHKEMESİ; 5.7.2002 gün ve E: 2002/959 sayı ile, Anayasa"nın 157 ve 1602 sayılı Yasa"nın 20. maddelerine göre, AYİM"in bir davaya bakabilmesi için dava konusu idari işlem veya eylemin asker kişiyi ilgilendirmesi ve askeri hizmete ilişkin bulunması koşullarının birlikte gerçekleşmesinin gerektiği; olayda, Hakan Karateke"nin askeri hizmet sırasında vefat ettiği, böylece yasada aranan "asker kişiyi ilgilendirme" ve "askeri hizmete ilişkin bulunma" koşullarının birlikte gerçekleştiği dikkate alındığına davanın görüm ve çözümünün AYİM"in görev alanı içinde kaldığı; ancak, daha önce AYİM tarafından görevsizlik kararı verildiğinden bahisle, görevli merciin belirlenmesi için 2247 sayılı Yasa"nın 19. maddesine göre Uyuşmazlık Mahkemesi"ne başvurulmasına karar vermiş olup, idari yargı dosyası bu karar ekinde Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına gönderilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü"nün Ali HÜNER"in Başkanlığında, Üyeler: Dr. Mustafa KILIÇOĞLU, Ümran SAYIŞ, Bekir AKSOYLU, Ayla ALKIVILCIM, Dr. Serdar ÖZGÜLDÜR ve Hıfzı ÇUBUKLU"nun katılımlarıyla yapılan 7.10.2002 günlü toplantısında, Raportör- Hakim İsa YEĞENOĞLU"nun davanın çözümünde askeri idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Danıştay Savcısı Emin Celalettin ÖZKAN"ın davada askeri idari yargının görevli olduğu AYİM Savcısı Celal IŞIKLAR"ın ise, davanın çözümünün genel idari yargının görevine girdiği yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
USULE İLİŞKİN İNCELEME:
Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa"nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesi"nce anılan Yasa"nın 19. maddesinde öngörülen usul ve yönteme uygun biçimde başvuruda bulunulduğu anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık görülmemiş olup, esas inceleme yapılmasına oybirliğiyle karar verildi.
ESASA İLİŞKİN İNCELEME:
Dava, davacıların askerlik hizmeti sırasında ateşli silahla vurularak ölen oğullarının şehit sayılması için yaptıkları başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali isteminden ibarettir.
Anayasa"nın 157. maddesinde, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi"nin askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimini yapan ilk ve son derece mahkemesi olduğu; ancak askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda ilgilinin asker kişi olması şartının aranmayacağı belirtilmiş; 20.7.1972 tarih ve 1602 sayılı Yasa"nın 25.12.1981 tarih ve 2568 sayılı Yasa ile değişik 20. maddesinde de aynı hüküm yer almıştır. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi"nin bir davaya bakabilmesi için dava konusu idari işlemin "asker kişiyi ilgilendirmesi" ve "askeri hizmete ilişkin bulunması" koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
1602 sayılı Yasa"nın değişik 20. maddesinde, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan, subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci uzman çavuş, uzman jandarma çavuş, erbaş ve erler ile sivil memurlar asker kişi sayılmaktadır.
İdari işlemin, görevli yargı yerinin tespiti yönünden "askeri hizmete ilişkin" olup olmadığının saptanabilmesi için işlemin konusuna bakılması gerekmektedir. Eğer idari işlem askeri gereklere, askeri usul ve yönteme ve askeri hizmete göre tesis edilmiş ise bu işlemin askeri hizmete ilişkin olduğu kabul edilmelidir. Daha açık bir ifadeyle, askeri hizmete ilişkin idari işlemler: idarenin bir asker kişinin askeri yeterlik ve yeteneklerinin, tutum ve davranışlarının, askeri geçmişinin, asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevlerinin; askerlik hizmetinin amacı, askeri görev yerlerinin özellikleri, askeri kural ve gerekler gözönünde tutularak değerlendirilmesi sonucunda tesis edilen işlemlerdir. İşlem, askeri olmayan bir makam tarafından tesis edilmiş olsa bile durum değişmemekte menfaati ihlal edilen asker kişinin açtığı davanın Askeri Yüksek İdare Mahkemesi"nde görülmesi gerekmektedir.
Gerek Anayasa"da gerekse 1602 sayılı Yasa"da öngörülen düzenlemeye göre, askeri hizmete ilişkin bir idari işlemin asker kişiyi ilgilendirmesi koşulunu da taşıması halinde, bu asker kişinin ölümü nedeniyle destekten yoksun kalan dul ve yetimlerine yansıyan hak doğurucu uyuşmazlıklara AYİM"de bakılacağında duraksamaya yer olmayıp, davacının her halde asker kişi olması gerektiği yolunda açık bir kural bulunmamaktadır.
Nitekim, askeri hizmetin yürütülmesi sırasında ölen bir asker kişinin, şahsına sıkı sıkıya bağlı olmayan ve mirasçılarına intikali olanaklı bulunan şehit dul ve yetim aylığı gibi hakların elde edilmesine yönelik bulunan ve idarece bu asker kişinin askeri yeterlik ve yeteneklerinin, tutum ve davranışlarının, askeri geçmişinin, asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevlerinin; askerlik hizmetinin amacı, askeri görev yerlerinin özellikleri, askeri kural ve gerekler gözönünde tutularak tesis edilen işlemlerde "asker kişiyi ilgilendirme" koşulunun gerçekleştiği; bu nedenle, asker kişinin desteğinden yoksun kalan aile bireyleri veya kanuni ya da akdi halefi tarafından açılan iptal davalarının görüm ve çözümünde AYİM"in görevli olduğu, Uyuşmazlık Mahkemesi"nin yerleşik kararları ile kabul görmüş bulunmaktadır.
Buna göre, askerlik hizmeti sırasında ateşli silahla vurularak ölen erin mirasçıları tarafından, oğullarının şehit sayılmaması yolundaki işlemin iptali istemiyle açılan davada, idari işlemin askeri hizmete ilişkin bulunması ve asker kişiyi ilgilendirmesi koşullarının birlikte gerçekleşmiş olması karşısında, uyuşmazlığa konu edilen davanın görüm ve çözümünde askeri idari yargı yeri görevli bulunmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, Ankara 6. İdare Mahkemesi"nce yapılan başvurunun kabulü ile AYİM İkinci Dairesi"nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.
SONUÇ : Davanın çözümünde ASKERİ İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 6. İdare Mahkemesi"nin başvurusunun KABULÜ ile, AYİM 2. Dairesi"nin 17.4.2002 gün ve E: 2002/253, K: 2002/276 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 7.10.2002 gününde KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ İLE karar verildi.