3. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/13389 Karar No: 2013/13071 Karar Tarihi: 23.09.2013
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/13389 Esas 2013/13071 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2013/13389 E. , 2013/13071 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen istirdat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı dilekçesinde; babası ... ait aboneliği ölümü ile kendisinin devraldığını, ancak davalı idarenin kaçak elektrik kullanıldığı iddiasıyla fatura tahakkuk ettirdiği gibi annesi .... hakkında şikayette bulunduğunu, bu nedenle davalı idareye 3.990 TL ödemek zorunda kaldığını, ayrıca annesi Perihan’ın kaçak elektrik kullanmadığının hakkında açılan ceza davası ile belirlendiğini ileri sürerek; yersiz ödenilen 3.990 TL nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; aboneliğin fiili kullanıcısının ... olduğunu, bu nedenle davanın sıfat yokluğu nedeni ile reddedilmesi gerektiğini, ayrıca aboneliğe ait sayacın bakanlık mühürlerinin açılıp numaratöre müdahale edildiğinin kaçak tespit tutanağı ile belirlendiğini, bu nedenle müvekkili idarece yasal mevzuat gereği 371,30 TL kaçak kullanım cezası ile 3.618,70 TL kaçak ek tahakkuku olmak üzere toplam 3.990,30 TL fatura tahakkuk ettirildiğini ve bu faturanın taksitlenerek ödendiğini savunmuştur. Mahkemece, 22.11.2012 tarihli bilirkişi raporu esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1.maddesinde kanunun amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiş, 3 maddesinde ise “mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmeti bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı, kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise, bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder.”şeklinde tanımlanmıştır. Diğer taraftan aynı kanunun 23.maddesinde ise, bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut olayda; abonelik sözleşmesinin, işyeri (ticarethane) veya meskene ait olup olmadığı tespit edilememiştir. Bu husus kesin olarak açıklığa kavuşturulmadan eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. Mahkemece, davaya konu aboneliğin işyerine mi, meskene mi ait olduğu etraflıca araştırılıp bu yönde taraf delilleri toplandıktan sonra, aboneliğin işyerine ait olduğunun tespiti halinde genel mahkemelerin görevli olduğu, aksi takdirde şimdiki gibi tüketici mahkemelerinin görevli bulunduğu gözetilerek uygun sonuç çerçevesinde karar verilmelidir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.