Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/18497
Karar No: 2015/4798
Karar Tarihi: 24.03.2015

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/18497 Esas 2015/4798 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2013/18497 E.  ,  2015/4798 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 24.03.2015 Salı günü davacı ... vekili Av.... geldi. Davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    -K A R A R-

    Davacı vekili, davalı borçlu ...."nin alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla ... adlı gemiyi 10.6.2009 tarihinde aralarında organik bağ bulunan davalı ..."ne sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiş,19.3.2012 tarihli dilekçesi ile de dava konusu geminin davalı .... tarafından 9.2.2011 tarihinde dava dışı ..."ne, onun tarafından da 17.1.2012 tarihinde dava dışı başka bir şirkete satıldığından davalı .... hakkındaki davayı bedele dönüştürdüklerini belirterek takip konusu alacak ve fer"ilerinin ticari avans faiziyle birlikte adı geçen davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar .... ile ....vekili, eksik harcın tamamlanması gerektiğini,eldeki davanın aynı konuda açılan ... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/265 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesi gerektiğini, müvekkilleri arasındaki işlemin mülkiyet devri olmayıp finansal kiralama sözleşmesindeki borcun devri olduğunu, 3226 Sayılı Finansal Kiralama Sözleşmesinin 19. maddesi gereğince davacının dava açmakta hukuki menfaatı olmadığını, davacı şirket temsilcisinin aynı zamanda ..."nin de ortağı ve yetkilisi olması nedeniyle borçlunun durumunu bildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma toplanan deliller, ve bilirkişi raporu gereğince dava konusu olayda finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan satın alma hakkının davalı ... tarafından diğer davalıya devrine ilişkin tasarrufun alacaklıları zarar sokma kastı ile yapıldığının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
    Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
    İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.
    İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekir.
    Somut olayda, davacının alacağının 11.12.2006-11.12.2007 tarihleri arasındaki faturalara dayalı olduğu, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleştiği, 27.5.2011 tarihli 401.407.64 TL meblağlı kati aciz belgesinin sunulduğu, alacağın geçek olduğu, iptali istenen 10.6.2009 tarihli tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapıldığı ve davanın süresinde açıldığı anlaşıldığından dava önkoşullarının gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Ticaret sicil kayıtlarından davalı şirketlerin ortaklarının ve temsilcilerinin aynı kişiler olduğu aralarında hukuki ve organik bağ bulunduğu görülmektedir. Davalı borçlu şirket 4.8.2006 tarihli finansal kiralama sözleşmesi ile dava konusu gemiyi dava dışı finansal kiralama şirketinden 3.928.427,70 USD karşılığı aldığı, 10.6.2009 tarihinde de finansal kiralama sözleşmesindeki hak ve alacaklarını davalı ..."ne devrettiği, anılan şirket bakiye kira bedellerini ödeyip geminin mülkiyetini kazandıktan sonra anılan gemiyi 9.2.2011 tarihinde dava dışı ..."ne, o şirketin de 17.1.2012 tarihinde dava dışı başka bir şirkete sattığı anlaşılmaktadır. Dava dışı Finansal Kiralama şirketinin Mahkemeye hitaben yazdığı 31.12.2012 tarihli yazıdan davalı borçlu şirketin 4.8.2006 tarihli finansal kiralama sözleşmesi gereğince 10.6.2009 tarihli devir tarihine kadar yaptığı ödemenin 2.534.073,26 USD olduğu bildirilmiştir.Hükme esas anılan bilirkişi raporunda da 10.6.2009 tarihli devirden sonra davalı ..."nin dava dışı finansal kiralama şirketine yaptığı ödemenin 1.222.898.78 Dolar olduğu, anılan şirketin davalı borçlu şirketten alacağı olan 1.100.000 Dolar da eklendiğinde anılan geminin davalı ..."ne maliyetinin 2.332.898,78 dolar olduğu açıklanmıştır. Bu durumda 3.928.427,70 Dolar değerindeki dava konusu gemiye davalı ..."nin 1.222.898,79 dolar karşılığı sahip olduğu, davalı borçlu şirketin davalı ... lehine 2.534.073,26 USD tasarrufta bulunduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece davanın İİK"nun 283/2 maddesi gereğince bedele dönüştüğü gözönüne alınarak davacının kati aciz belgesindeki alacağı ile sınırlı olarak 2.534.073,26 Doların İİK"nun 278/3-2(bedel farkı), 280 madde gereğince (davalı şirketler arasındaki organik bağ nedeniyle davalı 3.kişi şirketin, borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması ve dava konusu finansal kiralama sözleşmesi ve anılan sözleşme gereğince alınan geminin davalı 3.kişiye devrinin ticari işletme devri niteliğinde olması nedeniyle) davalı 3.kişi ...."den tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmeyen gerekçe ile davanın reddi isabetli görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 24/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi