MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalı ile arasında 01/11/2011-31/08/2014 tarihlerini kapsar "Zabıta Destek Hizmet Personeli Alımı"na ilişkin ihale sözleşmesi imzalandığını, ... 1. İş Mahkemesinin 2013/787 E. Sayılı dosyası ile davalı ... aleyhine işe iade istemli dava açıldığını, mahkeme tarafından işverenler arasında muvazaalı ilişki olduğu yönünde davacı şirket açısından davanın reddine karar verildiğini, davalı belediyece sözleşme süresi bitiminde tüm çalışanların işlerine son verildiğini, 2014 Eylül-Ağustos maaşlarının davalı ... tarafından işçilerin banka hesaplarına ödendiğini, işine son verilen işçilerin bir kısmının belediye bünyesinde ancak farklı bir birimde istihdam edilmeye başlandığından işe tekrar başlayanlar açısından kıdem tazminatının ödenmesine gerek olmadığını, davalı belediyenin sözleşmenin eki İdari Şartnamenin 25.3.4/b hükmünü dayanak göstererek 291,00-TL tutarındaki hak ediş ile 581,00-TL tutarındaki banka teminat mektubu ve 29.209,55-TL"lik nakit ek teminata el koyduğunu, 10/09/2014 tarihinde 6552 Sayılı Torba Kanun ile 4857 Sayılı İş Kanununun 112. maddesinde yapılan ek düzenlemeye göre, hukuki bir sorumluluğunun bulunmadığını, 47354 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun 13. maddesinde kesin teminat ve ek kesin teminatların geri verilmesindeki usule göre; yüklenicilerin işçi ücret ve alacaklarını tam olarak ve zamanında ödemiş olması, ayrıca SSK ve sair resmi kurumlar nezdinde hiçbir borcu bulunmaması halinde teminatların iade edileceğinin belirtildiğini, davacı şirketin resmi dairelere ve işçilere hiçbir borcunun bulunmadığını, kanunda belirtilen haller dışında çalışan personele sırf kıdem ve ihbar tazminatı ödenmemesi nedeniyle kesin teminatın paraya çevrilemeyeceğini ve hak edişlere el konulamayacağını belirterek; fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile; borçlu olmadığının tespiti ile alınan teminatların iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Her ne kadar mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de; davanın harçlandırılmış değeri üzerinden, konusuz kalan kısmı gözetilerek, dava açıldıktan sonra yapılan ödeme de dikkate alınarak davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine; ayrıca davacı tarafın yatırmış olduğu peşin harcın yargılama giderine eklenerek davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 14.829,44 TL. kalan harcın davalıdan alınmasına, peşin alınan 29,20 TL harcın davacıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu davalı yönünden açık, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu davacı yönünden kapalı olmak üzere, 04/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.