Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2584
Karar No: 2019/5517
Karar Tarihi: 11.12.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/2584 Esas 2019/5517 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2018/2584 E.  ,  2019/5517 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma üzerine yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... ile davalılardan ... vekili Av. ..."in geldiği diğer davalının vekilinin gelmediği görülmekle duruşmaya başlanarak hazır bulunan taraf vekillerinin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, davalılardan ... ile davacı arasında imzalanan sözleşmelere istinaden yapılıp teslim edilen villanın tapu devrinin gerçekleştirilmesi için davalı ..."a icra takibine konu senedin verildiğini, senet bedeli ödendiği halde villanın tapu devri gerçekleştirilmediğinden senedin bedelsiz kaldığını, davacının bu miktarda bir senedin altına bilerek imza atmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, senetteki imzanın davacıya ait olmadığını, senedin muvazaalı olarak diğer davalıya ciro edildiğini ileri sürerek davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine, senedin iptaline, % 40 kötüniyet tazminatına, takip dosyasında tahsil edilen meblağın yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili, davacının şikayeti üzerine Didim Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında yaptırılan imza incelemesi sonucu alınan raporda senetteki imzanın davacının eli ürünü olduğunun tespit edildiğini, senedin bedelsiz olduğu iddiasının diğer davalıya karşı ileri sürülebileceğini, davalı ..."ın senede ciro yolu ile hamil olduğunu savunarak davanın reddi ile % 40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... vekili, senetteki imzanın davacıya ait olduğunu taraflar arasında villa alım satımından doğan bir ilişki bulunmadığını, sözleşme bedeli 540.000,00 TL olduğu halde senet bedelinin 350.000,00 TL olduğunu, sözleşmede senet verileceğine dair bir kayıt bulunmadığını, davacının senedin teminat olduğu iddiasını yazılı delille kanıtlaması gerektiğini, davacının borcun kabulünü içeren protokol imzaladığını, senedin nakit olarak davacıya verilen para karşılığında alındığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, davanın reddine yönelik olarak verilen karar Dairemizin 2014/6761 esas ve 2015/3412 karar sayılı ve 11/03/2015 tarihli kararı ile "Dava, borçlusu davacı, lehtarı davalı ... ve hamili davalı ... olan icra takibine konu senetteki borçlu imzasının davacı eli ürünü olmadığı ve senedin bedelsiz olduğu iddiasıyla İİK"nın 72. maddesi hükmü uyarınca menfi tespit ve takipte ödenen bedelin istirdadı istemine ilişkindir. Somut olayda davacının imza inkarı ve tahrifat iddiası yönünden HMK"nın 211. maddesi hükmüne uygun olarak araştırma ve inceleme yapılarak deliller hep birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken takipsizlik kararı ile sonuçlanan hazırlık soruşturması sırasında alınan ve hukuk hakimini bağlayıcı nitelikte bulunmayan bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru görülmemiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, bozma sonrası alınan Adli Tıp Kurumu raporu ve grafoloji uzmanlarından alınan raporda senedin altındaki imzanın davacıya ait olduğu, ancak senedin bedel kısmındaki "3" ve "0" rakamlarının senede eklenerek senedin mevcut duruma getirildiğinin saptandığı, davacı tarafından imzalandığı anlaşılan senedin varlığı ve davalı tarafından dosyaya ibraz edilen ve davacı ile davalı vekili ... tarafından imzalanan 15/03/2010 tarihli protokol birlikte değerlendirildiğinde davalının, icra takibine konu senet sebebiyle borçlu olduğunun kabulü gerektiği, zira davacı tarafından senedin varlığı inkar edilmişken, senedin rızası hilafına doldurulduğunun ispat olunamadığı, davacının imzasının açığa imza olarak kabul edilmesi gerektiği, davacının açığa imza atması sebebiyle sorumlu olduğu, diğer yandan davacı asil tarafından 15/03/2010 tarihli protokolün baskı altında imzalatıldığı yönünde bir savunmada bulunulduğu görülse de savcılık soruşturma dosyasında alınan tanık beyanlarından davacının baskı altında imza atmadığı ve aksinin de davacı tarafından ispat edilemediği, taraflar arasındaki sözleşmelerde senet verildiğine dair bir ibarenin geçmediği, davacının senedin bedelsiz kaldığı yönündeki iddiasını ispat edemediği gerekçeleriyle davanın reddine, icra takibinde icra veznesine yatan paraların alacaklıya ödenmesi ihtiyati tedbir yolu ile durdurulduğundan davalılardan ... lehine % 20 tazminata karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, 09/10/2009 düzenleme tarihli, 13/11/2009 ödeme tarihli ve 350.000,00 TL bedelli bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespiti davasıdır. Mahkemece uyulan bozma kararı çerçevesinde tahrifata ilişkin alınan bilirkişi raporlarında senetteki rakamla yazılı olan miktar hanesinde bulunan "35 0000" bedelinin ilk ve son hanelerinde yer alan "3" ve "0" rakamlarının sonradan atıldığı görüşüne varılmıştır. Davaya konu bononun düzenleme tarihi ve vade tarihi ile dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK"nın 690. maddesinin (6102 sayılı TTK m.778) göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun"un 588/1 maddesi (6102 sayılı TTK m.676/1) gereğince bonoda rakam ve yazı ile değer gösteren bedeller arasında fark bulunması durumunda yazı ile değer bildiren kısma itibar edileceğine ilişkin hüküm, rakamda tahrifat olmaması halinde uygulanır, tahrifat halinde geçersiz olacağından buna itibar edilemez. Mahkemece senedin boş olarak verildiği varsayımından hareketle sonradan doldurulmasının geçerliliğini etkilemeyeceği gerekçesine dayanılmış ise de boş verilen senedin miktar hanesi doldurulurken aynı elin ürünü kalemle doldurulması gerekmektedir. 350.000,00 TL"lik davaya konu bonoda "3" ve "0" hanelerinin sonradan eklendiği görülmekle davacının kabulünde olan 5.000,00 TL dışında kalan miktar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın tamamen reddine karar verilmesi doğru olmamış, yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 11/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi