(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi 2012/23497 E. , 2013/18853 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat ... geldi, karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı,kendisine ait dava konusu taşınmazı satmak üzere davalıya vekalet verdiğini,davalı tarafından bu vekalete dayalı olarak üçüncü kişiye satış yapılmasına rağmen satış bedelinin ödenmediğini belirterek; dava konusu taşınmazın satış tarihi olan 29.03.2006 tarihi itibariyle gerçek rayiç değerine karşılık 60.000 TL"nin satış tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalı, arkadaşı ...’in isviçre’de bulunan ağabeyine ait işyerini davacının eşine devretmek istediğini,bu devir bedeline karşılık davacıya ait taşınmazın verileceğini belirterek satışına aracılık etmesinin istendiğini,bu kapsamda davacı tarafından gönderilen vekalete dayalı olarak 25.000 TL bedelle satışı yapılarak satış bedelini arkadaşı olan ..."in hesabına havale ettiğini,ancak davacının eşi ile arkadaşının ağabeyi arasındaki satıştan doğan uyuşmazlık nedeniyle bu bedelin kendisinden tahsil edilmeye çalışıldığı belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davacıya ait taşınmazın davalı vekil tarafından yapılan satışına dayalı olarak satış bedelinin tahsili istemine ilişkindir Taraflar arasındaki ilişki vekalet sözleşmesine dayanmakta olup, vekalet sözleşmesinin en önemli unsurları arasında; vekilin talimata uygun hareket etme borcu,
borcu ve hesap verme borcu gelmektedir. Vekil, vekalet verenin kendisine verdiği görevi özen ve sadakatle ifa etmek yükümlülüğü altındadır. Öte yandan, müvekkilin talebi üzerine, yapmış olduğu işin hesabını vermekle, her ne nam ile olursa olsun, almış olduğu şeyi müvekkile tediye etmekle yükümlüdür. (B.K.md. 392/1) Vekilin hesap verme yükümlülüğüne, üçüncü kişilerden aldığı değerler öncelikle dahildir. Belirtilen yükümlülüklere aykırı davranılması halinde vekilin, müvekkile karşı, onun bu yüzden uğradığı zararı tazmin yükümlülüğünün ortaya çıkacağı da çok açıktır. Bu ilke ve kurallar ışığında somut olaya bakıldığında davalının kendisine verilen vekalete dayalı olarak davacıya ait taşınmazı 29.03.2006 tarihinde üçüncü kişiye sattığı sabittir. Davalı savunmasında taşınmaz satış bedelini davacının bilgisi dahilinde üçüncü kişiye ödediğini ileri sürmüş ise de,davacı tarafından satış bedelinin üçüncü kişiye ödenmesine dair bu yönde bir talimat verildiğini veya davacının muvafakatının bulunduğunu, davalı TMK.’nun 6. ve HMK.’nun 200. maddeleri gereğince yasal delillerle ispat etmelidir. Müddeabihin miktarı itibariyle HMK.’nun 200. ve devamı maddeleri uyarınca davacının açık muvafakatı olmadıkça olayda tanık dinlenemez. Davalı, davacının muvafakatıyla üçüncü kişiye ödeme yaptığı yönündeki savunmasını ispat edecek yazılı belge ibraz edememiştir. Bu durumda davalının vekalet ilişkisi kapsamında davacıya ait taşınmazın satışından kaynaklanan bedelin ödenmesi hususunda davacıya karşı sorumluluğunun devam ettiğinin kabulü gerekir. Hal böyle olunca mahkemece davalının dava konusu taşınmazın satış tarihindeki gerçek satış bedelinden davacıya karşı sorumluluğunun devam ettiği gözetilerek yapılacak yargılama sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde delillerin takdirinde hatalı değerlendirmeye bağlı olarak davanın reddine dair hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup,bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün kararı temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 990,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 8.6.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.