3. Hukuk Dairesi 2013/13177 E. , 2013/13042 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen ziynet alacağı davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde, tarafların evliliklerinin sona erdiğini, davalı tarafça müvekkiline düğünde takılan Trabzon hasır bilezik, Jival set, Udol bilezik, 30 adet çeyrek altın ve 2.000,00 TL nakit para olmak üzere 30.000,00 TL yi aşkın değerdeki altının 95 gramının iade edildiğini, diğer ziynetlerin iade edilmediğini ileri sürerek bu ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmaması halinde şimdilik 4.000,00 TL"nin boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, ziynet eşyalarının iadesi talebinin süresinde olmadığını, davanın öncelikle bu yönden reddi gerektiğini, Bakırköy 4.Aile Mahkemesinin 2009/829 Esas, 2010/1014 Karar sayılı hükmü ile 07/2/2011 tarihinde tarafların evvelce anlaşmalı boşanma konusunda uzlaştıklarını, bununla ilgili olarak düzenlenen protokol gereğince bileziklere karşılık olmak üzere 95 gram altının davacıya iadesinin kararlaştırıldığını, düğünde takılan takıların gerçek değerlerinin davacının bildirdiği miktarda olmadığını, takıların büyük kısmının bozdurarak davacının çeyiz borçları için sarf edildiğini, davalıda davacıya ait herhangi bir takı bulunmadığını, boşanma davasında dinlenen tanıkların bu hususu doğruladıklarını, davacının ziynetlerini aldığını, taşınabilen bir eşya olan ziynetin kural olarak kadında bulunması gerektiğini, aksini ispat yükümlülüğünün davacıda olduğunu bildirmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, "Her ne kadar davacı taraf öncelikle aynen iade talep etmiş ise de, davalı tarafın iade ettiği ihtilafsız olan 95 gramın talep edilen hangi kaleme dahil olduğu kanıtlanamadığından dolayısıyla iade edilen kalem belirnemediği için hükümle iadesine karar verilecek kalemler de saptanamadığından davacının aynen iade talebinin reddine. davacıya takılan ziynet ve paranın toplamından iade edilen 95 gramın değeri ile davacının çeyizi için altınların bozdurulması suretiyle kullanılan 5.000 TL düşülmek suretiyle geri kalan 8.588,00 TL "nin davacıya iadesine" karar verilmiştir.
Hüküm, davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının tüm davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsili isteminden ibarettir.
Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere, ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden, ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan, kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kişinin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.
Davacı tanıkları görgüye dayalı beyanları ile ziynetlerin davalıda kaldığını açıkca bildirmişlerdir. Dinlenen davalı tanıkları ise düğün borcuna mahsuben bir kısım altının bozdurulduğunu duyduklarını ifade etmişlerdir.
Yine, dosya içerisinde bulunan tarihsiz boşanma protokolüne göre; "düğünde kız tarafının taktığı bileziklerin karşılığı olmak üzere 95 gr. altının erkek tarafından eşine iade edileceği" düzenlemesi bulunmakta olup, davalı tarafın cevap dilekçesinde dahi bu husus aynı şekilde bildirilmiştir.
Dava dilekçesinde istek, davalı eşte kaldığı iddia edilen ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı taktirde fiili ödeme tarihindeki bedelinin tahsilinden ibarettir.Tanık beyanları ve tüm dosya içeriğine göre, dava konusu edilen ziynet eşyalarının davalıda kaldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece; taraflar arasında davacıya ait olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmayan ve tüm dosya kapsamı ile iade edilmediği anlaşılan ziynet eşyalarının aynen iadesine (ayar, adet ve gramları ile birlikte hükümde tek tek belirtilerek); olmadığı takdirde bilirkişi tarafından belirlenen miktarın tahsiline karar verilmesi gerekirken, itibar edilmeyen gerekçeler ile bedelin tahsiline ilişkin hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.