3. Hukuk Dairesi 2013/14525 E. , 2013/13036 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen sebepsiz zenginleşme davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davada, mülkiyeti davalı Hazineye ait olan ... mevkii 26080 ada 4,6,24,25 ve 27 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde 15.05.1991 tarih ve 49 yıl süreli irtifak hakkı tesis edildiği, sözleşme hükümleri gereğince 2006-2007 dönemi irtifak bedeli üzerinde tarafların anlaşamaması üzerine talep edilen 1.866.234,58 TL irtifak hakkı bedelinin ihtirazi kayıt ile ödendiği, ayrıca irtifak bedelinin tespiti istemli dava açıldığı bu dava sonucunda irtifak bedelinin 781.970,53 TL olarak belirlendiği ve fazla ödenen 1.084.264,58 TL"nin iadesine karar verildiği, ancak fazla ödenen miktarın ödeme tarihi ile irtifak bedelinin tespitine ilişkin karar tarihi arasındaki süre için faiz ödenmediği ileri sürülerek 1.140.000,00 TL (ıslah ile 1345 248,23 TL"nin) faizi ile birlikte tahsili istenilmiştir.
Davalı, irtifak bedelinin tespiti istemli davanın kesinleşmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, irtifak bedelinin ihtirazi kayıt ile fazla ödendiğinin 06.06.2012 tarihinde kesinleşen mahkeme kararı ile sabit olduğu, davalı yedinde kalan para için ihtirazi kayıt ile ödeme tarihi olan 20.11.2006 ile karar tarihi olan 20.07.2011 arası için B.K."nun 63. madde hükmü gereğince ve bilirkişi raporu ile belirlenen 6183 sayılı yasa 51/1. maddesi hükmü gereğince 1.345.248,23 TL istenebileceği gerekçesi ile davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm, süresinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, irtifak bedeli olarak ihtirazi kayıt ile yapılan fazla ödemenin davalı yedinde kaldığı süre için işlemiş faiz alacağı isteminden ibarettir.
Taraflar arasında, ... 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/376 sayılı dosyasında görülen "irtifak bedelinin tespiti ve fazla ödenenin iadesi davasında" davacı irtifak hakkı sahibi tarafından faiz talebinde bulunulmamıştır. Mahkeme kararının kesinleşmesi üzerine bu dava sırasında fazla ödenen irtifak bedelinin davacıya iade edildiği dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, fazla ödenen irtifak bedelinin iadesi sırasında bu meblağa faiz istenilip istenilemeyeceği, istenilebilecekse, uygulanacak faizin niteliği ve başlangıcı noktasında toplanmaktadır.
Haksız iktisapta ana kural; sebepsiz zenginleşen kimsenin geri verme anındaki zenginleşmesinin iadesidir. Başka bir ifade ile sorumluluğun çerçevesini belirlemede, ilk zenginleşme anındaki durum değil, ondan sonra iade anına kadar meydana gelen azalma ve çoğalma da mutlaka göz önünde tutulur (Tunçomağ sf. 637-638).
Somut olayda, davalı, irtifak hakkı tesisi sözleşmesi hükümlerine göre 2006-2007 dönemi için belirlenen irtifak bedelinin tahsilini talep etmiş olup, açıklanan niteliği gereği davalının iyiniyetli olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda iade borcunun kapsamının belirlenmesinde Borçlar Kanununun 63/1(6098 sayılı Borçlar Kanunu 79/1) maddesindeki düzenleme esas alınmalıdır.
Hüsnüniyetli olan davalı iade anında elinde kalan veya olan değerleri geri verecektir. Bu değerler sebepsiz zenginleşme ile bağlantılı olarak oluşan ve para ile ölçülebilen yararlar olarak anlaşılmalıdır. Bu durum tabii semereler (doğal verimler) veya örneğin kira ve faiz gibi medeni semereleri de kapsar. Faiz getirecek şekilde işletilmemiş olsa bile, bir paranın sebepsiz zenginleşenin mal varlığında bulunduğu süre içinde, onun malvarlığına ekonomik bakımdan başka türlü katkılar sağlayabileceği kuşkudan uzaktır. Ancak, sağladığı katkının türü ve miktarı her somut olayda farklı olacağından, her hangi bir açıklığın bulunmadığı hallerde, ekonomik katkının belirlenmesinde hukuksal bir ölçü olarak, faiz kavramı esas alınmalıdır. Sebepsiz zenginleşenin, sebepsiz zenginleşmeye konu para için daha yüksek veya daha düşük oranda faiz almış olduğu ispat edilmediği sürede; zenginleşmenin gerçekleştiği tarih ile geri vermenin talep edildiği tarih arasındaki süre için, paranın kullanma değerinin karşılığı olarak, temerrüt faizi kadar faizle yükümlü tutulmalıdır...., sebepsiz iktisap,... 1998,sf.561 vd.).
Sonuç olarak, sebepsiz zenginleşmede geri verme borcunun kapsamına ilişkin yukarıda değinilen ilke ve kurallar, iyiniyetli müktesip durumunda bulunduğu çekişmesiz olan davalının, davacıdan aldığı parayla birlikte, sebepsiz zenginleşmeye konu parayı elinde bulundurduğu süre içerisinde ondan elde ettiği medeni semereleri ile geri iade ile yükümlüdür. İhtirazi kayıt ile yapılan ödeme nedeniyle geri verme borcu bakımından ayrıca bir ihtara gerek bulunmamaktadır. Zaten mahkemenin kabulü de bu yöndedir.
Ancak, mahkemece; sebepsiz zenginleşmenin gerçekleştiği ilama bağlı iade alacağına, ödeme tarihi olan (20.11.2006) ile karar tarihi olan (20.07.2011) arası için geçen sürede temerrüd faizi oranları üzerinden tahakkuk eden faiz miktarıyla sınırlı olarak iadeye karar verilmesi gerekirken itibar edilmeyen gerekçeler ile aynı süre için 6183 sayılı yasa 51/1. madde hükmüne göre belirlenen tutarın iadesi cihetine gidilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 990 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davacı tarafa verilmesine,
23.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.