15. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/219 Karar No: 2018/2255 Karar Tarihi: 30.05.2018
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2017/219 Esas 2018/2255 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, apartman yönetimi adına açtığı dava ile dava dışı arsa sahipleri ile davalı yüklenici arasında imzalanan inşaat sözleşmesi ve yapı denetim hizmet sözleşmesine dayanarak, yapılan istinat duvarının gizli ayıplı olduğunu açıklayarak yeniden yapımı için fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak davalıdan 35.000 TL'nin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Ancak mahkeme, 147. madde gereğince davanın zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Yargıtay da, davacı ile davalı arasında akdi ilişki bulunmamakla birlikte, mahkemenin davanın taraflar arasında akdi ilişki kurulmamış olduğundan her iki davalı yönünden husumetten reddi gerektiği ve kararın düzeltilerek onanması gerektiği yönünde karar vermiştir. Kanun maddeleri olarak, Türk Borçlar Kanunu'nun 470. maddesi ve 147. maddesi açıklanmıştır.
15. Hukuk Dairesi 2017/219 E. , 2018/2255 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı ... kendi adına ve apartman yönetimi adına açtığı davasında dava dışı arsa sahipleri ile davalı yüklenici .... Şirketi arasında 18.06.2004 tarihinde Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi düzenlendiği, diğer davalının da inşaatın yapı denetimini üstlendiğini, yapının iskânının 26.12.2005 tarihinde alındığını, binanın iskânının alınmasından henüz 5 yıl geçmeden yapılan bina ile kot farkı olan arkasındaki komşu bina arasındaki yüklenici davalının yapmış olduğu istinat duvarının gizli ayıplı olduğunun mahkemede yaptırılan tespit ile belirlendiğini açıklayarak yeniden yapımı için fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 35.000,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece kat karşılığı inşaat sözleşmesinin 18.06.2004 yılında dava dışı arsa sahibi ... ve... ile... Nak. İnş. Turz. Taah. San ve Tic. Ltd. Şti. arasında imzalandığı, yapı denetim hizmet sözleşmesinin yapı sahibi adına hareket eden ... ve ... ile ... Yapı Denetim A.Ş. arasında 27.10.2004 tarihinde imzalandığı, davalı ... Nak. İnş. Turz. Taah. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından iskânın 26.12.2005 tarihinde alındığı, davalılar ile arsa sahipleri arasında imzalanan yapı denetim sözleşmesinin Türk Borçlar Kanunu"nun 470. maddesinde tanımlanan eser sözleşmesi niteliğinde olduğu, bu nedenle Türk Borçlar Kanunu"nun 147. maddesindeki 5 yıllık zamanaşımı hükümlerinin uygulanması gerektiği ve davanın açılış tarihine göre zamanaşımının dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti; davaya konu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, davaya konu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise davaya konu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde kabul edilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatı bu anlamda, defi değil itiraz niteliğinde olup; taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği gibi taraflar ileri sürmemiş olsalar bile mahkemece re"sen nazara alınmalıdır. Somut olayda davacı kendi adına ve apartman yöneticisi sıfatıyla apartmanı inşa eden davalı yüklenici şirket ile yapı denetim firması aleyhine dava açmış olup davacı ile davalı arasında akdi ilişki bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece davanın taraflar arasında akdî ilişki kurulmamış olduğundan davanın her iki davalı yönünden husumetten reddi gerekirken işin esasının incelenerek zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de sonucu itibariyle doğru olan hükmün gerekçesinin 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nın 438/VII. maddesi gereği düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur. SONUÇ : Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca mahkeme kararının değiştirilen bu gerekçe ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 30.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.