Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/168
Karar No: 2019/5515
Karar Tarihi: 11.12.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2019/168 Esas 2019/5515 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı borçlu, kredi sözleşmeleriyle ilgili olarak alacaklı bankanın icra takibine itiraz etti. Ancak mahkeme, davalının kefaletinin borcun üstünde kaldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verdi. Ancak, bilirkişi raporunda sözleşmelerin hangisi olduğu hususunda tam bir açıklık olmadığı gibi bankacılık konusunda uzman bilirkişi yerine hukukçu bilirkişiden rapor alındığı belirtilerek, konusunda uzman bankacı bilirkişi görevlendirilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Sonuç olarak, hüküm bozulmuştur.
Kanun Maddeleri: Kararda herhangi bir kanun maddesi belirtilmemiş.
19. Hukuk Dairesi         2019/168 E.  ,  2019/5515 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, davacı bankanın dava dışı ... Şekerleme San. ve Tic. Ltd. Şti"ye genel kredi sözleşmesi ile kredi kullandırıldığını, davalı borçlunun kredi sözleşmesinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğunu, kullandırılan kredinin bir zaman sonra ödemelerinde sorun olduğunu ve borçlulara ihtarname gönderildiğini, ihtarnameye rağmen borcun ödenmediğini ve hesabın kat edildiğini, bunun üzerine Samsun 4. İcra Müdürlüğü"nün 2013/4027 esas sayılı takip dosyası ile takibe geçtiklerini, davalı borçlunun takibe haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini, takibin durduğunu belirterek, itirazın iptalini, takibin devamına, davalı borçluya % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddi gerektiğini, ödeme emrinde borcun sebebinin kredi sözleşmeleri olarak yazıldığını ancak davalının sorumluluğunun hangi sözleşmeye ve ne miktarda olduğunun belirtilmediğini, davalının 28/06/2012 tarihinde bankadan "asaleten veya kefaleten borcu kalmamıştır" ibraz yazısı aldığını savunarak davanın reddini, % 20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, davacı ile dava dışı ... Şekerleme San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında 24/12/2003 tarihli 33.000,00 TL limitli, 07/01/2010 tarihli 120.000,00 TL limitli, 19/08/2009 tarihli 100.000,00 TL bedelli, 28/06/2012 tarihli 150.000,00 TL bedelli, 12/07/2012 tarihli 1.100.000,00 TL limitli sözleşmeler imzalandığı ve davalının 24/12/2003 ve 19/08/2009 tarihli sözleşmelerde imzasının bulunduğu ve bu sözleşmelerin 12/07/2012 tarihli sözleşmenin 48. maddesi ile 12/07/2012 tarihli sözleşme ile bağlantılı hale getirildiği, buna göre davalının kefalet limitinin 133.000,00 TL olduğu, davalıya kullandırılan iş bu sözleşme kapsamındaki borcun ödenmemesi üzerine 01/03/2013 tarihinde hesabın kat edildiği, takip tarihi itibariyle banka alacağının 26.499,82 TL asıl alacak, 671,77 TL işlemiş temerrüt faizi, 33,59 TL BSMV"si olmak üzere toplam 27.205,18 TL olduğu, davalının kefaletinin bu tutarın üstünde kaldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalının mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalıların murisleri olan ...’in kefil olarak imzaladığı sözleşme ile borcun doğduğu sözleşmelerin hangisi olduğu hususunda tam bir açıklık olmadığı gibi bankacılık konusunda uzman bilirkişi yerine hukukçu bilirkişiden rapor alınmış olması da usule uygun değildir. Mahkemece yapılması gereken iş, konusunda uzman bankacı bilirkişi görevlendirilerek gerektiğinde banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yaptırılarak dava konusu kredi borcunun kaynağını teşkil eden kredi sözleşmelerinin belirlenmesi ve bu sözleşmelerde davalıların murisinin imzasının olup olmadığının ve asıl borç miktarının tespitinden ibarettir. Eksik ve yanılgılı gerekçelerle tesis edilen hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 11/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi