8. Hukuk Dairesi 2016/9531 E. , 2019/4187 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVACI (Üçüncü Kişi) :
DAVALI (Alacaklı) : ...
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı-karşı davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı-karşı davalı üçüncü kişi vekili; borçlunun müvekkilinin eski kiracısı olduğunu, şu anda müvekkilinin faaliyette bulunduğu borçlunun eski adresinde haczedilen menkullerin borçlunun borcu nedeniyle fatura karşılığı alındığını, istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacı alacaklı vekili; borçlu şirketin alacaklılardan kurtulmak için davacı üçüncü kişiye muvazaalı satış yaptığını, haciz adresinde üretimi halen borçlu şirketin yaptığını, davacı ile borçlu arasında yapılan satış alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla yapılmış olduğundan, istihkak iddiasının reddine, karşı dava olarak açtıkları tasarrufun iptali talebinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, asıl davaya ilişkin mahcuzların borçlu tarafından borcuna mahsuben üçüncü kişiye satıldığı ve faturalandırıldığı gerekçesiyle istihkak iddiasının kabulüne, karşı dava olarak açılan tasarrufun iptali hakkında ise ilk celsede ara kararla reddine karar verilmiş, hükmün gerekçesinde karşı davadan bahsedilmemiştir.
Hüküm, asıl davada davalı karşı davada davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK"nin 96 ve devamı maddelerine dayalı istihkak iddiası ile alacaklının karşı dava olarak İİK"nin 97/17 maddesi gereğince açtığı tasarrufun iptali talebine ilişkindir.
1. Davaya konu haczin borçlu şirketin güncel ticaret sicil adresinde yapıldığı dosya kapsamındaki ticaret sicil kayıtlarından anlaşılmaktadır. Ayrıca haciz mahallinde borçlu şirkete ait tabela, çalışma talimatı, acil durumda aranacak kişiler başlıklı yazıda borçlu firma yetkilisi ..."ın adı ve numarası yer almaktadır. Tüm bu bilgi ve belgeler karşısında, İİK’nin 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı lehine olduğunun kabulü ile yasal karinenin aksinin davacı 3. kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekir.
Davacı-karşı davalı üçüncü kişi tarafından dayanılan ve borcun doğumundan sonraki tarihleri taşıyan ve ayırt edici özellikleri bulunmayan faturalar, adi yazılı kira sözleşmesi istihkak davalarında güçlü delil teşkil etmezler ve mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli değildir.
O halde, Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönüne alınarak, davanın reddi yerine oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile kabulüne yönelik hüküm kurulması doğru olmadığından, davalı- karşı davacı alacaklının asıl davaya ilişkin temyiz itirazlarının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
2. Davalı-karşı davacı alacaklı vekilinin karşı dava olarak açılan tasarrufun iptali davasının reddine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
İİK"nin 97/17. maddesinde, "İstihkak davasına karşı haczi yaptıran alacaklı, bu Kanunun 11"inci babı hükümlerine dayanarak ve muvakkat veya kati aciz belgesi ibrazına mecbur olmaksızın mütekabilen iptal davası açabilir.." hükmü düzenlenmiştir.
Hükmün kapsamı HMK"nin 297/2. maddesinde " Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." şeklinde düzenlenmiştir. Bu madde tarafların taleplerine yönelik olarak hükümle karar verilmesi gerektiğini açıkça belirtmektedir.
Davalı-karşı davacı alacaklı tarafından süresinde ve usulüne uygun olarak açılmış bir karşı dava bulunduğundan Mahkemece karşı davaya ilişkin talebin esasına ilişkin yargılama yapılarak, son kararda talebe ilişkin hüküm kurulması gerekirken tasarrufun iptaline ilişkin talebin ilk celsede ara kararla reddedilerek, gerekçeli karar ve hükümde yer verilmemiş olması hatalı olduğundan davalı-karşı davacı alacaklı vekilinin temyiz talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle,davalı-karşı davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, taraflarca İİK"nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 16.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.