Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2018/168
Karar No: 2018/567
Karar Tarihi: 28.03.2018

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2018/168 Esas 2018/567 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2018/168 E.  ,  2018/567 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Taraflar arasındaki “tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Gaziantep 1. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 04.10.2012 gün ve 2011/519 E., 2012/496 K. sayılı karar davalı ... Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 06.03.2014 gün ve 2013/1689 E., 2014/4098 K. sayılı kararı ile;
    (...Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
    Dava, davacının 01.01.1987 tarihinde başlayan Tarım Bağ-Kur sigortalılığının, 27.4.1989 tarihinde başlayan SSK’lı çalışmaları nedeniyle 18.05.1990 tarihinden itibaren iptal edilmesi sonucu yaşlılık aylığının iptali ve ödenen maaşların borç kaydedilmesi nedeniyle, 1.1.1987 tarihinde başlayan Tarım Bağ-Kur sigortalılığına üstünlük tanınarak devam etmesi gerektiği, 6111 sayılı yasadan faydalandırılması ve birikmiş emekli aylıkların tahsili istemine ilişkindir.
    Mahkemece davanın kabulü ile, davacının 1.1.1987-26.4.1989 ve 18.5.1990­30.6.2011 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalı olduğunun tespitine karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık uzun süreli zorunlu 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmaların Tarım Bağ-Kur sigortalılığını kesip kesmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
    Gerçekten Tarım Bağ-Kur sigortası kapsamında kesintisiz tarımsal faaliyetin bulunduğunun anlaşıldığı hallerde, gerek 506 ve gerekse 1479 sayılı Yasalar kapsamındaki kısa süreli çalışmaların 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı tümden sona erdirmeyeceği, 2926 sayılı Yasa"nın 36 ve 10.maddesindeki şartların da gerçekleşmesi halinde 506 ve 1479 sayılı Yasa"lar kapsamındaki kısa süreli çalışmalar dışında kalan süreler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalısı olunduğunun kabulünün gerekeceği, ancak 506 ve 1479 sayılı Yasa"lar kapsamındaki çalışmaların uzun süreli olduğu hallerde ise, tarımsal faaliyetin kesintiye uğradığının ve anılan çalışmaların sona ermesinden sonra, 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığın yeniden başlatılabilmesi için, doğrudan prim yatırılması, talep veya aynı Yasa"nın 36.maddesine göre ürün bedelinden tevkifat yapılması yoluyla yeniden kayıt ve tescil yolundaki iradenin ortaya konulması gerektiği Dairemizin giderek Yargıtay"ın yerleşmiş görüşlerindendir. (Yargıtay HGK"nun 14/02/2007 tarih 2007/21-73 esas ve 2007/71 sayılı karanda aynı yöndedir)
    Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re"sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir.
    Bir yıldan daha az süren zorunlu sigortalılık kapsamındaki çalışmalar kısa süreli olup, kesintisiz bir şekilde bir yıl veya daha fazla süren çalışmalar ise uzun süreli çalışmadır.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının tarımsal faaliyeti nedeniyle 01/01/1987 tarihinde Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği, 27/04/1989-17/05/1990 tarihleri arası 381 günlük 506 sayılı Yasa kapsamında uzun süreli çalışmalarının bulunduğu, davacının 28.04.2011 tarihinde 6111 sayılı Yasadan faydalanmak için davalı Kuruma başvurduğu ve Kurumun davacıyı 1.1.1987-26.4.1989 ile 18.05.1990­30.04,2008 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur"lu kabul ederek prim borcunu aldığı ve tahsis talebine istinaden 01.07.2011 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağladığı anlaşılmaktadır.
    Somut olayda, davacının 27/04/1989-17/05/1990 tarihleri arası 381 günlük 506 sayılı Yasa kapsamında uzun süreli çalışmalarının bulunduğu, uzun süreli SSK kapsamındaki bu çalışmanın tarım Bağ-kur sigortalılığını keseceği, sigortalılığın yeniden başlayabilmesi için davacı adına talep, prim ödemesi veya prim tevkifatı bulunması gerektiği, bunlarında hiç birinin dosyada bulunmadığı anlaşılmaktadır.
    Mahkemece davacının uzun süreli SSK"lı çalışmalarından sonra sigortalılığın ancak bir prim kesintisi, tevkifat veya talebinin bulunması halinde başlatılabileceği göz ardı edilerek, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması isabetsiz olup bozma nedenidir.
    Yapılacak iş, davacının 18.05.1990 tarihinden sonra Tarım Bağ-Kur sigortalısı olması için gereken şartları yerine getirmediğinden bu süre yönünden talebin reddine karar vermek ve çıkacak sonuca göre yaşlılık aylığı şartlarını değerlendirmekten ibarettir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır…)
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.



    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava Tarım Bağ-Kur sigortalılık süresinin tespiti ve yaşlılık aylığının tekrar bağlanması istemine ilişkindir.
    Davacı vekili müvekkilinin 01.01.1987 tarihinden itibaren 7711780940 sicil numarası ile Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kaydının yapıldığını, 27.04.1989 tarihinde ise 2701011111658 sicil numarası ile SSK kapsamında bir dönem çalışsa da tarımsal faaliyetine devam ettiğini, 6111 sayılı Kanundan yararlanmak için Kuruma başvurusunun kabul edildiği ve 01.01.1987 tarihinden itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı kabul edilerek emekli olduğunu, ancak davalı Kurumun 1989 yılındaki SSK’lı çalışmalarını göstererek bu tarihten itibaren tüm Tarım Bağ-Kur çalışmalarını, 6111 sayılı Kanun kapsamında yaptığı ödemeleri ve yaşlılık aylığını iptal ettiğini, yaşlılık aylığı bağlandıktan sonra SSK’lı çalışmaları nedeniyle 22 yıl süren Tarım Bağ-Kur hizmetinin iptal edilmesinin sosyal devlet ilkesine uygun olmadığını, müvekkilinin 01.01.1987 tarihinden itibaren kesintisiz şekilde Tarım Bağ-Kur sigortalısı kabul edilmesi gerektiğini iddia ederek Kurum işleminin iptalini talep etmiştir.
    Davalı Kurum vekili davacının 01.01.1987 tarihinde başlatılan Tarım Bağ-Kur sigortalılığının 26.04.1989 tarihinde SSK’lı olarak çalışmaya başladığı tarih itibariyle durdurulduğunu, davacının 27.04.1989-17.05.1990 tarihleri arasında 506 sayılı Kanun kapsamında 39214 sicil numaralı işyerinde çalıştığını, 2926 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesi gereği davacının talep ettiği dönemde sigortalı sayılmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece davacının 01.01.1987 tarihinden itibaren 2926 sayılı Kanun kapsamında tescilinin yapıldığını ve SSK’lı olarak çalıştığı 27.04.1989-15.05.1990 tarihleri dışında (381 gün) 2926 sayılı Kanun kapsamı dışında başka sosyal güvenlik kanununa tabi çalışmasının bulunmadığı, 2926 sayılı Kanun’un 5’inci maddesi gereği Tarım Bağ-Kur sigortalılığının zorunlu olduğu ve kayıt ve tescilinin resen yapılması gerektiği, davacının SSK’lı çalışmalarının bitmesinden itibaren Kurumun üstüne düşen resen tescil görevini yerine getirmediği, ayrıca Tarım Bağ-Kur sigortalılığa ara verdiği 381 günün makul bir süre olduğu ve Kurumun davacıya yaşlılık aylığı bağladıktan sonra Tarım Bağ-Kur sigortalılığını iptal etmesinin hukuka uygun olmadığını belirtilerek “…Davacının 6111 sayılı Kanundan faydalanarak yaptığı ihya borçlanmasının ve 18.05.1990 tarihinden sonraki hizmetinin iptaline ilişkin Kurum işleminin iptaline, 01.01.1987-26.04.01989, 18.05.1990-30.06.2011 tarihleri arasında 2926 sayılı Kanun kapsamında tarım bağkur sigortalısı sayılmasına, 6111 sayılı Kanundan faydalandırılması ve 18.05.1990-30.06.2011 tarihleri arasındaki primlerin ödenmesi kaydıyla davacı emekliliğe hak kazanmış olacağından 01.07.2011 tarihi itibariyle emekli aylığına hak kazandığının tespitine, muarazanın bu şekilde giderilmesine ...” karar verilmiştir.
    Davalı Kurum vekilinin temyizi üzerine karar Özel Dairece yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
    Yerel Mahkemece önceki gerekçeler tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme hükmü, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olay bakımından davacının 18.05.1990 ile 29.04.2011 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
    2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununun 2’nci maddesi kapsamına giren; “Kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın 3’üncü maddenin (b) bendinde tanımlanan tarımsal faaliyetlerde bulunanlar...”, Kanunun 7’inci maddesi uyarınca sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kuruma başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Bu Kanuna göre sigortalı sayılanlardan Kanun kapsamına girdikleri tarihten itibaren üç ay içerisinde Kuruma başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmayanların tescil işlemi Kurumca resen yapılarak, Kanunun 5’inci maddesi hükmü ile tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren sigortalı sayılacaklar, öngörülen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülükleri ise kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacaktır.
    2926 sayılı Kanunun 36’ncı maddesinin yürürlükten kalkmasının ardından 1479 sayılı Kanunun 53’üncü maddesine 4956 sayılı Kanunun 27’nci maddesiyle getirilen düzenleme uyarınca “...2926 sayılı Kanuna göre tahakkuk eden prim alacakları aylık olarak veya Kurumca tespit edilecek dönemlerde ödenir. Ayrıca Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkif suretiyle de tahsil edilebilir.” hükmüne istinaden Tarım Bağ-Kur prim borçlarının “prim tevkifatı” yoluyla da tahsili öngörülmüştür.
    18.01.1994 gün ve 94/5173 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla 01.04.1994 tarihinden itibaren başlayan ve kaynaktan prim kesme anlamına gelen “prim tevkifatı” uygulaması ile 2926 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olup da Bağ-Kur’a prim borcu olanlar ile tarım sigortalısı sayılması gereken kişilerden primlerin tahsili ile sosyal güvenliğin yaygınlaştırılması amaçlanmıştır.
    Kuruma kayıt ve tescil konusunda bir başvuru ya da resen tescil bulunmasa da, Kanun kapsamına girenlerin prim borçlarının ürün bedellerinden kaynakta, “prim tevkifatı” suretiyle kesilmesi kayıt ve tescil iradesi anlamında olup, kesintiyi takip eden aybaşından itibaren sigortalılık hak ve yükümlülükleri doğacaktır.
    Tespit davaları, bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının saptanmasına yönelik davalardır.
    Tarım Bağ-Kur sigortalılığının yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Kanunda, bildirimsiz kalan sigortalılar için 506 sayılı Kanunun 79/10’uncu maddesinde öngörülen “hizmet tespiti” davasına koşut bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Anılan düzenlemede, kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takiben başlayacağının hükme bağlanmış olması karşısında, kayıt ve tescil ya da tescil yerine geçen iradi prim ödemesi veya prim tevkifatı öncesine isabet eden tarımsal faaliyet ve buna dayalı “Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti” söz konusu olamayacaktır.
    Prim tevkifatını takip eden devredeki tarımsal faaliyetin tespitinde ise, ziraat odası, tarım meslek kurum ve kuruluşlarının, kooperatif ve birliklerin kayıtlarının esas alınması, tescile ilişkin esas alınan bu kayıtların sona ermesi hâlinde ise, sigortalılıklarının aynı tarih itibariyle sona erdiğinin kabulü gerekmektedir.
    Kanunun 6’ncı maddesinde tarım sigortalılığını sona erdiren nedenlere yer verilmiştir. Buna göre; diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamına tabi bir işte çalışanların çalışmaya başladıkları tarihten bir gün önce sigortalılıkları sona erecektir. Sigortalılık niteliğini yitirenlerin tarım sigortalılığının yeniden başlaması için tescil veya tescil yerine geçen iradi prim ödemesi ya da prim tevkifatı yapılması gerekmekte olup, belirtilen durumlar dışında, kendiliğinden Kanun kapsamına alınmayacakları, Tarım Bağ-Kur sigortalılığın –bir diğer sosyal güvenlik kuruluşu kapsamından çıkmaları ile- yeniden başlayıp devam etmeyeceği dikkate alınmalıdır.
    Ne var ki, başka bir sosyal güvenlik kanunu kapsamında geçen ve tarım sigortalılık iradesini ortadan kaldırmayan “makul” bir süre çalışmanın Tarım Bağ-Kur sigortalılığını sona erdirmeyeceği, yeniden tescil koşulu aranmaksızın sigortalılığın devam edeceğinin kabulü sosyal güvenlik hukukunun amaçlarına uygun düşecektir (Hukuk Genel Kurulunun 14.02.2007 gün ve 2007/21-73-71 sayılı Kararı). Ancak devam eden Tarım Bağ-Kur sigortalılığının, 1 yıllık makul süreyi aşan Sosyal Sigortalar Kurumu sigortalılık süresi ile çakışması nedeniyle durdurulması hâlinde, Sosyal Sigortalar Kurumu sigortalılık süresinin bitimi tarihinden itibaren yeniden Tarım Bağ-Kur sigortalılığının kabulü için Tarım Bağ-Kur sigortalılığı kapsamında talep, prim ödenmesi ya da ürün teslimi nedeniyle tevkifat suretiyle prim kesintisi yapılması ve tevkifat tarihini takip eden aybaşından geçerli olmak üzere yeniden Tarım Bağ-Kur sigortalılığının başlatılması mümkün olabilecektir.
    Yukarıda belirtilen maddi ve yasal olgular gözetildiğinde davacının Tarım Bağ-Kur sigortalılığı başka bir sosyal güvenlik kuruluşunda (SSK) çalışmaya başlaması ile sona ermiştir. Diğer sosyal güvenlik kuruluşunda (SSK) geçen 381 günlük çalışma süresinin makul süreyi aşar nitelikte bulunması ve 29.04.2011 tarihine kadar ki sürede yeniden tescil ya da iradi prim ödemesi veya prim tevkifatının bulunmadığı anlaşılmakla, 18.05.1990 tarihinden itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğuna karar verilmesi isabetsiz olup, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
    S O N U Ç: Yukarıda yazılı nedenlerle davalı ... Başkanlığı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 28.03.2018 gününde oy birliği ile karar verildi.  

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi