8. Hukuk Dairesi 2011/1343 E. , 2011/6090 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ile Hazine ve Sızan Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ...Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 28.07.2010 gün ve 59/202 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ..., imar-ihya, miras yoluyla intikal, taksim ve kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki nedenlerine dayanarak bir parça tapusuz taşınmazın adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine temsilcisi, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Diğer davalı Köy tüzel kişiliği temsilcisi yargılama oturumlarına katılmadığı gibi davaya cevap da vermemiştir.
Mahkemece, davacı lehine kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüyle 28.6.2010 tarihli krokide A harfi ile gösterilen 68.149,45 m2’lik taşınmazın tarla niteliğiyle davacı adına tapuya tesciline, fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verilmesi üzerine; hükmün kabule ilişkin bölümü, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişme konusu taşınmaz 1976 yılında 766 sayılı Tapulama Kanununa göre yapılan tapulama çalışmasında aynı kanunun 2. maddesi uyarınca, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki “taşlık” niteliğinde olduğundan tespit dışı bırakılmıştır. Bu nitelikteki yerin ancak imar ihyasının tamamlanmasından sonra koşullarına uygun 20 yıl süreyle zilyet olunması durumunda özel mülk şeklinde tapu siciline tescili mümkündür. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Her ne kadar kadastro teknisyeni Recep Sürücü 28.6.2010, ziraat mühendisi ... 20.4.2010 tarihli raporlarında dava konusu taşınmaz bölümünün 7159-7160 numaralı 1985 tarihli hava fotoğrafında sınırları oluşmuş tarım arazisi niteliğinde olduğunu bildirmişlerse de, her iki bilirkişinin raporu karar vermeye yeterli görülmemiştir.
Bir arazinin kullanım süresi ve niteliğiyle üzerinde imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihin en iyi belirlenme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için uzman harita mühendisi tarafından stereoskopik hava fotoğraflarının bir stereoskop altında incelenerek arazinin üç boyutlu tespitinin yapılması, bu şekilde
ekilemeyen bakir alanların net biçimde saptanması gerekir. Mahkemece konusunun uzmanı olmayan az yukarıda belirtilen bilirkişilerin raporları esas alarak yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Yerel bilirkişi ile jeodezi ve fotogrametri uzmanı harita mühendisinden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden taşınmazın bulunduğu yerde keşif yapılarak, dosya arasında bulunan 1985 tarihli hava fotoğrafı araziye uygulatılarak yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda stereoskopik aletle üç boyutlu olarak inceleme yaptırılıp taşınmazın o tarihteki niteliğinin, kullanım süresinin belirlenmesine çalışılması gerekir. Tanık ve bilirkişi sözleri bilimsel esaslara göre hazırlanan söz konusu raporlarla denetlenmeli bu yolla duraksamaya yer vermeyecek şekilde taşınmazın imar-ihya işlemine başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihi ayrı ayrı belirlenmelidir. Yargıtay’ın, yerel mahkemenin ve yanların denetimine açık maddi bulgu ve bilimsel esaslara dayalı hava fotoğrafının uygulanmasına ilişkin bilirkişi raporu alınmadan, ehil olmayan kişilerin raporlarının hükme esas alınması doğru olmamıştır.
Dava, tapusuz taşınmazın TMK.nun 713. maddesi uyarınca tescili isteğine ilişkindir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddede sayılan belgelerden herhangi birisine tutunulmaksızın zilyedin aynı çalışma alanında kazanabileceği miktar kuru arazide 100, sulu arazide 40 dönümü geçemez. Mahkemenin bu yöne ilişkin araştırması da eksiktir. Yapılacak keşifte tescile konu taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 5403 sayılı Yasayla değişik 14. maddesi göz önünde bulundurularak kuru-sulu olup olmadığı belirlenmelidir. Bundan ayrı, mahkemece gazete ile ilan yapılmış ise de, uygun araç ve aralıklarla mahalli ilanların yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu yöndeki eksiklik de giderildikten sonra toplanacak taraf delillerine göre uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan sebeplerle yerindedir. Kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.