11. Hukuk Dairesi 2017/2692 E. , 2019/189 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 22/11/2016 tarih ve 2016/432-2016/460 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, ... 2. Noterliği’nin 01/03/2006 tarih 2701 ve 2702 yevmiye numaralı hisse devir sözleşmeleri ile davacının hisselerini ... ve ..."a devir ettiğini, bu tarihten itibaren davalı şirkette ortaklığının ve şirketle ilgisinin kalmadığını, şirket ortaklar kurulunda kendisinden sonra şirket yetkilisinin ... olduğuna dair karar alındığını, devamında 07/01/2008 tarihli şirket ortaklar kurulu kararıyla ... ve..."un şirket müdürlüğüne getirildiğini, bu kararın ticaret sicil gazetesinde ilan edildiğini, 27/07/2009 , 15/08/2012 ve 15/08/2012 tarihli ... Ticaret Sicil Müdürlüğü yazılarında şirket müdürü olarak adının bulunduğunu, buna karşın daha önceki Ticaret Sicil Müdürlüğü yazılarında şirket müdürü ve şirket yetkilisi olarak diğer başka kişilerin adının yer aldığını ileri sürerek şirketteki müdürlüğünün sona erdiğinin ve gerçek müdürlerin tespiti ile ticaret sicil müdürlüğünün kayıtlarının düzeltilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, imza terkini kararının verilmediğini, sicil kayıtlarında davacının halen yetkili olarak gözüktüğünü, müdürlük görevinden azledilmesine ilişkin umumi heyet kararının olmadığını, bu sebeple de görevinin devam ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket, davaya cevap vermemiştir.
Bozmaya uymakla yapılan yargılamada mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, şirket müdürlüğünden ayrılışa ilişkin kararın ticaret sicil müdürlüğünün kusuru sonucu sicile işlenmediği iddia edilmişse de, tescil işleminin şekli bir işlem olduğu ve görünüşe itibar edilmesi gerektiği, bozma ilamı kapsamında davacının istifa tarihi dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne, davacının 21/12/2011 tarihi itibari ile davalı şirketteki müdürlüğünün sona erdiğinin tespitine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 13,00 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 09/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.