Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/4955
Karar No: 2011/6073
Karar Tarihi: 21.11.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/4955 Esas 2011/6073 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/4955 E.  ,  2011/6073 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

    ... ve ... ile Hazine ve ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ... Asliye Hkuk Mahkemesinden verilen 13.05.2010 gün ve 54/40 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ... vekili, ... Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği dava dilekçesinde, bağış yoluyla intikal ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenlerine dayanarak 132 ada 87 parsel kapsamında kalan ve 1960 yılından beri bağ olarak kullanılan yaklaşık 8000 m2 yerin tapu kaydının iptaliyle vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiş, harcını yatırmak suretiyle verdiği 30.09.2003 tarihli ıslah dilekçesinde isteğini 27000 m2 olarak düzeltmiştir.
    Birleşen 2003/51 Esas sayılı dava dosyasında davacı ... vekili, aynı nedenlerle dava dilekçesinde sınırları gösterilen ve 132 ada 87 parsel kapsamında kalan 3 parça yerin tapu kaydının iptaliyle vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine temsilcisi, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, zilyetlik yoluyla kazanılmasının mümkün bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuş, davalı ... yargılama oturumlarında temsil olunmamıştır.
    Mahkemece önceki kararlarda, kazanma koşullarının davacılar lehine gerçekleştiği görüşünden hareketle davanın kabulüne karar verilmiş, davalı Hazine temsilcisinin temyizi üzerine; Dairece, ilk bozma ilamında araştırma eksikliğine, ikinci bozma ilamında kısa karar gerekçeli karar çelişkisine değinilerek bozma sevk edilmiştir. Mahkemece, bozma ilamlarına uyularak yeniden davanın kabulüne, 132 ada 96 parsel kapsamında kalan ve teknik bilirkişi raporunda B1 harfiyle gösterilen 24800 m2’lik yerin tapu kaydının iptaliyle davacı ..., aynı raporda A harfiyle gösterilen 19590 m2, B harfiyle işaretlenen 11164.31 m2 ve C harfiyle belirlenen 6896.08 m2 yerlerin tapu kayıtlarının iptaliyle davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava konusu taşınmazın öncesi 132 ada 1 parsel olup, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu açıklanarak 13.06.1991 tarihinde hali arazi niteliğinde Hazine adına tespit edilmiş, dava dışı ... tarafından açılan tespite itiraz davasına orman niteliğinde bulunduğunu ileri sürerek Orman Genel Müdürlüğü katılmış, Kadastro Mahkemesinin 19.02.2003 tarih 2000/178 Esas 2003/1 Karar sayılı ilamı ile davacı ...’ın davasının reddine, müdahil davacı Orman İdaresinin davasının kabulüne, 132 ada 1 parsel kapsamında olup Kadastro Mahkemesi ve Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen ve sonuçlanan davalar neticesinde geriye kalan 318165.92 m2 yerin orman sayılan yerlerden olduğu açıklanarak orman niteliğinde Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş ve hüküm temyiz edilmeksizin 02.05.2003 tarihinde kesinleşmiş, ifrazlardan sonra kalan bölüm 132 ada 96 parsel numarası verilmek suretiyle orman niteliğinde Hazine adına tescil edilmiştir.
    Dava; TMK.nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi uyarınca iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Dava konusu taşınmaz orman niteliğinde Hazine adına kayıtlı olup bu tür davalarda husumetin kayıt malikine yöneltilmesi yeterlidir. Ayrıca köy tüzel kişiliğinin davalı olarak gösterilmesine gerek bulunmamaktadır. Mahkemece, köy tüzel kişiliği yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru değil ise de temyiz edenin sıfatına göre bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
    Davacılar vekili, dava konusu taşınmaz bölümlerinin bağ niteliğinde olduğunu, bağış yoluyla intikal ettiğini ileri sürerek istekte bulunmuşlar, mahkemece kazanma koşullarının davacılar lehine gerçekleştiği ve kanıtlandığı gerekçesiyle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş ise de ulaşılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere, dava konusu 132 ada 96 parsel, 132 ada 1 parselden Asliye Hukuk Mahkemesi hükmüne istinaden ifrazlar yoluyla oluşmuş, en son Kadastro Mahkemesi kararı ile hükmen orman niteliğinde Hazine adına tescil edilmiştir. Taşınmazın öncesi 132 ada 1 parsel olup Tapu Sicil Müdürlüğünün karşılık yazılarından da anlaşılacağı üzere, ilk olarak hükmen hali arazi niteliğinde Hazine adına tescil edilmiş, sırasıyla 09.06.1998 tarihinde hükmen ifraz edilerek 132 ada 58 ve 59 parseller dava dışı ... adına,132 ada 60 parselin ise Hazine adına tesciline karar verilmiş, 21.05.2001 tarihinde hükmen ifraz yoluyla 132 ada 70, 71 ve 72 parsellere revizyon görmüş, 132 ada 71 ve 72 parsellerin ... adına, 132 ada 70 parselin ise Hazine adına tesciline karar verilmiş, dava dışı ... ve ... tarafından açılan dava sonunda 132 ada 70 parsel hükmen ifraz edilerek 132 ada 85, 86 ve 87 parsellere ayrılmış, 85 ve 86 parsellerin davacılar adına 132 ada 87 parselin ise Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, dava dışı ...tarafından açılan dava sonunda 132 ada 87 parselden ifraz yoluyla 132 ada 88 ve 89 parseller oluşmuş, 132 ada 89 parselin Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, yine dava dışı ...’ın açtığı dava sonunda 132 ada 89 parsel hükmen ifraz edilerek 132 ada 90 ve 91 parseller oluşmuş, Hazine adına kayıtlı 132 ada 91 parsel hakkında dava dışı Ahmet Taşdemir tarafından iptal ve tescil davası açılmış ve dava sonunda taşınmaz ifrazen 132 ada 94, 95 ve 96 parseller oluşmuş, son olarak 132 ada 96 parsel Kadastro Mahkemesi kararıyla hükmen orman niteliğinde Hazine adına tescil edilmiştir. Eldeki dosyada dava konusu edilen bölümler 132 ada 96 parsel kapsamında kalmaktadır. Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, dava konusu taşınmazın öncesi olan 132 ada 1 parsel hakkında bir taraftan Asliye Hukuk Mahkemesinde şahıslar tarafından açılan iptal ve tescil davaları devam edip hükmen ifrazlar oluşurken, diğer taraftan Kadastro Mahkemesinde Orman İdaresinin müdahil olarak katıldığı dava derdest bulunmaktadır. Başka bir anlatımla; 132 ada 1 parsel Kadastro Mahkemesinde davalı olup, farklı bölümler hakkında dava dışı kişilerin açtığı davalar sonunda hükmen ifrazlar yoluyla şahıslar adına iptal ve tescil kararları verilmiş bu kararlar aşamalardan geçerek kesinleşmiştir. Nihayetinde dava konusu 132 ada 96 parsel oluşmuştur. Esasen Kadastro Mahkemesinin 02.03.2003 tarihinde kesinleşen kararında, Kadastro ve Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davalar neticesinde kalan bölümün orman niteliğinde Hazine adına tesciline karar verildiğine göre, taşınmaz hakkındaki Kadastro ve Asliye Hukuk Mahkemesinde devam edip sonuçlanan iptal ve tescil kararları daha sonra öğrenilmiş olup tapu kaydı üzerindeki yolsuz tescil ve ifrazlar nedeniyle oluşan karmaşıklık giderilmeye çalışılmıştır.
    Mahkemece, kazanma koşullarının oluştuğu ve taşınmaz bölümlerinin tarım arazisi niteliğinde olduğu görüşünden hareketle teknik bilirkişi raporunda A, B, B1 ve C harfleriyle gösterilen bölümlere ilişkin davanın kabulüne karar verilmiş ise de Kadastro Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sırasında taşınmaz başında dinlenen orman bilirkişi kurulu, 132 ada 96 parselin toprak yapısı ve bitki örtüsü itibarı ile 6831 sayılı Orman Kanununun 1.maddesi uyarınca Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki orman sayılan yerlerden olduğunu ve zilyetlikle kazanılamayacağını gerekçeli olarak açıklaması üzerine Kadastro Mahkemesi tarafından yazılı şekilde karar verilmiştir. O halde; Kadastro Mahkemesi hükmü davada taraf olmayan davacılar ...ve ... yönünden kesin hüküm oluşturmasa da taşınmazın niteliğinin belirlenmiş olması nedeniyle güçlü delil oluşturur. Kesinleşmiş mahkeme hükmüyle taşınmazın orman niteliğinde olduğu belirlendiğine göre, aksi yöndeki yerel ve teknik bilirkişi sözlerine değer verilemez. 3402 sayılı Kanunun 16/D ve 6831 sayılı Kanunun 1. maddesi uyarınca ormanlar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup süresi neye ulaşırsa ulaşsın olağanüstü zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla kazanılması mümkün değildir. Mahkemece açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, nitelik konusundaki kesinleşmiş mahkeme hükmü gözardı edilerek hatalı değerlendirme sonunda yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile usul ve yasaya aykırı hükmün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi