17. Hukuk Dairesi 2013/18390 E. , 2015/4722 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalı..."in işleteni, davalı ...."in sürücüsü, diğer davalının trafik (...) sigortacısı olduğu aracın sebebiyet verdiği trafik kazası sonucunda davacıların babası olan karşı araç sürücüsü ..."un vefat ettiğini ileri sürerek, ıslahla birlikte davacı... için 3.230,50 TL, davacı ... için 20.572,11 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 1.500,00 TL cenaze/defin giderinin tüm davalılardan, 7.500,00"er TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, davanın reddini savunmuş, diğer davalılar cevap vermemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre, maddi tazminat taleplerinin davacı ... için 837,63 TL, davacı.... için 2.490,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 375,00 TL cenaze/defin zararı yönünden, manevi tazminat taleplerinin ise 5.000,00"er TL yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
. 1-)Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-)Davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a-)BK."nın 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı BK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Mahkemece davacıların manevi tazminat talebi yönünden yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; somut olayda, davalı tarafa ait aracın tali kusurlu olarak sebebiyet verdiği trafik kazasında olay tarihinde üniversite öğrencisi olan davacıların 48 yaşındaki babaları vefat etmiş olup, en çok ihtiyaç duydukları bir dönemde babalarını kaybeden davacıların duyduğu acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davalının sorumluluğun niteliği de göz önünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşecek şekilde hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek oranda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, düşük manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
b-)2918 sayılı KTK"nun 99 ve ...Genel Şartlarının B.2.maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile
birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Dosya kapsamından, davacı tarafça dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine usulüne uygun bir müracaat yapılmadığı görülmekte ise de; davalı sigorta şirketinin davacı tarafa dava konusu olay sebebiyle 20.5.2008 tarihinde kısmi bir ödeme yaptığı anlaşılmaktadır.
Buna göre, davalı sigorta şirketinin bu tarih itibariyle temerrüde düştüğü kabul edilerek, hükmedilen tazminat yönünden bu tarihten itibaren faizle sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken, dava tarihinden itibaren faizle sorumlu tutulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ; Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 23.3.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.