10. Hukuk Dairesi 2015/6350 E. , 2015/8098 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 01.6.1983 olarak tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Sigortalılık başlangıcına dair talebin yasal dayanağı, 5510 sayılı Kanunun geçici 7. maddesi karşısında, 506 sayılı Kanunun 79/10 ve 108. maddeleridir.
Dava konusu somut olayda; davacı, davalı adına kayıtlı Boyalı Sağlık Ocağı binası inşaatı yapımında 01.6.1983 tarihinde bir gün sigortalı olarak çalışmasının ve bu tarihin sigorta başlangıcı olduğunun tespitini istemiş, Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Olağan olarak sigortalılık niteliği, 506 sayılı Kanunun 2’nci maddesine göre hizmet akdinin kurulması ve 6’ncı maddesi gereğince çalışmaya başlanması ile edinilir. Sigortalılığın zorunlu, kişiye bağlı, devredilemez niteliği gereğince bu tür davalar kamu düzenine ilişkin olup, özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Yöntemince düzenlenip yasal süresinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alındığını gösteren yazılı kanıt niteliğinde ise de, eylemli çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından kuşkusuz tek başına yeterli kabul edilemez. 506 sayılı Kanunun 2, 6 ve 108’inci maddelerindeki düzenlemelerde de belirtildiği gibi, sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığı zorunludur ve fiili çalışma saptanmadıkça, sadece hizmet akdine dayanılması halinde dahi sigortalılık söz konusu olamayacağı gibi, bu kapsamda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalıdır.
Bu yönde Kuruma bildirilmeyen çalışma süresinin ve sigorta başlangıç tarihinin tespitine karar verilebilmesi için davanın çalışılan yılın sonundan başlayarak 5 yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerekir. Somut olayda davacının kimlik bilgileri tutan 01.06.1983 tarihli ve 22.6.1983 tarihinde kuruma intikal ederek 158059varide numarası aldığı anlaşılan işe giriş bildirgesinin bulunması, sigorta sicil numarasının sonraki çalışmalarında da kullanılmış olması, anılan tarihin davalı işverene ait işyerinin 506 sayılı Kanun kapsamında bulunduğu dönem içinde yer aldığı da dikkate alınarak, işe giriş bildirgesinin düzenleme tarihindeki mevzuat hükümleri ile bir günlük çalışmaya karine oluşturduğu belirgindir.
Dinlenen bordro tanıklarının ve davacı tanığının davacıyı tanımadıkları ve/veya hatırlamadıkalrı yönündeki beyanları bir günlük fiili çalışmanın varlığını desteklememekte ise de; davacının çalıştığını iddia edilen döneme dair davalı işyerinden verilen bordro ( 1983 yılı 2. dönem )bulunup bulunmadığı yeniden araştırılmalı, varsa o dönemde yer alan bordro tanıkları dinlenilmeli, yine, aynı çevrede faaliyet yürüten işverenler ile bunların çalıştırdığı kişiler yöntemince saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı, işe giriş bildirgesinin üzerinde yer alan sicil numarasının hangi yılın serilerinden olduğu belirlenmeli, çalışma olgusu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı biçimde araştırılarak elde edilen bilgi ve belgelerin tanık anlatımlarında belirtilen olgularla örtüşüp örtüşmediği de irdelenip sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 28.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.