1. Hukuk Dairesi 2017/64 E. , 2020/2336 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ :ALACAK
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tazminat davası sonunda, yerel mahkemece asıl davanın kabulüne, birleştirilen davada tazminat isteğinin kısmen kabulüne, faiz isteğine ilişkin talebin reddine ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Asıl dava; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tazminat, birleştirilen dava; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tazminat ve faiz isteğine ilişkindir.
Asıl ve birleştirilen davada davacılar, mirasbırakan babaları İsmail Yanık’ın 2381 ve 2382 parsel sayılı taşınmazlarını 1/4’er eşit paylarla davalı oğulları ..., ... ve ...’e satış suretiyle temlik ettiğini,1/4 ‘er payını ise uhdesinde bıraktığını, taşınmazların üçüncü şahsa satıldığını, mirasbırakanın 1/4’er paylarına isabet eden satış bedelinin mirasbırakanın muvafakatı ile davalı oğlu İsmet’e ödendiğini, işlemlerin muvazaalı ve mal kaçırma amacıyla yapılması nedeniyle Bursa 6.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/68 Esas sayılı dosyası ile açılan davada temliklerin muvazaalı olduğunun kabul edildiğini ve her iki taşınmaz yönünden paylarına isabet eden toplam bedel olarak 195.250,00 TL’nin belirlendiğini, mahkemece taleple bağlı kalınarak fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 16.000,00 TL bedele hükmedildiğini ileri sürerek, anılan taşınmazlardan miras paylarına düşen bedel karşılığı olarak toplam 179.250,00 TL"nin ve ... 6.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/68 Esas sayılı dosyasında hüküm altına alınan alacak yönünden faiz talebinde bulunulmadığından, anılan dosyada talep edilmeyen faiz bedeli olarak toplam 4.440,00 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Asıl ve birleştirilen davada davalılar, Bursa 6.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/68 Esas sayılı dosyasının henüz kesinleşmediğini, davalılardan ...ve...’in uzun süre mirasbırakan ile yurtdışında çalışarak kazanımlarını mirasbırakana vermeleri nedeniyle mirasbırakan tarafından anılan temliklerin yapıldığını, davalı ...’in ise ailesinin katkılarıyla taşınmazlarda diğer kardeşleri ile aynı paya sahip olduğunu, mirasbırakanın daha önce satmış olduğu taşınmazlardan davacıların miras haklarının ödendiğini, yapılan işlemlerde muvazaa olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, asıl davanın kabulüne, birleştirilen davada tazminat isteğinin kısmen kabulüne, faiz isteğine ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 1926 doğumlu mirasbırakan İsmail Yanık’ın 31.12.2002 tarihinde ölümü üzerine , davacı kızları Havva ve Ayşe, davalı oğulları İsmet, ..., ... ve ...ile dava dışı eşi Emine’yi mirasçı bıraktığı, dava konusu 2382 parsel sayılı taşınmazda 3931/10275 pay mirasbırakan adına kayıtlı iken, 21.07.1981 tarihinde 982/10275 payını üzerinde bırakarak davalı oğulları ..., ... ve ...’e 983/10275 ‘er pay satış suretiyle temlik ettiği, üzerinde bıraktığı 982/10275 payı ise 7.05.1987 tarihinde davalı oğlu İsmet’e satış suretiyle temlik ettiği, ..., ..., İsmet ve ...’in de temlik aldıkları payları 1.11.1994 tarihinde dava dışı Nursel Çağlar’a satış suretiyle temlik ettikleri, 2381 parsel sayılı taşınmazın tamamı mirasbırakan adına kayıtlı iken 21.07.1981 tarihinde ¼ payını üzerinde bırakarak, ¼ ‘er paylarını davalı oğulları ..., ... ve ...’e satış suretiyle temlik ettiği, mirasbırakan ile birlikte..., ... ve ...’in taşınmazdaki ¼ ‘er paylarını 1.11.1994 tarihinde dava dışı Nursel Çağlar’a satış suretiyle devrettikleri, davacılar tarafından anılan bu temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu nedeniyle davalı kardeşleri İsmet, ... ,... ve ...aleyhine Bursa 6.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/68 Esas sayılı dosyalı ile, her iki taşınmazdaki temlikler nedeni ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak her bir davacı için, her bir davalıdan 2.000,00 TL"şer olmak üzere toplam 16.000 TL tazminat talep ettikleri, temliklerin muvazaalı olduğu saptandığından davanın kabulüne karar verildiği, kararın derecattan geçerek kesinleştiği, anılan davada saklı tutulup talep edilmeyen tazminat miktarı ve faiz alacağı yönünden eldeki davaların açıldığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, taraflar arasında Bursa 6.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/68 Esas, 2012/255 Karar sayılı dosyası ile muvazaa olgusunun sabit olduğu belirlenerek ilk davada istenmeyen ve saklı tutulan bedelin tazmini için açılan davanın kabul edilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur.Davalıların işin esasına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince;
2381 parsel sayılı taşınmaz yönünden mirasbırakan tarafından davalılardan İsmet’e yapılan herhangi bir temlik olmadığı, mirasbırakanın taşınmazın ¼ payını uhdesinde bıraktığı ve bu ¼ payın daha sonra mirasbırakan tarafından 3.kişiye temlik edildiği göz önüne alındığında, anılan bu parsel sayılı taşınmazın ¼ pay değeri üzerinden hesaplanan tazminat bedelinden davalı ...’in sorumlu tutulması doğru değildir.
Diğer yandan, 2382 parsel sayılı taşınmazda mirasbırakana ait 3931/10275 paydan 983/10275 payının ...’e, 983/10275 payının davalı ...’e, 983/10275 payının davalı ...’e, 982/10275 payının davalı ...’e satış suretiyle devredildiği, bu payların da davalılar tarafından 3.kişiye devredildikleri göz önüne alındığında, davalıların kendilerine temlik edilen bu paylara isabet eden değer üzerinden tazminattan sorumlu tutulması gerekirken, bu paylar göz önüne alınmadan taşınmazın tamamının değeri üzerinden hesaplanan tazminat bedelinden davalıların sorumlu tutularak yazılı şekilde hüküm tesisi de isabetsizdir.
Davacıların temyiz itirazlarına gelince;
Bursa 6.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/68 Esas, 2012/255 Karar sayılı dava dosyasında talep edilen bedel yönünden faiz isteğinde bulunmayan davacıların ayrı bir dava ile faiz istemelerine yasal bir engel olmadığından davacıların birleştirilen davada talep ettikleri faiz bedelinin reddedilmesi doğru değildir.
Hâl böyle olunca, birleştirilen davada talep edilen faiz alacağının taleple bağlı kalınarak kabulüne karar verilmesi, 2381 parsel sayılı taşınmazda mirasbırakan tarafından İsmet’e devredilen herhangi bir pay bulunmadığından bu parsel yönünden hesaplanan tazminat yönünden İsmet hakkındaki davanın reddedilmesi, 2382 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise mirasbırakan tarafından davalılara temlik edilen pay değerleri üzerinden davacıların miras payı oranında hesaplanacak tazminat bedeline hükmedilmesi gerekirken, değinilen hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Tarafların değinilen yönlerden yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.