Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, 2658 parselde kayıtlı, kat irtifakı kurulu dükkan nitelikle 2 ve 4 nolu bağımsız bölümlerin kayden maliki olduğunu, 2 nolu dükkanı kira sözleşmesine istinaden davalıya verdiğini, ancak 4 nolu dükkanı kiraya vermediği halde, davalının bu dükkanı haksız yere işgal ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve dava tarihinden geriye doğru 4 yıllık toplam 18.400.-TL ecrimisilin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili isteğinde bulunmuştur.
Davalı, kira sözleşmesine, çekişme konusu dükkanın da dahil olduğunu ve buna istinaden kullandığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının kayden malik olduğu taşınmaza, davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın elattığının sabit olduğu gerekçesiyle elatmanın önlenmesine, ecrimisil isteğinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, elatmanın önlenmesine ve ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava dilekçesinde dava değerinin, talep edilen ecrimisil miktarı üzerinden gösterildiği ve bu değer üzerinden harç yatırıldığı, elatmanın önlenmesi isteği bakımından bir değer gösterilmediği gibi, yargılama sırasında da bu yönden harç ikmali yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, Harçlar Yasasının 16.maddesinde ifade edildiği üzere gayrimenkulün aynına ilişkin men"i müdahale, tapu iptali ve tescil gibi davalar ile bu istekler yanında ecrimisil ve tazminat gibi taleplerde bulunduğu takdirde harç, gayrimenkulün değeri ile istenilen tazminat ve ecrimisilin toplamından ibarettir.
Bilindiği üzere, 492 Sayılı Harçlar Yasası, harcın alınmasını veya tamamlanmasını tarafların isteklerine bırakmayıp, anılan hususun mahkemece kendiliğinden gözetileceğini düzenlemiş ve buyurucu nitelikteki 32. maddesinde, yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağını öngörmüştür.
Hal böyle olunca, öncelikle davada diğer istekle birlikte ileri sürülen el atmanın önlenmesi isteği bakımından, çekişmeli taşınmazla ilgili olarak davacı tarafından bir değer belirtilmediği gözetilmek suretiyle, davacıya çekişme konusu taşınmazın dava değerinin sorularak açıklattırılması, değere itiraz edilmesi halinde, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde, keşfen değerin saptanması, belirlenecek değer üzerinden peşin harcın tamamlattırılması, bu koşul yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulması doğru değildir.
Davalı vekilinin, temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK."nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02.6.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.