20. Hukuk Dairesi 2013/3802 E. , 2013/8754 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, ... Köyü, 649 parsel sayılı taşınmazın, yörede 1947 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığını, davalılar adlarına olan tapu kaydının iptali ve orman niteliği ile Hazine adına tescilini, davalıların elatmanın önlenmesini ve taşınmaz üzerindeki yapıların kal"ini istemiştir. Mahkemece, dava devam ederken 2/B çalışmalarının başlaması nedeniyle, görevsizliğe ve istem halinde dosyanın görevli olan kadastro mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi"nin 30/11/2000 tarih ve 2000/9008 E. - 10001 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; ""Mahkemece 2/B madde uygulamasına itiraz davası bu dava dosyasından ayrılarak yazılı olduğu biçimde görevsizlik kararı verilerek kadastro mahkemesine devir edilmesi, tapu iptali ve tescil, müdehalenin meni ve kal davaları yönünden kadastro mahkemesindeki 2/B madde uygulamasına itiraz davasının sonucunun beklenmesi ve o dava hakkında verilecek kesin karar getirtilerek, buna göre eldeki davanın karara bağlanması gerekirken, davanın tümü yönünden görevsizliğe hükmedilmesi usûl ve kanuna aykırıdır"" denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra 2/B"ye itiraz yönünden dava ayrılarak görevsizlikle dosya kadastro mahkemesine gönderilmiş, (Kadastro Mahkemesi Sıfatıyla) .... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 21/01/2009 tarih ve 2007/121 E. - 2009/10 K. sayılı derecattan geçerek kesinleşen, 649 parselin (H) harfi ile gösterilen 1363 m² yüzölçümündeki kesiminde yapılan 2/B uygulamasının iptaline ilişkin kararı dosya içine getirtildikten sonra, davanın kabulüne,.... Mevkiinde bulunan 649 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi ..."ın 10/11/2011 tarihli raporunun krokisinde (A) ile işaretli kırmızı boyalı 1363 m² kısmının davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, tapu iptali ve tescile karar verilen bu kısma davalıların elatmalarının önlenmesine, bu kısımdaki davalılara ait binaların kal"ine karar verilmiş, hüküm davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan tapu kaydının iptal ve tescili ile meni müdahale ve kal"e ilişkindir.
Yörede 1947 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, dava devam ederken orman sınırlarının aplikasyonu ve 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması çalışmaları başlamıştır.
1) İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada, çekişmeli taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 1363 m²"lik bölümünün orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Türk Medenî Kanununun 683. maddesi uyarınca mülkiyet hakkı bulunan malik hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde yararlanma, kullanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Yine, aynı hüküm uyarınca, haksız bir elatma varsa anılan hüküm malike her türlü haksız elatmanın önlenmesini isteme yetkisi de tanımıştır. Somut olayda, davanın açıldığı tarihte dava konusu taşınmaz davalı gerçek kişi adına tapuda kayıtlıdır. Davalı dava tarihinden önce taşınmaz üzerinde tapu kaydına dayanarak tasarrufta bulunduğundan, davalının dava konusu taşınmaza haksız bir elatmasından söz edilemez. Bu itibarla, Orman Yönetiminin elatmanın önlenmesine ve kal"e ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü yolunda hüküm kurulması, aynı zamanda 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tesbit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.”şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri uyarınca davalılar aleyhine vekalet ücreti dahil yargılama giderlerine hükmolunması usûl ve kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 03.10.2013 günü oy birliği ile karar verildi.