Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada; Davacı, ortak miras bırakanın 222 parsel sayılı taşınmazın tamamı ile 205 sayılı parseldeki 19000/59148 payını davalı oğullarına yarı yarıya satış suretiyle temlik ettiğini, bilahare 205 sayılı parselin ifrazıyla çok sayıda parseller oluştuğunu, devir işleminin diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, toplam 38 parça taşınmaz yönünden tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuş, yargılama sırasında iki adet parsel hakkındaki davasından feragat etmiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Asıl ve birleşen davanın reddine dair önceden verilen kararın Dairece " feragat edilenler dışında 205 sayılı parselden ifrazen oluşan ve halen davalılar üzerinde bulunan taşınmazlar hakkındaki davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken,yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir" gerekçesiyle bozulması üzerine bozma ilamına uyularak 1575 ve 1576 sayılı parseller hakkındaki karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, diğer taşınmazlar bakımından davaların kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalılar vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Asıl ve birleşen dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda iki adet taşınmaz dışındaki çekişmeli parseller hakkında davacının miras payı oranında davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Öte yandan, gerekçeli kararda 1574 sayılı parselin yazılmamış olması maddi hataya dayalı olduğundan ve mahallinde maddi hatanın düzeltilmesi istenebileceğinden, bu husus ayrıca çelişki nedeni sayılmamıştır. Ne var ki, miras bırakanın 205 sayılı parseldeki 19000/59198 payını davalılara eşit olarak temlik ettiği, aynı taşınmazdaki çekişmeli olmayan diğer paylar da davalılar adına kayıtlı iken, taşınmazın ifraz gördüğü ve oluşan parsellerden 1241 ve 1242 sayılı parsellerin de yeniden ifrazıyla çekişmeli parsellerle birlikte çok sayıda parselin oluştuğu dosya kapsamıyla sabit olup, mahkemece miras bırakandan davalılara satış yoluyla gelen pay oranı gözetilmeksizin kabul kapsamındaki taşınmazların tamamı üzerinden, başka bir ifadeyle davalıların bizatihi kendilerine ait olan payları da kapsar biçimde iptal ve tescile hükmedilmiş olması doğru değildir. Davalıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile¸hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.