16. Hukuk Dairesi 2014/8401 E. , 2014/8310 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ERZURUM 3. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/12/2012
NUMARASI : 2010/404-2012/742
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Asıl dosya davacısı Hazine vekili ile birleşen dosyaların davacısı Y.. B.. vekili; Hazine"nin paydaşı olduğu . ada . parsel sayılı taşınmaz ile Belediyenin paydaş bulunduğu. ada . parsel sayılı taşınmazın kısmen mükerrer tescil edildiklerini ileri sürerek, tapu iptali isteğiyle davalarını açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda Hazinenin davasının kabulüne, Belediyenin davalarının reddine karar verilmiş; hüküm davalı (birleşen dosyalar davacısı) Y.. B.. vekili ile davalı C.. E.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Asıl ve birleşen davalar, mükerrer tapu kayıtları oluşturulduğu iddiasına dayalı tapu iptali isteklerine ilişkindir. Mahkemece, asıl davanın kabulüne, birleşen davaların reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu . ada . parsel sayılı taşınmazın 08.04.2003 tarihinde imar uygulaması ile oluşturulduğu ve paylı mülkiyet halinde olup, Hazine, M.. E.. ve M.. H.. adlarına kayıtlı iken, noksanın tamamlanması yoluyla getirtilen tapu kayıtlarından karar sonrası el değiştirdiği ve tamamının 28.11.2013 tarihinde Karayolları Genel Müdürlüğü adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. Öte yandan; diğer çekişmeli . ada. sayılı parselin de, imar düzenlemesi suretiyle 19.02.2008 tarihinde oluşturulduğu ve müşterek mülkiyet halinde C.. E.. ile Yakutiye İlçe Belediyesi adlarına kayıtlı olduğu görülmektedir. Yine; her iki taşınmazın öncesinde başka şuyulandırma işlemlerinin yapıldığı, gerek tapu kayıtlarında gerekse dosyaya getirtilen Belediye Encümen Kararlarında bazı imar uygulamalarının idari yargı yerinde iptal edildiklerinden söz edildiği ve bazı şuyulandırma işlemlerinin iptallerine ilişkin İdare Mahkemesi kararlarının mevcut olduğu; yargılama sırasında da Y.. B..nın 7.9.2012 tarih ve 2012/387 sayılı Belediye Encümen Kararıyla da dava konusu parsellerde yeni bir uygulama yapılmasına karar verildiği, ancak bu kararın henüz sicile yansıtılmadığı, .ada . parsel sayılı taşınmazla ilgili Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından M.. E.. mirasçıları aleyhine açılan kamulaştırma bedelinin tespiti ile tescil istekli davaya M.. H..’nın dahil edildiği ve yargılama sonucunda Erzurum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 8.06.2004 tarih 2003/452 Esas, 2004/231 Karar sayılı ilamıyla tapu iptali ve yola terkin ile tescil işlemi için Tapu Sicil Müdürlüğü’ne yazı yazılması yönünde hüküm kurulduğu dosya kapsamıyla sabittir. Hemen belirtilmelidir ki, çekişme konusu taşınmazlarda yargılama sırasında yapılan yeni imar uygulaması işleminin sicile yansıtılması halinde davanın konusuz kalacağı açıktır. Öte yandan; bilindiği üzere, dava açıldıktan sonrada sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanın da doğal bir sonucudur. Usul Hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş 1086 sayılı HUMK"nın 186. maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usulü işlemler düzenlenmiştir. Söz konusu madde hükmüne göre iki taraftan biri dava konusunu (müddeabihi) bir başkasına temlik ettiği takdirde diğer taraf seçim hakkını kullanmakta dilerse temlik eden ile olan davasını takipten vazgeçerek davayı devralan kişiye yöneltmekte, dilerse davasına temlik eden kişi hakkında tazminat davası olarak devam edebilmektedir. Ne var ki, 01.11.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK.nun 125. maddesi “(1) Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir:
a- İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde davacı davayı kazanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur.
b- İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür.
2- Davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa, devralmış olan kişi, görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
O halde, hem asıl hem de birleşen davalar bakımından 6100 sayılı HMK"nın 125. maddesi gözetilerek işlem yapılması ve ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken anılan husus gözetilmeksizin yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Kabule göre de; işin esası bakımından yapılan araştırma ve inceleme yetersiz olduğu gibi, yukarıda değinilen Mahkeme kararları ile Belediye Encümen Kararlarının irdelenmemesi ve yargılama sırasında dava konusu taşınmazlarda yapılan imar uygulamasının sicile yansıtılması durumunda davanın konusuz kalacağının düşünülmemesi de isabetsizdir. Temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine,
13.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.