9. Hukuk Dairesi 2014/24882 E. , 2015/34885 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL 16. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/06/2014
NUMARASI : 2013/141-2014/283
Davacı şirket vekili, icra takibine yapılan itirazın iptali, takibin devamı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı şirket avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı şirket vekili;davalının, müvekkili şirkette 01/12/1997 - 25/11/2009 tarihleri arasında tıbbi mümessil olarak çalıştığını, şirkette yaşanan toplu fesih nedeni ile müvekkili şirkete gönüllülük dilekçesi sunarak, müvekkili şirketin gönüllülere hazırlamış olduğu paketteki tüm kazanımlardan şartlı olarak faydalandığını, gönüllülük dilekçesi çerçevesinde ve bu dilekçede belirtilen miktarda davalıya ödeme yapıldığını, ancak davalının feshin geçerli nedene dayanmadığından bahisle İstanbul 6. İş Mahkemesinde işe iade davası açtığını, davanın kabul edildiğini, temyiz üzerine dosyanın onandığını,Yargıtay"ın onama ilamına müteakip davalı işçinin işe iade başvurusu üzerine işe kabul edilmeyerek, kendisine tazminatları ile ücret alacaklarının ödendiğini,işe iade tazminatlarından gönüllülük dilekçesi gereği yapılan ödemenin de mahsup edildiğini,davalının Yargıtay onama ilamına karşı maddi hata iddiasıyla düzeltme talebinde bulunması üzerine Yargıtay"ın önceki onama kararını kaldırarak iş güvencesi tazminatı miktarını 5 maaş olarak düzelttiğini bunun üzerine davalının yeniden işe başlatılma talebinde bulunduğunu ancak işe kabul edilmediği gibi önceki başvurusunda yapılan ödemelerin eksik mahsubunun yapıldığının anlaşıldığını,davalı işçinin müvekkil şirkete 8.718,00 TL tutarında borçlu olduğunu, bu nedenle davalıdan farkın talep edildiğini, ancak taraflarına ödeme yapılmadığından icra takibine başlandığını, davalı tarafın haksız olarak itirazda bulunduğunu, davalı tarafın itirazının iptali ile takibin aynen devamına ve davalı tarafın icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davalının davacı şirkette 01/12/1997 - 25/11/2009 tarihleri arasında çalıştığını, toplu fesih esnasında iş akdinin feshedildiğini, işe iade davası açıldığını, davanın kabul edildiğini ve yargıtay tarafından onandığını, ancak iş güvencesi tazminatı yönünden maddi hata yapılmış olması sebebiyle Yargıtay"a yeniden başvuru yaptığını iş güvencesi tazminatının 5 aylık maaşı olarak düzeltildiğini,Yargıtay"ın onama kararı ile birlikte işe iade başvurusunda bulunduğunu işe kabul edilmeyerek tazminat ve ücret alacaklarının ödendiğini, fesih sırasında yapılan paket ödemenin de mahsup edildiğini,davacı şirket tarafından mahsubun hatalı yapıldığını, kıdem, ihbar, boşta geçen süre ücret alacağı ve işe başlatmama tazminatına yönelik işverence yapılan hesaplamaların yanlış yapıldığını, Yargıtaya yapılan başvuru ile kararın düzeltildiğini,yeniden işe iade başvurusuna karşın işverence gönderilen ihtarnamede kendisinin taraflarına borçlu olduğunu bildirdiklerini, davacı şirketin hesaplamada hata yapıldığından bahisle icra takibine başladığını, davacı şirketin taleplerinin haksız ve mesnetsiz olması nedeni ile itirazda bulunduklarını, fesih sebebi ile müvekkiline ödenen ek ödemelerin mahsubunun mümkün olmadığını,ücretinin de yanlış hesaplandığını sosyal haklar ve zamların dikkate alınmadığını, ayrıca müvekkilinin işe başlatılmadığı tarihteki alması gereken ücretin yüksek olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece;her ne kadar davacı taraf davalıya fesih ve işe iade davası açması halinde mahsup edilmek üzere fesih anında brüt 28.560 TL. tutarında ödeme yapıldığını, daha sonra işe iade davası sonrasında yine davalıya bir takım ödemeler yapıldığını, ödeme ve mahsuplar yapıldıktan sonra davalının, davacı işyerine 8.718 TL. iade etmesi gereken tutarın kaldığını belirterek itirazın iptali davası açmış ise de, bilirkişi tarafından hesaplanan davalının hak kazandığı alacaklar ve davacının ödediği tutarlar düşüldüğünde, davacıya iade edilmesi gereken bir miktarın kalmadığı, aksine davalı işçinin alacağının bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacı şirket vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalı vekili,03.09.2012 tarihli cevap dilekçesinde işyerinde 2011 yılına kadar aylık maaş+ 4 ikramiye uygulaması olduğunu ancak 2011 Nisan ayından itibaren ikramiyenin aylık maaşa dahil edildiğini belirtmiştir.
Hükme dayanak bilirkişi raporun da ise,hesaplamalar yapılırken taraflarca emsal işçi kabul edilen B.K."e ait Nisan 2011 bordrosu esas alınmış ve bu aylık ücret içerisinde ücrete dahil olduğu anlaşılan ikramiye gözetilmeden tekrar ikramiye dahil edilerek giydirilmiş ücret hesabı yapıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılacak iş, emsal işçi kabul edilen B..K."in Nisan 2011 tarihli maaş bordrosundaki brüt 5.406,35 TL ücrete aile, çocuk ve yemek yardımı eklenerek giydirilmiş ücreti bulmak ve ihbar tazminatı hesabını buna göre yapmaktır. Ayrıca davacı işveren tarafından davalı işçiye 27.522,80 TL tutarında ihbar tazminatı ödemesi yapıldığı ancak fazla yapıldığı anlaşılan ödemenin mahsubunun yapılmadığı anlaşıldığından belirlenen şekilde hesaplanan ihbar tazminatı miktarında fazlalık çıkması durumunda bu miktarın da mahsubunun gerekeceği kuşkusuzdur.Mahkemece giydirilmiş ücretin hatalı hesaplanması bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 09/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.