Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden paydaş olduğu 19 parça taşınmaza davalının fıstık ağacı dikerek yıllardır işgal ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesine ve son 4 yıl için 10.000.-TL ecrimisilin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında, 184 parselle ilgili davayı sehven açtığını, 29 ve 30 parsel yönünden ise davasından feragat ettiğini bildirmiştir.
Davalı, çekişme konusu taşınmazların gerçekte dedesinden kaldığını ve babası adına taşınmazlarda tarım yaptığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 29 ve 30 parseller yönünden feragat sebebi ile davanın reddine, 184 parsel yönünden karar verilmesine yerolmadığına, diğer parsellere davalının haklı ve geçerli bir nedeni olmadan elattığı gerekçesi ile elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, davalının taşınmazları dava açılıncaya kadar davacının rızası ile kullandığı gerekçesi ile ecrimisil isteğinin reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili ile davalı tarafından ayrı ayrı süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istekli olarak eldeki davayı açmış, dava dilekçesinde dava değeri olarak istenen ecrimisil miktarını göstermek suretiyle bu değer üzerinden harç alınmıştır.
Ancak, mahkemece elatmanın önlenmesi isteği yönünden dava değeri açıklattırılmamış, elatılan yerlerin değeri keşfen belirlenmemiş ve harç ikmali yapılmaksızın bir kısım taşınmazlar yönünden elatmanın önlenmesi isteği kabul edildiği halde, maktu karar ilam harcı alınmak suretiyle hüküm kurulması yoluna gidilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür bir davada, HUMK" un 413 ve 492 Sayılı Harçlar Kanununun 16.maddesi uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın elatılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil toplamından, elatmanın önlenmesi isteğinin yanında yıkım isteği de varsa dava değeri elatılan yerin değeri ile yıkımı istenilen yapı değerinin toplamından (4.3.1953 tarih 10/2 Sayılı İ.B.K.) ibaret olacağı kuşkusuzdur.
Öte yandan, Harçlar Kanunu harç alınması veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış, değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re"sen) gözetilmesini ve harcı yatırılmaması halinde de ne gibi bir mukteza tayin edileceğini 30. ve 32.maddelerinde hükme bağlamıştır.
Hal böyle olunca, dava dilekçesinde elatıldığı iddia edilen yerlerle ilgili olarak bir değer belirtilmediği gözetilmek suretiyle, davacıya bu istek bakımından dava değeri sorularak açıklattırılıp, belirtilecek değere göre harç ikmali yaptırılarak, bildirilecek değere itiraz edilmesi halinde keşfen belirlenecek değere göre işin esasına girilmesi, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Tarafların belirtilen sebeplerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, sair itirazların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.