16. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/2094 Karar No: 2021/4336 Karar Tarihi: 25.05.2021
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2018/2094 Esas 2021/4336 Karar Sayılı İlamı
(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi 2018/2094 E. , 2021/4336 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 25.05.2021 gün ve saatte temyiz eden... vs. vekili Av. ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Gelenin yüzüne karşı duruşmaya başlandı. Sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "tanık ve dahili davalıların beyanlarına göre davacının dava konusu taşınmazda tespit günü ve öncesinde zilyetliğinin bulunduğunun belirlendiği açıklanarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddine karar verilmesinin isabetsizliğine" değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın, Hazine, ... ve Kadastro Müdürlüğü yönünden pasif husumet yokluğundan reddine, diğer davalılar yönünden kabulüne, çekişmeli 2062 ada 52 parsel sayılı taşınmazın Harita ve Kadastro mühendisi...tarafından düzenlenen 15.12.2014 tarihli raporu ve ekindeki krokide (A) harfi ile gösterilen 237,70 metrekare yüzölçümündeki kısmının kadastro tespit tarihi itibariyle davacının zilyetliğinde bulunduğunun tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı ... ... ve müşterekleri vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, davalı gerçek kişiler yönünden dosya kapsamı ile çekişmeli taşınmaz bölümünün davacının fiili kullanımında bulunduğu belirlenmekle birlikte, taşınmazın yargılama sırasında 6292 sayılı Kanun uyarınca yapılan satışı sonucunda davalı ... ... ve müşterekleri adına tapu kaydı oluştuğu, dolayısı ile beyanlar hanesine şerh verilmesi mümkün olmadığı, ancak zilyetliğin tespitine karar verilmesinde davacının hukuki menfaati bulunduğu gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Mahkemece, bozma ilamına uyulduktan sonra dosya arasına celbedilen çekişmeli taşınmaza ait tapu kaydının incelenmesinden; taşınmazın 6292 sayılı Kanun uyarınca yapılan satış neticesinde önce 21.2.2014 tarihinde ... adına, bilahare 24.3.2015 tarihinde ise davalı gerçek kişiler adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. 6292 sayılı Yasa gereğince satış yolu ile mülkiyeti başkasına devredilen taşınmaz hakkında, kullanıcı şerhi verilmesi istemi ile açılan davanın dinlenme olanağı bulunmadığı gibi, çekişmeli taşınmazın Hazine mülkiyetinden çıkarak satılmış olması nedeniyle davacı yanın şerhe yönelik talebinin zilyetlik tespiti istemi olarak görülme imkanı da kalmamıştır. Dolayısı ile, Dairemizin önceki tarihli bozma ilamı, taşınmazın güncel tapu kaydı dosya arasında bulunmadığından maddi hataya dayalı olup, maddi hataya dayalı bozma ilamına uyulması, taraflar açısından usuli kazanılmış hak oluşturmaz. Hal böyle olunca; davanın tüm davalılar yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 3.050,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, duruşmada kendisini vekil ile temsil ettiren davalı tarafa verilmesine, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.05.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.