11. Hukuk Dairesi 2017/2804 E. , 2019/178 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 30/12/2016 tarih ve 2015/411 E. - 2016/606 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 26/04/2017 tarih ve 2017/425-2017/369 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 2014/51084 sayılı "..." ibaresi için 11 ve 21. sınıfları da kapsayacak şekilde marka başvurusunda bulunduğunu, Markalara Dairesince başvuruyu 2005/50831 sayılı "..." ibareli 11. ve 21. sınıf malları kapsayan markayı mesnet alarak 556 sayılı KHK’nin 7/1-b bendi uyarınca 11. ve 21. sınıflar yönünden reddettiğini, bu ret kararına da itirazda bulunulduğunu, işbu itirazın da ... YİDK’nun 2015-M-7409 sayılı kararı ile reddedildiğini, kararın hukuka aykırı olduğunu, zira markaların aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzer bulunmadığını, ayrıca müvekkilinin markayı 1997 yılından beri kullanmakta olduğunu, ve 1123572 sayılı “... ...” ibareli markanın uluslararası tescil belgesinin sahibi olduğunu, İngiltere’de UK00002149602 sayılı “CaffÈ ...” ibareli markanın, yine ... nezdinde “CAFFÈ ...” ibareli markanın 16, 21, 25, 29, 30, 32 ve 43. sınıflarda müvekkili adına tescilli markaları bulunduğunu, daha önce aynı ibarenin tesciline karar verildiğini ileri sürerek 2015-M-7409 sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, marka başvurusunun reddine karar verilen kısmı ile redde mesnet alınan markanın kapsamının aynı veya aynı türdeki mallar olduğu, reddedilen malların 11. ve 21.sınıftaki mallar olduğu ve bu mallar açısından başvuruda yer alan “CAFFE” ibaresinin markaya ayırt edicilik katmadığı nazara alındığında görsel, işitsel ve anlamsal açıdan zihinde iz bırakacak unsurun “...” ibaresi olduğu, redde mesnet “...” markası ile aynı olduğu, davacıya ait 16, 21, 25, 29, 30, 32 ve 43. sınıflarda tescilli “CAFFÈ ...” ibareli markalarının bulunduğu, ancak davacının markalarının başvuru tarihlerinin redde mesnet olan 2005/50831 sayılı “...” ibareli markadan daha sonra olduğu, davacı
taraf her ne kadar dava dilekçesinde “...” ibaresinin gerçek hak sahibi olduğunu iddia etmiş ise 2005/50831 sayılı tescilli “...” markası karşısında bu iddianın hukuken geçerli olmadığı, ayrıca 21. sınıfta 2007/43010 sayılı “CAFFÈ ...” ibareli marka davacı adına tescil edilmiş ise de davalı idarenin önceden vermiş olduğu hatalı bir kararın işbu başvuruda yeniden uygulama bulmasının söz konusu olamayacağı, davacının gerek bu yöndeki gerekse davacı markasının tanınmış marka olduğu yönündeki iddialarının ayrı bir dava ve değerlendirme konusu olup, işbu dava açısından mevcut hukuki düzenlemeler karşısında hukuki bir etkisi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekilince istinaf isteminde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, dava konusu başvuru "..."", redde dayanak kabul edilen marka ise "..." kelimesinden oluştuğu ve “...” kelimelerini ihtiva etmelerine karşın, redde dayanak marka farklı harf ve şekilde yazılı olup, davacı markasında "CAFFE" ibaresi de bulunduğu nazara alındığında işaretler arasında aynılık bulunmamakla birlikte, ayırtedilemeyecek derecede benzerlik olup olmadığının belirlenmesi gerektiği, dava konusu işaretlerin tertip tarzı, içerdikleri kelime ve şekil unsurları ile redde mesnet markaların kapsadıkları mal ve hizmet türleri birlikte gözetildiğinde, dava konusu başvurunun 556 Sayılı KHK."nin 7/1-(b) maddesinin koşullarının oluşmadığı, ayrıca dava konusu başvurunun tesciline engel oluşturan ve dava dışı kişi adına 2005/50831 sayı ile tescilli “...” markası ile davacı adına tescilli 2007/43010, 2007/45025 ve 2006/28504 sayılı “...” markalarının bulunduğunun anlaşılığı, mahkemece işbu markaların davacı adına tescil edilmesinin davalı idarenin eğer önceden vermiş olduğu hatalı bir kararı ve uygulaması olmuşsa dahi, bu durum yeniden hukuken hatalı karar ve uygulamalara haklı bir gerekçe oluşturmayacağı gerekçesiyle bu markalar dikkate alınmamış ise de Yargıtay 11. HD"nin 19.09.2008 tarih 7547/10251, 05.02.2009 tarih 10891/1293, 14.11.2008 tarih 11505/12839, 04.02.2010 tarih 2008/10134-2010/1274 sayılı kararlarında da açıklandığı üzere davacının markaları hükümsüz kılınmadıkları sürece, davacı ile dava dışı kişi adına tescilli markaların asli unsuru olan ibareler üzerinde her iki marka sahipleri yararına da kazanılmış hak gerçekleşmiş olduğu, o halde davacının “...” işaretinden oluşan marka başvurusunun seri marka yaratma amacıyla mı, yoksa dava dışı kişi adına tescilli “...” markasıyla yakınlaştırarak iltibas yaratma ve haksız yararlanma amacıyla mı yapıldığının tartışılması gerektiği, bunun sonucunda, dava konusu başvurunun seri marka oluşturmak amacı taşıdığının belirlenmesi halinde, başvurunun reddi sonucuna ulaşılmasının önceki tescilli markadan doğan kazanılmış haklar ilkesine uygun düşmeyeceği, bu itibarla mahkemenin kabulü açıklanan gerekçe ile de yerinde olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ... 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 30/12/2016 tarih ve 2015/411 E. 2016/606 K. sayılı kararının kaldırılmasına, davacının davasının kabulüne, dava konusu ... YİDK"nın 2015-M-7409 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 13,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 09/01/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.