8. Hukuk Dairesi 2011/1744 E. , 2011/5946 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 21.10.2010 gün ve 486/333 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalılar ... ve müşterekleri vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ... vekili dava dilekçesinde; dava konusu 212 ada 2, 8 ve 215 ada 5 sayılı parsellerin ortak miras bırakan ... ...’tan kaldığını, kadastro çalışmaları sırasında muris ... ... adına tespit ve tescil edildiklerini, ...’in ve eşi Ayşe"nin 1978 yılında öldüklerini, davacı ile davalı ... ve ...’i mirasçı bıraktığını, ...ve ...’in 1981 yılında 150000 lira karşılığında miras paylarını vekil edenine devrettiğini, ...ile vekil edeni arasında düzenlenen 14.10.1981 tarihli sözleşme bulunduğunu, 1981 yılından itibaren taşınmazların aralıksız, çekişmesiz vekil edeni tarafından kullanıldığını, ... ...’ın hastalanıp vefat etmesi üzerine senedi imzalamadığını, ancak onun da miras payını vekil edenine devrettiğini, bunu ...kanalıyla yaptığını belirterek anılan parselin tapu kayıtlarının iptali ile vekil edenleri adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... 27.7.2009 havale tarihli dilekçesiyle davayı kabul ettiğini, babası ...’den kendisine gelen miras paylarını davacıya devrettiğini ve kardeşi ...’in de aynı şekilde paylarını davacıya devrettiğini, bedelini aldığını, ancak hastalanarak vefat ettiğini işlemlerin tamamlanmadığını bildirmiştir.
Davalı ... vekili ... 7.6.2010 tarihli dilekçesinde; iddianın doğru olmadığını, muris ...’in babasından gelen miras paylarını devretmediğini, mirasçıları tarafından da yapılmış bir miras payı devri olmadığını ve devir tarihinden 4 yıl önce ...’in vefat ettiğini açıklamıştır.
Mahkemece, “davalı ...’ın 14.10.1981 tarihli senetle babasından gelen miras paylarını davacıya devrettiğini, diğer mirasçı ...’in de aynı şekilde babasından gelen miras paylarını devrettiğini, ancak senet düzenlemesi sırasında ...’in öldüğünü ve ... tarafından bedelinin alındığı, ...’un beyanıyla sabit olduğundan, ancak senet düzenlenmesi sırasında ...’in hastalanıp öldüğünü, böylece ...’in de miras payını kardeşine devrettiğini gerekçe göstermek suretiyle tüm parseller yönünden davanın kabulüne” karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılar ... ve müşterekleri vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, muristen intikal ve miras payının devri hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK. nun 677 ve 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Dava; davalı ... tarafından kabul edilmiş olup, hüküm kendisi tarafından temyiz edilmemiştir. Dosya arasında bulunan veraset belgesine göre miras bırakan ve kayıt maliki olan ... ... 12.12.1978 tarihinde, oğlu ... ... ise, dosya arasında bulunan nüfus kaydına göre babasından (muris ...’den) önce 2.5.1977 tarihinde ölmüştür. ...’in ölümüyle geriye mirasçı olarak ... ...’ın veraset belgesine göre çocukları ..., ... ve ... kalmıştır. Saptanan bu somut ve hukuki olgu karşısında gerek ...’in ve gerekse ölen oğlu ...’in terekesi TMK. nun 701 ve 702. maddeleri gereğince elbirliği mülkiyet hükümlerine tabidir. Böyle bir mülkiyet türünde; taşınmazlar üzerinde bir veya birkaç mirasçının sürdürdüğü zilyetlik tüm mirasçılar adına sürdürülmüş sayılır. Çünkü mirasçılar arasında zamanaşımı işlemez (26.05.1954 tarih ve 1954/7 E.-1954/17 K. sayılı YİBBGK.). Dava mirasçılar arasında açılıp yürüyen bir davadır. Davacı vekili, ...’in mirasçılarından ...ile ...’in miras paylarının vekil edenleri tarafından devralındığı gerekçesiyle iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Ölen ...’in tüm mirasçıları davada yer almıştır. Elbirliği mülkiyetine tabi olarak bir taşınmaz için açılan davada taraf teşkili sağlandıktan sonra diğer mirasçıların davayı takip etmesine gerek bulunmadığı gibi mirasçılardan sadece biri tarafından yapılan temyizin sonuçlarından temyiz etmeyen mirasçıların da yararlanacağı ve temyizin doğuracağı hukuki sonuçlardan etkileneceği kuralı geçerlidir. Her ne kadar davalı ... ve ... tarafından hüküm temyiz edilmemiş ise de, ...’in diğer mirasçısı ... tarafından elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olan taşınmaz bakımından hüküm temyiz edildiğinde bu temyizin sonuçlarından temyiz etmeyenlerin de yararlanacağı açıktır.
... babasından önce 2.5.1977 tarihinde, babası ise 12.12.1978 tarihinde öldüğüne göre babası ölmeden oğlu ...’in miras hakkına sahip olması düşünülemez ve henüz kazanılmayan bir hakkın devri de söz konusu olamaz. ...’in ölümünden sonra mirasçıları bulunan davalı ..., ... ve Erdoğanın’da dedelerinden babalarına ondan da kendilerine intikal eden miras paylarını davacı ...’e devrettiklerine ilişkin dosya kapsamında herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanılmamıştır. Kaldı ki, davacı vekili de dava dilekçesinde, ...’un beyanına dayanılarak devrin muris ... tarafından yapıldığı açıklanmıştır. ...’un beyanı da sonuca ulaşmak açısından son derece yetersiz olup bu yetersiz beyana dayanılarak hüküm kurulması da düşünülemez.
Şu halde, ... veya mirasçılarının ...’den intikal eden miras paylarını davacıya devrettiklerine dair dosya kapsamında herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanılmadığından ...’ten mirasçılarına intikal eden paylar bakımından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamı ile örtüşmeyen delillere dayanılarak kabulüne karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.
Davalılar ... ve müşterekleri vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici madde 3’ün yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 104,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine 17.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.