Esas No: 2016/17924
Karar No: 2021/1304
Karar Tarihi: 01.03.2021
Danıştay 4. Daire 2016/17924 Esas 2021/1304 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/17924
Karar No : 2021/1304
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Hurda Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, vergiden muaf esnaftan yapmış olduğu alımları sahte fatura ile belgelendirdiğinden bahisle 2010/1-3,4-6,7-9,10-12 dönemleri için re'sen tarh edilen gelir (stopaj) vergileri ile tekerrür hükümleri uygulanarak kesilen vergi ziyaı cezalarının ve gider pusulası düzenlenmediğinden bahisle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 353/1.maddesince kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; … Vergi Dairesi mükellefi … Hurdacılık Emlak Mad. Nak. Oto. Tur. San. Tic. ve Paz. Ltd. Şti ve … Hurda Metal Nakliyat İletişim İnş. San ve Tic. Ltd. Şti. ile … Vergi Dairesi mükellefi … Hurdacılık San. Tic. Ltd. Şti. hakkındaki vergi tekniği raporlarındaki tespitlere göre bu mükelleflerce davacıya düzenlenen faturaların gerçek bir ticari ilişkiye dayanmadığı, dolayısıyla olayda re'sen takdir sebebinin bulunduğu, ancak davacı şirketin sahte faturalarla belgelendirdiği hurda alışlarını vergiden muaf esnaftan yaptığı yolunda davalı idarece somut bir tespitte bulunulmadığından, varsayıma dayanılarak yapılan cezalı tarhiyatta ve gider pusulası düzenlemediğinden bahisle kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının vergiden muaf esnaftan yapmış olduğu alımları sahte fatura ile belgelendirdiği, dolayısıyla yapılan işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun, vergi kanunlarının uygulanması ve ispatı düzenleyen 3. maddesinin (B) bendinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu ve yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği öngörüldükten sonra vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesinin ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin, iddia eden tarafa ait olduğu; 227. maddesinin birinci fıkrasında, aynı yasaya göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan ilişki ve işlemlere ait kayıtların belgelenmesinin zorunlu olduğu; 229. maddesinde faturanın, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere satıcı veya işi yapan tarafından müşteriye verilen ticari belge olduğu kurala bağlanmış; 234. maddesinde ise, birinci ve ikinci sınıf tüccarların, kazancı basit usulde tespit edilenlerle, defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin, vergiden muaf esnafa yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulasının, vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmünde olduğu düzenlenmiş;
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun "Vergi Tevkifatı" başlıklı 94. maddesinde de, kimlerin hangi ödemelerden tevkifat yapmaya mecbur oldukları belirtilmiş, sözü edilen maddenin 13. bendinde, gerçek gelirini beyan etmek zorunda olan ticaret erbabı, esnaf muaflığından yararlananlara mal ve hizmet alımları karşılığında yaptığı ödemeler üzerinden gelir vergisi kesintisi yapmaktan sorumlu tutulmuştur.
Vergilendirme, yıl içindeki emtia alışlarının bir kısmının gerçek bir emtia teslimi yapılmaksızın düzenlenen faturalarla belgelendirilmesine dayanmaktadır. Davacının vergilendirme döneminde sahte fatura düzenlediği tespit edilen mükelleflerden aldığı faturaları kayıtlarına dahil ettiğinde ihtilaf yoktur.
213 sayılı Kanunu'nun 229. maddesindeki tanımı gereği herhangi bir emtia teslimi ya da ifa edilen işi ve bu nedenle borçlanılan tutarı temsil etmeksizin düzenlenen faturalar, bir emtia teslimi yahut yapılan işi ve bu yüzden borçlanılan tutarı temsil eden bir ticari belge kabul edilemeyeceği için ticari gereklere aykırı olan böyle bir durumda, faturaların, gerçekten emtia teslimi veya yapılan bir iş nedeniyle düzenlendiğini kanıtlama yükü, aynı Kanunun 3. maddesindeki düzenlemelerden dolayı vergi yükümlülerine düşmektedir.
Vergilendirme döneminde herhangi bir emtia teslim etmeksizin fatura düzenlediği saptanan mükelleflerin düzenlediği faturaların, gerçekten yapılmış bir emtia tesliminin belgesi kabul edilemeyeceği açıktır. Bu durumda, davacının kayıtlarında görülen emtia alışını başka bir tacirden faturasız yapması ya da emtiayı esnaf muaflığından yararlananlardan alması olasıdır. 213 sayılı Kanunu'nun 3. maddesindeki kanıt yüküne ilişkin düzenleme karşısında davacının sahte faturalarla işletmeye girişinin yapıldığı tespit edilen sözü edilen alışları esnaf muaflığından yararlananlardan yaptığının kabulünde hukuka aykırılık, aksi yöndeki Vergi Mahkemesi kararında ise hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Özel usulsüzlük cezası ve vergi ziyaı cezalarının tekerrür nedeniyle artırılan kısımları yönünden yeniden karar verileceği tabiidir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 01/03/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.