21. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/13398 Karar No: 2014/14163 Karar Tarihi: 17.06.2014
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2013/13398 Esas 2014/14163 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı işverene ait işyerinde çalışan davacı, çalışmalarının tespit edilmesini istemiştir. Mahkeme davacının talebini reddetmiştir. Davacı vekili, hükmü temyiz etmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının çalışmalarının Kuruma bildirildiği anlaşılmıştır. Ancak ihtilaf konusu döneme dair bordrolar dosyada bulunmadığı için eksik araştırma yapılmıştır. Mahkeme, daha detaylı araştırma yapılması gerektiğine karar vermiştir. Dava, 506 sayılı Yasa'ın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’ın 86/9. maddeleri uyarınca kamu düzenini ilgilendirmektedir ve bu nedenle özel bir duyarlılıkla ele alınması gerektiği belirtilmektedir. Davacının temyiz itirazları kabul edilerek hüküm bozulmuştur. Kanun maddeleri; 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri, hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemektedir. Ancak, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği için özel bir duyarlılıkla yaklaşılması gerekmektedir.
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, davacının 08/06/2000-03/10/2002 ve 03/07/2005-21/02/2006 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının davalıya ait “ 1017893” sicil sayılı işyerinde 03/10/2002-03/07/2005 ve 21/02/2006-12/04/2007 tarihleri arasında geçen çalışmasının davalı Kuruma bildirildiği, “ 1017893” sicil sayılı işyerinin 20/08/1996 tarihinde 506 sayılı Kanun kapsamına alındığı ve ihtilaf konusu dönemin tamamını kapsayan bordroların dosya arasında bulunmadığı, dinlenen tanık beyanlarının çelişkili olduğu ve bir kısım tanıkların davacının davalının Mersin"deki işyerinde bir süre çalıştıktan sonra Adana"da çalışmaya başladığını beyan ettiği anlaşılmıştır. Yapılacak iş, davacıdan hangi tarihler arasında hangi işyerinde çalıştığı sorularak, davacının fiilen çalıştığı davalıya ait işyerlerine ait ve ihtilaflı dönemin tamamını kapsayan dönem bordrolarını getirtmek,dönem bordrolarında ihtilaflı dönemin tamamında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle davalı işyerine komşu işyerlerini tespit edip bu işyerlerinin uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı çalışanları, yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, tanık beyanları arasındaki çelişkiyi gidermek ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 17/06/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.