23. Hukuk Dairesi 2016/654 E. , 2018/326 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacağın temliki, sözleşmenin hükümsüzlüğünün tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı ... vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalılardan ... vekili Avukat ..."un mesleki mazeret dilekçesi sunduğu ve mürafaa incelemesinin yokluğunda yapılmasını talep ettiği anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili davalı ... A.Ş ile aralarında 24.05.2007 tarihli hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, davalı ... tarafından bu sözleşmeden kaynaklı alacaklarına ilişkin davacı aleyhine ... İcra Müdürlüğü"nün 2010/11802 E. sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davacı tarafından takibe itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu, davalı ..."ın .... Asliye Ticaret Mahkemesinde itirazın iptali davası açtığını, dava devam ederken davalı ..."ın alacağını diğer davalı ..."e devrettiğini, davacı müvekkil ile Marsaş arasındaki hizmet alım sözleşmesinde açık bir şekilde temlik yasağının düzenlendiğini, üçüncü kişi ..."ün bu sözleşmeden haberdar olduğu için iyi niyetli olmadığını ileri sürerek .... Noterliğinin 12.06.2013 tarihli temliknamesinin davacı yönünden hükümsüzlüğünün tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... A.Ş"ye usulüne uygun tebliğe rağmen cevap vermemiştir.
Davalı ... vekili, temlik yasağı bulunan sözleşmede davalı ..."ün herhangi bir sıfatının bulunmadığını, temliknamenin davacı kuruma tebliğ edilmesine rağmen yasal süresi içinde itiraz etmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, ve dosya kapsamına göre hizmet alım sözleşmesinde yüklenici yapılan işe ilişkin hakediş ve alacaklarını idarenin yazılı izni olmaksızın başkalarına devir ve temlik edemeyeceğinin karara bağlandığı, davalı ..."ün de temliknamede dava konusu sözleşmeden bahsedilmesine ve sözleşme ekindeki teknik şartnameden haberinin olmasına rağmen alacağı bilerek temlik aldığı, temliği yasaklayan sözleşme ve ayrılmaz eki olan şartnameden haberi olan üçüncü kişi ..."ün iyi niyetli olmadığı ve basiretli bir işadamı gibi hareket etmediği dolayısıyla davacı kuruma karşı iyiniyetli olarak kabul edilmesinin mümkün bulunmadığı, anlaşıldığından davacının davasının kabulü ile ....Noterliği’nin 12.06.2013 tarihli temliknamenin davacı ... Aş. yönünden hükümsüzlüğünün tespitine, karar verilmiştir.
Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
1-Dava alacağın temlikini içeren temliknamenin hükümsüzlüğünün tespitine ilişkindir.
HMK"nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davaları, bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının tespitine ilişkin davalardır ve eda davasının öncüsü durumundadır. Henüz koşulları tamam olmadığı için açılamayan eda davası için ilerdeki hukuki ilişkinin açıklığa kavuşturulması bakımından, kesin delil olarak kullanılmak üzere tespit davası güncel bir yarar var ise açılabilir. Tespit davasının konusu maddi vakıalar değil, yalnız hukuki ilişkiler olabilir ve hukuki ilişkinin var olup olmadığının hemen tespitinde davacının güncel bir yararı bulunmalıdır. Hukuki yararın varlığı, dava koşulu niteliğinde olup; mahkemece,
kendiliğinden gözönünde tutulur. Dava, hakkın ihlali nedeniyle mahkemeden hukuki korunma istemidir. Dava hakkı da, hukuki yarar ile sınırlıdır. Davacı, ihlal edildiğini ileri sürdüğü hakkını elde edebilmek için mahkeme kararına muhtaç bulunmalıdır. Bu bağlamda, hukuki korunmada (davada), zorunluluk olmalıdır. Tespit davası ile istenen hukuki korunma, eda davası ile tamamen elde edilebilecekse o zaman davacının ayrı bir tespit davası açmasında hukuki yararı yoktur. Îdeal veya geleceğe dönük bir yarar yeterli değildir. Kural olarak, eda davalarında hukuki yararın varlığı asıldır ve ayrıca bu yönde bir ispat yükümlülüğü yoktur. Eda davası ile aynı zamanda davanın dayandığı hakkın veya hukuki ilişkinin var olduğunun tespiti de hüküm altına alınır ve buna bağlı olarak eda emrini kapsar. O halde eda davası açmak mümkün ise tespit davası açılamaz. Tespit davalarında ise; hukuki ilişkinin varlığının, hemen tespit edilmesinde davacının korunmaya değer bir hukuki yararının bulunması gerekir. Bu da, üç şartın birlikte varlığına bağlıdır.
a)Davacının bir hakkı veya hukuki durumu, güncel (halihazır) bir tehlike ile tehdit edilmiş olmalı
b)Bu tehdit nedeniyle, davacının hukuki durumu tereddüt içinde olmalı ve bu husus davacıya zarar verebilecek nitelikte bulunmalı
c)Yalnız kesin hüküm etkisine sahip olup, cebri icraya yetki vermeyen (icraya konulamayan) tespit hükmü, bu tehlikeyi ortadan kaldırmaya elverişli olmalıdır. Somut olayda, davalı ... tarafından davacı aleyhine .... İcra Müdürlüğü"nün 2010/11802 E. sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığı davacı tarafından takibe itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu, davalı ..."ın .... Asliye Ticaret Mahkemesinde itirazın iptali davası açtığı, davacının iş bu davaya konu hususu itirazın iptali davasında ileri sürmesi mümkün olup, davacının HMK"nıın 106/2. madde hükmünde belirtilen korunmaya değer güncel bir yararının bulunmadığı gözetilerek, davanın HMK"nın 114/1-h ve 115/2. madde hükümleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekirken, esastan incelenerek kabulüne karar verilmesi de doğru olmamıştır.
2-Davalı ... vekilinin bozma nedenine göre temyiz nedenlerinin incelenmesine yer olmadığına,
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin (1) no"lu bent dışında kalan diğer temyiz itirazlarının bozma nedenine göre incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.