18. Ceza Dairesi Esas No: 2018/6017 Karar No: 2019/1788 Karar Tarihi: 21.01.2019
Kişilerin huzur ve sükununu bozma - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2018/6017 Esas 2019/1788 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sulh Ceza Mahkemesi, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan mahkumiyet hükmü verdiği bir davada, temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçti. Ancak hükmün gerekçe kısmında yer alan açıklama ile hüküm fıkrasındaki belirlemeler arasındaki çelişki ve TCK'nın 62. maddesi uygulanırken yapılan hesap hatası nedeniyle adli para cezasının fazla belirlenmesi sebebiyle, mahkeme kararı bozuldu ve dosya esas/hüküm mahkemesine gönderilerek yeniden değerlendirilmesi kararı verildi. Kararda, Tebligat Kanunu'nun 10. maddesi ile eklenen 2. fıkrasına göre bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilerek, aynı Kanun'un tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina başlıklı 21. maddesine göre adres kayıt sistemindeki adresine tebligat yapılması gerektiği belirtilmiştir.
18. Ceza Dairesi 2018/6017 E. , 2019/1788 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇ : Kişilerin huzur ve sükununu bozma HÜKÜM : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ile suç tarihine göre ve temyizin kapsamının yalnızca sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik olduğu belirlenerek dosya görüşüldü: 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10. maddesine 6099 sayılı Kanun"un 3. maddesi ile eklenen 2. fıkrasına göre bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilerek, aynı Kanun"un tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina başlıklı 21. maddesine göre adres kayıt sistemindeki adresine tebligat yapılması gerektiği, sanığın bildirdiği adresinden farklı bir adresine yapılan gerekçeli kararın tebliğine ilişkin tebligatının usulsüz olduğu, bu nedenle temyiz talebinin süresinde olduğu kabul edilerek, temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak, 1- Hükmün gerekçe kısmında “sanıkların dosyaya yansıyan kişiliği ile yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varıldığından sanıklar hakkında hükmün açıklanması geri bırakılması kararı verilmesi vicdani kanaati oluşmuştur” denilmesine karşın, hüküm fıkrasında “Sanığın adli sicil kaydı incelendiğinde hakkında 2008 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı olduğu anlaşılmış olup mahkememizce yeniden suç işlemeyeceği yönünde olumlu kanaat oluşmaması nedeniyle” hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi suretiyle çelişkiye neden olunması, 2- TCK’nın 62. maddesi uygulanırken yapılan hesap hatası sebebiyle sonuç adli para cezasının 1860 TL yerine 1880 TL olarak fazla belirlenmesi, Kanuna aykırı, sanık ... ve O Yer Cumhuriyet Savcısı"nın temyiz iddiaları yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 21/01/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.