Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3637
Karar No: 2019/5495
Karar Tarihi: 10.12.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/3637 Esas 2019/5495 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, genel kredi sözleşmesinden doğan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine kefil davalının itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkeme, davalının icra takibiyle birlikte temerrüte düştüğünü belirlemiş ve talep edilebilecek temerrüt faiz oranının % 92.70 olduğunu tespit etmiştir. Ancak hüküm ile gerekçe arasındaki çelişki nedeniyle, hüküm bozulmuş ve kısmen kabul edilen alacak kalemlerinin ayrı ayrı belirtilmemesi isabetsiz bulunmuştur. Kararda HMK'nın 294 ve 297 maddelerine atıfta bulunulmuştur.
19. Hukuk Dairesi         2018/3637 E.  ,  2019/5495 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, davacı ile dava dışı asıl borçlu ... Danışmanlık Dış Tic. İnş. Eğitim ve Tercüme Hiz. Ltd. Şti. arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davalının sözleşmede müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğunu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptalini ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı, cevap dilekçesi sunmamıştır.
    Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, 05/03/2012 tarihinde imzalanan genel kredi sözleşmesinde borçlu ve müteselsil kefil olarak davalının da imzasının olduğu, sözleşme eki olarak yapılan kefaletnamenin asıl borçlu ... Danışmanlık ve kefil ... ile ... tarafından imzalandığı, doğmuş ve doğacak borçların 148.928,00 TL" lik kısmına müteselsil kefil olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 2016/930 esas ve 2016/6213 karar sayılı ve 11/04/2016 tarihli kararı ile; "Dava genel kredi sözleşmesinden doğan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine kefil davalının itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Takip öncesi dönem için borçludan temerrüt faizi talep edilebilmesi için öncelikle borçlunun temerrüde düşürüldüğünün tespiti gerekir. Somut olayda bilirkişi raporunda bu yönde bir tespit bulunmamaktadır. Diğer yönden dosyaya sunulan kredi sözleşmesinde temerrüt halinde temerrüt faiz oranı yazılı değildir. Hal böyle olunca bankanın emsal kredilere uyguladığı temerrüt faiz oranı belirlenerek temerrüt faizinin tespiti gereklidir. Mahkemece açıklanan bu yönler gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalının icra takibiyle birlikte temerrüte düştüğünü, talep edilebilecek temerrüt faiz oranının % 92.70 olduğu, icra takip tarihi itibariyle davacının 7.489,09 TL asıl alacak, 1.105,16 TL işlemiş faiz, 55,26 TL işlemiş faizin % 5 gider vergisi ve 403,77 TL masraf olmak üzere toplam 9.053,28 TL alacağı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, "... takip tarihinden itibaren talep edilebilecek temerrüt faiz oranının % 92,70 TL olduğu" şeklinde gerekçe oluşturulmuş ise de, hükmün 1. fıkrasında "... takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,” karar verilmiş olup, hüküm ile gerekçe arasındaki bu çelişki nedeniyle HMK"nın 294 ve 297 maddeleri uyarınca hükmün bozulması gerekmiştir.
    Öte yandan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasına karşın hükümde kabul ve red edilen alacak kalemlerinin ayrı ayrı belirtilmeyerek, infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 10/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi