21. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/8486 Karar No: 2014/14148 Karar Tarihi: 17.06.2014
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2013/8486 Esas 2014/14148 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Tokat 1. İş Mahkemesi tarafından verilen kararda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 321. maddesi gereği, kararın tefhimi için hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanması gerektiği belirtilmiştir. Kararın yalnızca hüküm özetiyle tefhim edildiği durumlarda, gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkarılması gerektiği vurgulanmıştır. Tarafların temyiz süresinin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başladığı ifade edilmiştir. Ayrıca, dosyadaki gerekçeli kararın taraflara tebliğ edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri HMK'nın 321/2, 5521 sayılı Kanun'un 8. maddesi ve HUMK'nun 432 ve 433. maddeleridir.
21. Hukuk Dairesi 2013/8486 E. , 2014/14148 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Tokat 1. İş Mahkemesi TARİHİ : 28/03/2013 NUMARASI : 2012/261-2013/113
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 321.maddesinin 2.fıkrasına göre; kararın tefhimi için hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanamadığı ve bu nedenle zorunlu olarak hüküm özetinin tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir. Bu hüküm doğrultusunda, hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte tefhim edilmediği hallerde gerekçeli kararın taraflara tebliği zorunludur (Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nın (İkinci Bölüm) 20.03.2014 gün ve 2012/1034 Başvuru sayılı kararı da aynı yöndedir). Mahkemece, taraflara tefhim edilen kısa kararda (hüküm özeti) hükmün tüm unsurları yer almakla birlikte kararın gerekçesinin tefhim edilememesi halinde temyiz süresi gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlar. Ancak, hüküm tüm unsurları ve gerekçesi ile birlikte tefhim edilmiş ise artık hükmün HMK’nın 321/2 maddesine göre usulüne uygun ve eksiksiz bir biçimde tefhim edildiği kabul edilir ve temyiz süresi tefhim tarihinden itibaren başlar. 5521 sayılı Kanun‘un 8.maddesinde yer alan ve temyiz süresinin başlangıcına esas alınan tefhim kavramının "hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklandığı hal" olarak anlaşılması zorunludur. Tarafların, gerekçeli karar tebliğ edilmeden önce, temyiz süre tutum dilekçesi veye gerekçeli temyiz dilekçesi sunmak suretiyle kararı temyiz ettikleri hallerde, kararın gerekçesini dikkate alarak yeni temyiz gerekçelerine dayanması mümkün olduğundan, gerekçeli kararın taraflara tebliği gerekir. Davanın tümden kabulü ya da reddi söz konusu olsa bile tarafların kararın gerekçesini temyiz etmekte hukuki yararları bulunabileceğinden, bu gibi durumlarda bile gerekçeli kararın yöntemince taraflara tebliği zorunludur. Yukarıda yer alan açıklamalar doğrultusunda; 1-Gerekçeli karar davacı vekiline yöntemince tebliğ edilerek ve tebligat parçası eklenerek, temyiz süresi geçtikten sonra da gerektiğinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432 ve 433. maddelerindeki prosedür işletilerek gönderilmek, 2-Temyiz eden davalı Kurum vekilince sunulan temyiz dilekçesi, HUMK‘un 433. maddesi gereğince davacı vekiline yöntemince tebliğ edilerek ve tebliğ parçası da eklendikten sonra gönderilmek üzere, Dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 17/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.