Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/2201
Karar No: 2021/7593
Karar Tarihi: 03.06.2021

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/2201 Esas 2021/7593 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2020/2201 E.  ,  2021/7593 K.

    "İçtihat Metni"

    : İstanbul 19. İş Mahkemesi

    Dava, davacının ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
    İlk derece mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davacının davasının kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince Davalı Kurumun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı dava dilekçesinde, 20.07.2005 tarihinde yapılan şirket olağan genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyeliğine seçilmemek suretiyle başkan yardımcılığından ayrıldığını, ... ... Sist. Yapı San.ve Ticaret A.Ş."nin şirketten ayrılmasından sonraki dönemde tahakkuk eden prim borçları sebebiyle toplam 859.738,71.-TL tutarında ödeme emri tebliğ edildiğini, takip konusu borçtan sorumlu olmadığını ve ayrıca prim borcunun zamanaşımına uğradığını belirterek ödeme emrinin iptalini talep etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde, davanın yasal 7 günlük hak düşürücü sürede açılmadığını, davacının yönetim kurulu üyesi olarak borçtan müşterek ve müteselsil sorumlu olduğunu, zamanaşımını kesen sebeplerin varlığı sebebiyle zamanaşımının söz konusu olmadığını, zamanaşımına uğrayan borcun eksik borç haline dönüştüğünü belirterek davanın reddini talep etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk derece mahkemesi tarafından davacının davasının kabulüne,
    Davacının 20.07.2005 tarihinde dava dışı ... ... Sistemler Yapı San.ve Tic. A.Ş."nin Yönetim Kurulu üyeliğinden ayrıldığı tarihten sonrası dönemi prim borçlarına ilişkin, davalı Kurum tarafından düzenlenen 03.06.2015 tarihli 2015/18385 numaralı ödeme emrinin iptali gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
    B-BAM KARARI
    Davalı Kurumun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davalı Kurum temyiz dilekçesinde özetle; “Anonim şirket yönetim kurulu üyeleri Sosyal Güvenli Kurunun prim alacakları açısından primlerin tahakkuk ya da ödenmesiyle sorumlu olduklarından haklı bir nedene dayanmaksızın şirketin prim borçlarını tahakkuk ettirmez ya da ödemezlerse, asıl işveren ile birlikte müteselsilen sorumlu tutuldukları için doğrudan takip edilebilir. Diğer bir ifade ile üst düzey yönetici veya yetkililer ile kanuni temsilcilerin ve bu kapsamda anonim şirket yönetim kurulu üyeleri Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından takibi içi, asıl prim borçlusu olan işveren hakkında AATUHK. mük. m.35’de öngörüldüğü şekilde öncelikle bir takibin yapılması ve kamu alacağının kısmen veya tamamen anonim şirketin mal varlığından tahsil edilmemesinin gerçekleşmesi veya tahsil edilemeyeceğinin anlaşılmış olması şartı aranmamaktadır. Sayın Dairenizce de görüleceği üzere, davaya konu işlemler kanuna ve hukuka uygun olarak tatbik edilmiştir. Gerek ilk derece Mahkemesi gerek de İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince eksik inceleme yapıldığı, hukuka ve usule aykırı olarak karar verildiği açıktır ve bozulmaları gerekmektedir.” açıklamaları ile verilen karar temyiz edilmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Dava,ödeme emirinin iptali istemine ilişkindir.
    Tüzel kişi işverenlerin ortak ve yetkililerinin kamu alacaklarından sorumluluğu, 6183 sayılı Kanunun 35, mükerrer 35, mülga 506 sayılı Kanunun 80. ve 5510 sayılı Kanunun 88. maddesinde düzenlenmiş olup, sigorta primlerinin tahakkuk ve ödenmesi gereken zamanda yürürlükte olan mevzuat uygulanır.
    Bu kapsamda, davanın yasal dayanaklarından olan, 506 sayılı Kanunun 80. maddesinde, “Sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri Kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludurlar” hükmü öngörülmüştür. Anılan madde hükmüne göre, tüzel kişiliği haiz özel kuruluşta görev yapan kişinin primlerin ödenmesinden işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olabilmesi için, primlerin tahakkuk ve ödenmesinde yetkili, üst düzey yöneticisi olması zorunludur.
    Yerleşmiş Yargıtay uygulamaları ile öğretide kabul edildiği üzere "üst düzey yönetici" kavramından anlaşılan şirketin mali ve idari konularında tek başına emir ve tasarruf yetkisine sahip, özel şekilde kendisine yetki verilen kişidir. Türk Ticaret Kanunu"nun 317. maddesine göre anonim şirketlerde şirketi yönetmek ve temsil etmek yönetim kuruluna aittir. Anonim şirkette primlerin ödenmesinde müteselsilen sorumlu üst yönetici ve yetkiliden söz edebilmek için primlerin tahakkuk ve ödenmesinde yetkili üst düzey yönetici olması, yönetim kurulu başkanı, başkan yardımcısı gibi unvan taşıması veya temsil ve ilzam yetkisine sahip yönetim kurulu üyesi olması gerekir. Bunun dışında kalan ve şirketin idare veya mali işlerinde doğrudan söz sahibi veya yetkili olmayan kişilerin işveren ile birlikte müşterek sorumluluğu düşünülemez.
    5510 sayılı Kanun"un yürürlük tarihi ile ilgili 108/1-c maddesinde, Kanun"un 88. maddesinin 01/07/2008 tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiş olup, bu tarihten sonra tahakkuk eden prim borçları hakkında 5510 sayılı Kanunun 88/20. maddesi ile, “Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dâhil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur” şeklinde düzenlenme getirilmiştir. Yapılan bu düzenleme ile tüzel kişiliği haiz özel kuruluşta görev yapan yönetim kurulu üyelerinin primlerin ödenmesinden işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları açıkça belirtilmiştir.
    Yukarıdaki düzenlemelerden anlaşılacağı üzere, 01.07.2008 tarihinden önce tahakkuk eden prim borçları bakımından, işveren ile birlikte müteselsilen sorumluluk koşullarının oluşması için, işveren kamu kurum ve kuruluşu ise, kamu görevlilerinin tahakkuk ve tediye ile görevli olması, tüzel kişiliğe haiz diğer yetkilisi ve kanuni temsilci sıfatıyla işveren tüzel kişiliği temsil ve ilzama yetkili bulunulması gerekir. Ancak, sonradan yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 88. maddesi burada bir ayrıma giderek özellikle şirket yönetim kurulu üyelerinin, temsil ve ilzam yetkisi aranmaksızın (haklı sebepleri olmazsa) müştereken ve müteselsilen sorumlu olacaklarını ayrıca ve açıkça belirtmiştir.
    Dosyanın incelenmesinde;Kurumun dava dışı ...-... Sistemleri Yapı San. ve Ticaret Anonim Şirketinin kuruma olan 2005/10 dönemine ait prim borcu için davacı adına düzenlediği ,592.033,72TL gecikme zammı olmak üzere 959.738,71 TL prim borcunun tahsilinin talep edildiği, 03.06.2015 tarihli , 2015/18385 takip numaralı ödeme emrinin davacıya 13.06.2015 tarihinde tebliğ edildiği,davanın 17.06.2015 tarihinde yasal 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde açıldığı ,Ticaret sicil kayıtlarına göre, davacının dava dışı şirketin ortaklarından Star İnşaat ve Ticaret Anonim Şirketinin ortağı ve temsilcisi olduğu, 22.06.2004 tarihinde yapılan 2003 yılına ait olağan genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyeliğine 3 yıl süre ile görev yapmak üzere seçildiği, 30.06.2004 tarihinde başkan yardımcısı olduğu genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyelerinden ... yönetim kurulu başkanlığına, ..."nun başkan yardımcılığına, ..."ın üyeliğe seçildikleri, 20.07.2005 tarihli yönetim kurul kararında şirketin 13.07.2005 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında seçilmiş bulunan yönetim kurulu üyelerinden ..."ın yönetim kurulu başkanlığına, ...in başkan yardımcılığına, ..."un üyeliğe seçildikleri, bu kararın dosyada bulunmadığı, ticaret sicil müdürlüğü yazı cevabına göre bu kararın tescil edildiğine dair bir kaydın olmadığı, işlem dayanağı noter evrakının da imha edildiğinden gönderilmediği anlaşılmaktadır.
    Eldeki davada, dosyadaki bilgi ve belgelerden ticaret sicil müdürlüğü kayıtlarının incelenmesinden tescil kaydının bulunmadığı, işleme dayanak noter evraklarının imha edildiğinden bahisle gönderilmediği ve TTK.373. maddesine göre “Yönetim kurulu, temsile yetkili kişileri ve bunların temsil şekillerini gösterir kararının noterce onaylanmış suretini, tescil ve ilan edilmek üzere ticaret siciline verileceği, Temsil yetkisinin ticaret sicilinde tescilinden sonra, ilgili kişilerin seçimine veya atanmalarına ilişkin herhangi bir hukuki sakatlık, şirket tarafından üçüncü kişilere, ancak sakatlığın bunlar tarafından bilindiğinin ispat edilmesi şartıyla ileri sürülebileceği, Kamu kurum ve kuruluşları tarafından, ticaret siciline tescil olunan temsile yetkili kişiler ile bunların temsil şekilleri hakkında ticaret sicili kayıtları esas alınacağı ve şirketten bu kayıtlara ilişkin ticaret sicili müdürlüklerince düzenlenen belgeler ile Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanan ilan dışında hiçbir belge istenemeceği” yasal düzenlemesi karşısında davacının yönetim kurulu üyeliğinden ayrıldığı geçerli kabul edilerek ödeme emrinin iptaline karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda; ödeme emrine konu 2005/10 dönemine ait prim borcunun ödenmesinde davacının sorumluluğunun tam olarak ortaya konulabilmesi için yapılan tescil işlemlerinin ve davacının yönetim kurulundan ayrılma işleminin TTK 373 .maddesi uyarınca 3. kişiler açısından sonuç doğurup doğurmadığı irdelendikten sonra toplanan tüm deliller değerlendirilerek varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
    O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve istanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının HMK"nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 03/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi