8. Hukuk Dairesi 2011/5698 E. , 2011/5889 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
... ile Hülya Yıldız aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ...7. Aile Mahkemesinden verilen 14.12.2010 gün ve 450/1657 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili, duruşmasız olarak incelenmesi ise davalı vekili taraflarından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 28.06.2011 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı vekili Av. ... ve karşı taraftan davalı vekili Av. ... geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ... vekili, dava dilekçesindeki açıklamalarında evlilik birliği içerisinde edinilen 46531 ada 1 parseldeki binanın 5.kat 21 nolu meskeni ile davalı kadının banka hesabına yatırılan miktar üzerinde vekil edeninin hakkı bulunduğunu, meskenin tüm alım parasının vekil edeni tarafından ödendiğini, banka hesabındaki miktarın ise meskenin alımı için çekilen krediden kalan miktar olup vekil edenine ait olduğunu açıklayarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere meskenin tapusunun iptali ile vekil edeni adına tesciline, krediden ev için ödemeden sonra kalan davalının banka hesabındaki 22.000 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davacı 15.10.2008 tarihli dilekçesi ile alım parasının tümünün vekil edeni tarafından ödendiğini açıklayarak, davalı adına olan tapunun iptaline mümkün görülmediği takdirde meskenin tasfiye tarihindeki tüm bedelinin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, talep sonucunu bu şekilde ıslah ettiğini bildirmiştir.
Davalı ... Yıldız vekili, davacının alımda katkısı olmadığını, hesaba yatırılan paranın bağış niteliğinde bulunduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, “davalının birikimleri ve ziynet eşyalarının bedelleri ve davalının yakınlarının maddi katkıları ile dava konusu taşınmazın alındığı, hatta daha sonra kredi borçlarını da davalının ödediği, davacının bu nedenle dava konusu taşınmazı davalı adına
yapılmasını istediği, bu şekilde bağışta bulunduğu, bağıştan rücu talebi bulunmadığı gibi buna ilişkin herhangi bir beyanı da olmadığı, taşınmazın davalının kişisel malı olduğu gerekçesi ile davanın reddine” karar verilmesi üzerine; hüküm, esası bakımından davacı vekili, avukatlık ücreti bakımından katılma yolu ile davalı vekili taraflarından temyiz edilmiştir.
Taraflar 13.08.1993 tarihinde evlenmişler, 07.01.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabul edilmesi üzerine hükmün kesinleştiği 03.03.2010 tarihinde boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. (TMK.nun 225/2). Taraflar arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM.m.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği ve boşanma davasının açıldığı 07.01.2008 tarihine kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.202, 4722 s.Yürürlük K.m.10/1). Dava konusu 46531 ada 1 parseldeki binanın 5.kat 21 nolu mesken 8.2.2006 tarihinde davalı adına satın alınarak tapuya tescil edilmiştir.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, dava konusu meskenin dava dilekçesindeki açıklamalar ile bu hususta davacı tanığı ...’ın yargılama oturumundaki beyanından taraflar arasındaki huzursuzluk ve tartışmalar bulunduğu, davalının benim evim yok şeklindeki sitemkar sözleri ile davalının babasının davalının psikolojisine iyi gelebileceği telkini sonunda, davacının bu durumu sona erdirebilmek, aile birliğinin devamını sağlamak amacı ile dava konusu taşınmazın satın alınarak davalı adına tapuya tescil edildiği anlaşıldığına, bu kabule göre davacının davranışının eşe yapılan “elden bağışlama” niteliğinde olup davalının kişisel malı olduğuna (TMK.m.220/2), davacı davalıya ait kişisel mal üzerinde mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak talebinde bulunamayacağına, ancak bağıştan dönme koşullarının varlığı halinde bağışlananın iadesini isteyebileceğine (BK.m.244) göre mahkemece, bağıştan hareketle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir husus görülmediğinden davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün esasının ONANMASINA,
Davalı vekilinin avukatlık ücretine yönelik katılma yolu ile temyiz itirazlarına gelince; dava dilekçesinde dava değeri 65.000 TL. olarak gösterilerek harcı yatırılmıştır. Dava redle sonuçlandığına ve davalı ... yargılama oturumlarında vekil ile temsil olunduğuna göre, mahkemece davalı ... yararına harcı yatırılan değer üzerinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücreti Tarifesinin 12.maddesi uyarınca nisbi avukatlık ücreti takdir ve tayini gerekirken yazılı şekilde maktu avukatlık ücreti takdir edilmesi doğru olmamıştır.
Davalı vekilinin katılma yolu ile temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı görülen hükmün avukatlık ücretine ilişkin bölümünün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı davacıya ait 18,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna ve 18,40 TL peşin harcın da istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 15.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.