23. Hukuk Dairesi 2016/288 E. , 2018/319 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ve katılma yolu ile davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili kooperatifin üyesi olan davalı hakkında, fer’ileri birlikte toplam 9.580,01 TL tutarındaki aidat alacağının tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile %40’dan aşağı olmak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı, kooperatif üyeliğini, genel kurul kararlarına dayalı olarak, kooperatif inşaatlarının yapımcısı ... Müh. İnş. Eml. Dış. Tic. Ltd. Şti.’den peşin bedel ödeyerek devraldığını, genel kurul kararı ve devir sözleşmesi uyarınca, dava konusu borçtan sorumlu tutulamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, kooperatif üyesi olan davalının aidatlarını tam ve eksik olarak ödemesi gerektiği, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 42. maddesi hükmü uyarınca, kooperatife ait bağımsız bir bölümün genel kurul karar olmaksızın satılması, iş karşılığı verilmesi veya devredilmesi gibi işlemlerin geçerli olmadığı, aksi yöndeki uygulamaların eşitlik ilkesine aykırı olduğu, 30.06.2000 tarihli genel kurul kararının davalıyı aidat ödeme yükümlüğünden kurtarmayacağı, davalı tarafın ödeme savunmasında da bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile itirazın iptaline 8.400,00 TL asıl alacak üzerinden takibin aynen devamına, asıl alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı ve katılma yolu ile davacı vekili temyiz etmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı kooperatif vekilinin tüm, davalının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Davalının, diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, kooperatif aidat alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı kooperatifin 18.04.2010 tarihli genel kurul kararı gereğince davalıdan aidat talebinde bulunduğu, davalının ise 30.06.2000 tarihli genel kuruluna kararına istinaden kooperatif inşaatının yapım işini yüklenen dava dışı ... Ltd. Şti.’den hisse satın alarak peşin ödemeli ortak olduğunu, savunmuştur.
Davacı kooperatifin, 30.06.2000 tarihli genel kurulunda kooperatif inşaatının yapım işinin dava dışı ... Ltd. Şti."ye verilmesi, kooperatifin borcunu ödeyememesi halinde
şirket tarafından istendiğinde yapım karşılığı şirkete B tipi üyelik verileceği, bu üyeliklerin şirket tarafından üçüncü kişilere devri halinde, yükümlülüklerin şirket tarafından yerine getirileceği, B tipi üyelerin kat farkı, elektrik, su, doğalgaz, sayaç ve katılım payları dışında herhangi bir ücret ödemeyecekleri kabul edilmiştir. 28.06.2002 tarihli genel kurulda da B tipi üyeliklerin şirkete verilmesinin uygun olduğu kabul edilmiştir.
Davalı ile dava dışı şirket arasında yapılan sözleşme ile davalının B tipi üyelik devraldığı ve kooperatife ortak olarak kabul edildiği, dosya kapsamı ile de sabittir.
Dava dışı ...’a 30.06.2000 tarihli genel kurul kararı ile yaptığı iş karşılığı hak ediş yerine kooperatif hissesi satma hakkı verildiği anlaşıldığına göre, bu durumda yüklenici ...’ın kooperatife ne kadar hisse karşılığı iş yaptığının tespit edilmesi ve sonuç itibariyle davalıya devrettiği hisse karşılığı kooperatife iş yapıp yapmadığının belirlenmesi gerekir. Gerekirse uzman bilirkişilerden rapor alınarak ve kooperatif kayıtları da incelenerek yüklenici ...’ın kaç hisse devrettiği ve bunun karşılığında ne kadar iş yaptığı, açık şekilde ortaya çıkarıldıktan sonra davalının talebini dayandırdığı genel kurul kararının iptal edilmediği de göz önünde bulundurularak davalının peşin ödemeli ortak olup olmadığı belirlenerek bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabule göre; takip talepnamesinde, takipten sonraki dönem için yıllık %120 faiz uygulanması talep edilmiş olup mahkemenin bozmadan önceki 14.03.2013 tarihli ilk kararında, takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına karar verilmiştir. Davacı kooperatifçe temyiz edilmeyen bu hüküm davalı lehine kesinleşmiştir. Bu husus gözönünde bulundurularak, takibin, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına karar verilmesi gerekirken, aynen devamına karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalının diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, temyiz peşin harcın istek halinde davalıya iadesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlerden davacıdan alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08.02.2018 tarihinde oybirliğ ile karar verildi.