8. Hukuk Dairesi 2011/5421 E. , 2011/5882 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
... mirasçıları; ... ve müşterekleri ile ... ve müşterekleri, dahili davalılar ... ve ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne, 1003 parselin tamamı 988 ve 989 parsellerdeki ... ve ... payları ile ilgili davanın bu dosyadan kısmen tefrikine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 30.12.2008 gün ve 302/679 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davalılar ... vekili, davalılar ... ve ... vekili, davalı ... vekili, davalılar ... ve müşterekleri, duruşmasız olarak incelenmesi ise davacılar vekili taraflarından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 24.05.2011 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... ve karşı taraftan dahili davalı ... vekili Avukat ... geldiler. Başka kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek, dosyanın incelenmesi sonucu görülen eksikliklerin ikmali için dosyanın 24.05.2011 tarihinde mahal mahkemesine iadesine karar verilmesini takiben eksiklik tamamlanmış olmakla dosya yeniden incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar ölü ... mirasçıları; ... ve müşterekleri vekili, harici satın alma, miras yolu ile intikal ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenlerine dayanarak 988,989 ve 1003 parsellere ait tapu kayıtlarının iptaliyle ... mirasçıları adına miras hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... değişik tarihte verdikleri imzalı dilekçeleri ile davayı kabul ettiklerini bildirmişlerdir.
Bir kısım davalılar vekilleri ise, taşınmazlarla ilgili kesin hüküm olduğunu ve daha önce görülen dosyanın dikkate alınması gerektiğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Mahkemece, 1940-50 yıllarındaki satın alma ve malik sıfatı ile zilyetliğin ispatlandığı gerekçesiyle ... oğlu 1325 doğumlu ... mirasçılarından davacılar ...
..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... (...) ve ... (...)"nin dava konusu ... ilçesi Yenice (Mavikent) beldesinde 988 ve 989 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin davalılar ... , ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... (...kızı), ..., ... (... ...kızı) ve ... hakkındaki talep ve davalarının kabulü ile, adı geçen davalılar adına olan payların, davacıların dosyada mevcut ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 07/12/2004 tarih 2004/459 Esas 389 Karar sayılı veraset ilamındaki miras payları nispetinde iptali ile, adı geçen davacılar adına tapuya tesciline, kök muris ... mirasçısı olan dava dışı ... ..."nin miras hissesi nispetinde tapunun ise davalılar üzerinde ipkasına, Davacıların dava konusu 988, 989 parsel sayılı taşınmazlarda hissedar olan davalılar ..., ... hakkındaki ve dava konusu 1003 parselde tüm davalılar (davalılardan ... ve ..."da dahil olmak üzere) talep ve davalarının iş bu dava dosyasından tefriki ile mahkememizin yeni bir esas sırasına kaydının yapılmasına, davacıların bu davalılar hakkındaki talep ve davalarında, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/377 Esas sayılı dava dosyası ile görülmekte olan yargılamanın iadesi davasının neticesinin bekletici mesele yapılmasına karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılar ..., ..., ... ve ... vekilleri ile davalılar ..., ... (...kızı), ..., ... (... ...kızı), ... ve ..., davalılar üzerinde ipkasına karar verilen ... ... hissesi yönünden ise ... mirasçıları ... ve müşterekleri vekili (tereke temsilcisi vekili) tarafından temyiz edilmiştir.
10900 m2 miktarındaki 988, 5900 m2 miktarındaki 989 ve 8200 m2 miktarındaki 1003 parseller, 07.05.1973 tarihinde yapılan tapulama çalışmalarında Yenice köyü tüzel kişiliği adına tesbit edilmişler, ...’nin de aralarında bulunduğu gerçek kişilerin itirazları sonunda tapulama komisyonunun 25.12.1985 tarihli kararı ile itirazlar reddedilmiş 988 ve 989 parsellerin Hazine, 1003 parselin ise Mavikent Belediyesi adına tespitine karar verilmiştir. ... mirasçıları süresinde Kadastro Mahkemesinde 1986/1 Esasında tespite itiraz davası açmışlar, daha sonra bu dosya aynı mahkemenin 1986/2 esas sayılı dosyası ile birleştirilmiş, Kadastro Mahkemesinin 4.5.1993 tarih 1986/2 Esas 1993/136 Karar sayılı ilamı ile 988 ve 989 parsellerin de içinde olduğu parsellerle ilgili eşit paylı olarak davacılar ... ve ... adlarına tescil kararı verilirken ayrıca müdahil davacı durumundaki ... mirasçıları ile ilgili olarak her ne kadar davacılar ... ve ... mirasçıları bu kişilerin müdahilliklerini ve hak sahibi olduklarını kabul etmişlerse de müdahil davacıların tümünün tespitten sonraki hukuki nedene dayandıkları gerekçesi ile bunların açtıkları davalar hususunda görevsizlik kararı verilmiştir. Kararı Hazine temyiz etmiş ve Yargıtay 7.Hukuk Dairesinin 1993/5888 Esas 1994/8156 Karar sayılı ilamı ile orman, kıyı kanunu ve tapu kapsamının belirlenmesi bakımından araştırmaya yönelik bozma sevk edilmiştir. Bozmaya uyan mahkemece 25.12.1998 gün 1995/11 Esas 1998/421 Karar sayılı ilamı ile zilyetlikle kazanma süresi ve koşullarının gerçekleştiği açıklanarak önceki kararla benzer şekilde ... ile ölen ... ...mirasçıları adına yarı paylı olarak tescil kararı verilirken bu kez 988 ve 989 parsellerin ...’ye satıldığı ve onun zilyetliğinde olduğu ifade edilmişse de ilk kararda ... lehine tescil kararı verilmediği ve temyiz de edilmediği, Hazine lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gerekçede açıklanmıştır. 988, 989 ve 1003 parseller 01.03.2000 tarihi itibarıyla hükmen 32/64 payı ... oğlu ..., 8/64 payı ... kızı ..., 3/64’er paylar ... çocukları ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... adlarına paylı mülkiyet şeklinde tapuda tescilli iken daha sonra satış vaadi sebebi ve mahkeme kararı ile Süleyman ve ...’ye de hisse verilmiştir. Taşınmazlar halen 18.10.2004 tarihi itibarıyla paylı mülkiyet şeklinde 48/2240 payı ... oğlu ..., 3168/2240 payı ... kızı ..., 63/2240’ar paylar ... çocukları ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., 96/2240’ar paylar ...çocukları ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ...kızı ..., 763/2240 payı ... oğlu ... ve 133/2240 payı ... oğlu ...adlarına tapuda kayıtlı bulunmaktadır. Paylı mülkiyet sebebiyle temyize gelen tüm davalıların aralarında zorunlu dava arkadaşlığı olmaması gözönüne alınarak ayrı ayrı temyiz harçlarını tamamlamaları sağlanmıştır.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, az yukarıda açıklandığı üzere Kadastro Mahkemesi yargılaması sırasında davacı ve müdahil davacılar taraf olarak davada yer almış iseler de müdahil davacılar ... hakkında tesbit sonrası sebebe dayanıldığı gerekçesi ile görevsizlik kararı verildiğine, bu durumda kesin hükümden sözetme imkanı olmadığına, (3402 SKK.m.34) Kadastro Mahkemesi dosyası kapsamı ile temyize konu dosyada dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarıyla, taşınmazların henüz tapusuz iken davacıların murisi ... tarafından ... ve ...’tan satın alınarak zilyet edildiği, bu durumun Kadastro Mahkemesi dosyasında ...ve ... tarafından da kabul edildiği ve karar gerekçesine de yansıdığına, temyize gelen davalıların, paylı mülkiyet sebebiyle temyize gelmeyen Süleyman ve ... hisseleri ile ilgili tefrik kararını temyiz etmede hukuki yararları da bulunmadığına, dava dilekçesindeki değere göre harcın alındığı, keşif sonunda belirlenen değere göre harç tamamlanmadığı için avukatlık ücretinin dava dilekçesinde harcı tamamlanan değere göre takdir edilmesi yerinde olduğu gibi Harçlar Kanununun 30 ve 32.maddeleri dikkate alınarak mahkemece resen hükümle birlikte keşifteki değere göre harcın alınmasına hükmedilmesinde de bir yanlışlık görülmediğine göre davalılar ..., ..., ... ve ... vekilleri ile davalılar ..., ... (...kızı), ..., ... (... ...kızı),... ve ...’ın esasa ve harca yönelen tüm temyiz itirazlarının REDDİNE,
... mirasçıları; ... ve müşterekleri vekilinin(tereke temsilcisi vekili) davalılar üzerinde ipkasına karar verilen ... ... hissesine yönelik temyizine gelince; dava ... mirasçılarından ..., ..., ... ve ... tarafından açılmış ve tapu kayıtlarının iptali ile ... mirasçıları adına miras payları oranında tescile karar verilmesi istenmiştir. Görüldüğü gibi talep tüm mirasçılar adına miras payları oranında tescil isteğine ilişkin olup dava, ... terekesi adına açılmıştır. Yargılama sırasında ... ... dışındaki diğer mirasçılar da 23.02.2006 tarihli yargılama oturumunda bizzat davaya muvafakat verdiklerini açıklayarak vekil tutmuşlar ve yargılama oturumlarında vekille temsil edilmişlerdir. Mirasçılardan ...’in ise davaya muvafakat vermemesi üzerine ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 22.11.2006 tarih 2006/508 Esas 2006/536 Karar sayılı ilamı ile ... terekesine temsilci olarak ... oğlu ... atanmış ve hüküm 22.12.2006 tarihinde kesinleşmiştir. Tereke temsilcisi de yargılama oturumlarında kendini vekille temsil ettirmiştir. Açıklanan bu durum karşısında mirasçılardan ... tarafından davaya muvafakat verilmemesi üzerine terekeye temsilcisi atanarak yargılamaya devam edildiği ve 17.05.1979 ölüm tarihi itibarıyla ... terekesinin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu hususunda duraksama bulunmamaktadır.
Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır. Bu itibarla elbirliği (iştirak) halinde mülkiyette, ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Yasada veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliği ile karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunludur.Türk Medeni Kanunu"nun 702/2. maddesi “...Kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerekir...” hükmünü getirmiştir. Ne var ki bu kural, uygulamada yumuşatılarak, 11.10.1982 tarih, 1982/3-2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı"yla bir ortağın tek başına ortaklık adına dava açabileceği; ancak, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığıyla davanın sürdürülmesi gerektiği kabul edilmiştir. Türk Medeni Kanunu"nun 702/4. maddesinde “...ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır...” hükmü öngörülmüştür. Zorunlu dava arkadaşlığının söz konusu olduğu hallerde, mahkeme ortakların hepsi hakkında aynı ve bir karar verir. Biri hakkında davanın reddine, diğeri hakkında ise davanın kabulüne karar veremez. Yani, dava konusu hukuki ilişki (hak veya borç) üzerinde zorunlu dava arkadaşlarının birbirlerinden farklı biçimde hareket etmelerine imkân olmadığı gibi, mahkeme de dava arkadaşlarından biri veya bazısı hakkında diğerlerinden farklı bir karar veremez (...,...,...,...,...: Medeni Usul Hukuku, Yetkin Yayınları, Ankara 1995, 7. baskı, s.459). Mahkemece, bu husus dikkate alınmadan ...’nin tüm mirasçıları lehine tescil kararı verilmesi gerekirken, ... dışındaki mirasçıların payları ile ilgili tescile, ...’e verilmesi gereken payın ise ... tarafından muvafakat verilmediği gerekçesi ile davalılar üzerinde ipkasına karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
... mirasçıları; ... ve müşterekleri vekilinin (tereke temsilcisi vekili) temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı görülen hükmün davacılar lehine 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 6.017,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara ve 6.033,00 TL peşin harcın ise istek halinde temyiz eden davacılara iadesine 15.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.