20. Hukuk Dairesi 2013/3909 E. , 2013/8611 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Köyü, 330 ada 1 parsel sayılı 14530 m² yüzölçümündeki taşınmaz, maliki belirlenemediğinden tarla niteliğiyle Hazine adına tesbit edilmiştir.
Davacı, taşınmazın 6/7 hissesinin kendisine ait olduğu, ...mirasçılarından devraldığı iddiasıyla dava açmış; ..., taşınmazın bir bölümünün kendi miras bırakanı ..."dan kaldığı iddiasıyla davaya katılmıştır.
Mahkemece; davacı ... ...un davasının kısmen kabul kısmen reddine; asli müdahil ..."un davasının kısmen kabul kısmen reddine;
... Mahallesi, 330 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile, tutanakta yazılı diğer hususlar aynı kalmak kaydı ile 02/08/2012 tarihli kadastro bilirkişileri ... tarafından tanzim edilen rapor ekindeki krokide kırmızı renkli alanda (B) harfi ile ayrılan (1418 m2) kısmın davacı ...adına tapuya kayıt ve tesciline, 02/08/2012 tarihli kadastro bilirkişileri... tarafından tanzim edilen rapor ekindeki krokide kırmızı renkli alanda (B) harfi ile ayrılan kısım çıkarıldıktan sonra kalan kısımın dosyadaki Koyulhisar Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/6-27 E.K sayılı veraset ilamı doğrultusunda Yahya oğlu Osman Altunsoy mirascıları adına tapuya kayıt ve tesciline,
02/08/2012 tarihli kadastro bilirkişileri ... ve ... tarafından tanzim edilen rapor ekindeki krokide yeşil renkli alanda (A) harfi ile belirlenen (1539 m²) kısmın tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline,
karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından kabul edilen bölümlere yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı dışında bırakılmıştır.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
Şöyle ki; taşınmaz, maliki belirlenemediğinden Hazine adına tesbit edildiğine ve davacı gerçek kişiler hak sahipliği iddiasında bulunduğuna göre, taşınmazın hak sahipleri adına tesciline karar verilebilmesi için orman sayılmayan yerlerden olması tek başına yeterli olmayıp, aynı zamanda kazandırıcı zamanaşımı yolu ile taşınmaz edinme koşullarının da davacılar yararına gerçekleşmiş olması gerekir. Uzman bilirkişi tarafından taşınmazın 1963 tarihli memleket haritasında açık renkli bölümde yer aldığı açıklanmış ancak, sözü edilen haritanın orjinal renkleri içeren bir örneği rapora eklenmemiş, taşınmaz memleket haritası üzerinde paftasıyla çakıştırılmadan elle işaretlenmiş ve bir kısmı koyu renkli bölümde görünmesine rağmen, bu konuda bir açıklama yapılmamıştır. Bunun yanısıra taşınmazın kuzeyinde dere bulunduğu halde jeolog bilirkişiden rapor alınmamıştır.
3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince orman sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar - ihya olarak kabul edilemez) ve imar - ihyanın tamamlandığı tarihten kadastro tutanağının düzenlendiği güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülerek tapuya tescili istenen taşınmazların, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar - ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdirî delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ve kadastro tutanağının düzenlendiği günden 15 - 20 yıl önce çekilen hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen orijinal renkli memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi gerekir.
O halde; dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan kayıtlar ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile, yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile tescil davasının açıldığı günden 15 - 20 yıl önce çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir harita ve kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi ile üç orman yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla, dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliği, imar ve ihya ile zilyetliğin hangi tarihte başlayıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası, hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazın konumu belirlenmeli, taşınmaz orman sayılmayan yerlerden değil ise, öncesinin ne olduğu, imar ve ihya yapılmış ise hangi tarihte başlanıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, eğim durumu, kuzeydeki derenin etkisinde kalıp kalmadığı belirlenmeli, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, somut olayın özelliği gözönünde bulundurularak ayrıca; taşınmazı değişik yönlerden gösteren renkli fotoğrafları çekilerek dosyaya konulmalı, bundan sonra elde edilecek deliller doğrultusunda karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 01/10/2013 günü oy birliğiyle karar verildi.