Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/16184
Karar No: 2015/4389

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/16184 Esas 2015/4389 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2013/16184 E.  ,  2015/4389 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm davacılar ve davalı ... vekillerince temyiz edilmiş, davacılar vekilince de duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 17.03.2015 Salı günü davacılar vekili Av. ... geldi. Davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacılar vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi ..."un kullandığı araçla, davalıların sürücüsü ve maliki oldukları aracın çarpışması sonucu ..."un vefat ettiğini, aynı araçta bulunan davacı 1951 doğumlu ..."un da yaralandığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacılar ..., 1997 doğumlu ... ve ... için ayrı ayrı 1.000 TL destekten yoksun kalma tazminatı, 1951 doğumlu ... için kendi yaralanmasından dolayı 1.000 TL maddi tazminat, 1.000 TL araç hasarı ile davacı ... için 45.000 TL, davacılar ... ve 1997 doğumlu ... için ayrı ayrı 35.000 TL, davacılar ..., murisin kardeşi ... ve 1951 doğumlu ... için ayrı ayrı 25.000 TL, davacı baba ..."nın kendi yaralanması için de ayrı 15.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, 28.02.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini davacı ... için 27.097,91 TL, davacı 1997 doğumlu ... için 2.903,81 TL"ye yükselttiklerini bildirmiştir.
    Davalı ... ile davalı .... vekili, talep edilen tazminatların fahiş olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davacı 1951 doğumlu ..."un maddi tazminat talebinin reddine, 43 KR 426 plakalı araç için kasko tarafından karşılanmayan zarar talebinin reddine, davacı ... için 27.097,91 TL, davacı 1997 doğumlu ... için 11.384,28 TL, davacı ... için 1.000 TL maddi tazminatın-dava dilekçesi ile talep edilen kısımlara olay tarihinden, ıslah edilen kısımlara ıslah tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmek üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, davacılar 1997 doğumlu ..., ... ve ..."nın fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, davacı 1951 doğumlu ... için 18.000 TL, davacı ... için 16.000 TL, davacı ... için 16.000 TL, davacı ... için 10.000 TL, davacı 1997 doğumlu ... için 10.000 TL, davacı ... için 4.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı .... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacılar vekili ve davalı .... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önüne alarak manevi tazminat adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarının adalete uygun olması gerekir. Tazminatın amacı zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmaktır. Somut olayda, tarafların kusur oranı, ölen kişinin yaşı, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, davacıların ölen desteğe yakınlıkları, ölüm olayı nedeniyle duyulan acı gibi nedenler dikkate alındığında, davacılar için hükmedilen manevi tazminat miktarı, duyulan acıyı, çekilen sıkıntıyı hafifletebilecek düzeyde olmayıp, makul ölçüde manevi tazminat takdiri gerekirken yazılı biçimde hüküm kurulması isabetli değildir.
    3-Davalıların sorumlu oldukları tüm tazminat miktarı yönünden hiçbir ihtara gerek kalmaksızın haksız fiil tarihi itibariyle temerrüde düştüğü gözetilerek hükmedilen tüm tazminata kaza tarihinden itibaren faize hükmetmek gerekirken, yazılı olduğu şekilde ıslah edilen kısmı ayırarak bu kısma ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi doğru değildir.
    4-Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Davalı destekten yoksun kalmadan ileri gelen somut zararı gidermek zorundadır. Bu nedenle tazminat hesabından önce zarar tutarını belirlemek gerekir. Bunun yanında amaç zarar görenin malvarlığındaki eksilmeyi giderme olduğuna göre, ölüm nedeniyle desteğini yitirenin elde ettiği çıkarlar varsa, bunların da zarar tutarından indirilmesi gerekir. Aksi halde zarar görenin malvarlığında olaydan önceki duruma göre bir artış meydana gelmiş olur. Buradaki amaç zarar görenin malvarlığını zenginleştirmek değil, desteğini yitiren kişiye ölümden önceki yaşam düzeyini sürdürebilme olanağı tanımaktır.
    Somut olayda mahkemece alınan bilirkişi raporunda müteveffanın (destek) geliri hesaplanırken, Esnaf Odaları yazılarına göre asgari ücretin 6.12 katı tutarında geliri olduğu değerlendirilerek bu miktar üzerinden tazminat hesabı yapılmış ise de, yukarıdaki açıklamalara uygun olmayan soyut değerlendirmelerle gelir tespit edilmiştir.
    Öncelikle davacıların mirasçı oldukları gözönüne alındığında desteğin ölümü ile adına kayıtlı taşınır ve taşınmazlar yasal mirasçılarına geçecektir. Somut olayda da müteveffanın kendisine ait kamyonu ile nakliyecilik yaptığı iddia edilmektedir. Bu kamyon ile nakliye işi yapılmaya devam edilebilecek, miras yoluyla geçen araç davacılar açısında gelir getirmeye devam edecektir. Bu anlamda müteveffanın kullandığı araca ilişkin bilgiler toplanarak, bu nakliye aracından sağlanan bir gelirin bulunması halinde bu gelirin elde edilmesinde desteğin kişisel katkısı belirlenip bu miktar üzerinden destek zararının hesaplanması gereklidir. Bu hususlar gözetilerek konusunda uzman bilirkişiden yeniden bilirkişi raporu alınması gerekirken, yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    5-Davacılar vekili, 1997 doğumlu davacı ... yönünden maddi tazminat talebini 2.903,81 TL olarak ıslah etmişken, mahkemece talep aşılarak 11.384,28 TL"ye hükmedilmiştir. Mahkeme taleple bağlı olup, talepten fazlasına hükmedilemez. Hükmün bu yönüyle de bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekili ve davalı .... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin, (4) ve (5) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı .... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacılara verilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı ... yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı ..."ye geri verilmesine 17.03.2015 günü oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi