1. Hukuk Dairesi 2021/2113 E. , 2021/4354 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Davacı, eşi ... ile aralarında görülen boşanma davası neticesinde, adına kayıtlı taşınmazların bir kısmını mahkemenin eşine vereceği, bu nedenle taşınmazların tapu kaydını başkasının üzerine yapması gerektiği yönünde davalının telkinde bulunduğunu, yaşlı olması ve taşınmazların elinden çıkacağı korkusuna kapılması nedeni ile 1095, 1096, 1038, 954, 716, 103, 104, 280, 944, 172 ada 468 parsel sayılı taşınmazlarını satış göstermek suretiyle, bedelsiz olarak boşanma davası sonuçlandıktan sonra iade edilmek koşuluyla davalıya devrettiğini, bu hususu kendi aralarında haricen tanzim ettikleri ve ..., ile ..., isimli şahısların da tanık sıfatıyla imzaladıkları yazılı protokol ile de belgelediklerini, yine davalının bu protokol dışında kendi el yazısı ile yazıp imzaladığı 05/02/2009 tarihli belge ile kendisinden aldığı tapuların tamamını herhangi bir maddi talepte bulunmaksızın iade edeceğini, boşanma davası sonuna kadar başkasına devir yapmayacağını taahhüt ettiğini, davalının buna rağmen edindiği bir kısım taşınmazları üçüncü kişilere satış hazırlığı içinde olduğunu öğrendiğini ileri sürerek, dava konusu 10 adet taşınmazın tapu kayıtlarının iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, yapılan satış işlemlerinin geçerli olup, muvazaalı bir satışın söz konusu olmadığını, Düzce"de kuyumculuk yaptığını, ekonomik durumunun çok iyi olduğunu, davacının bütün mal varlığını satarak çevreden uzaklaşmak istediğini beyan etmesi üzerine gerçek anlamda satış işleminin gerçekleştiğini, ancak davacının çevresinin satılan malların ucuza gittiği şeklinde kışkırtmaları karşısında, davacının ek para talebinde bulunduğunu, bu talebi geri çevrildiğinde söz konusu davayı açtığını, davada delil olarak kullanılan protokol ve sözleşmelerdeki imzayı kabul etmediğini, imzaların kendisine ait olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının dayandığı protokoldeki imzanın davalıya ait olmadığı bu nedenle inançlı işlem iddiasının ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine dair verilen karar Dairece, “Bilindiği üzere; inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı davalardaki iddiaların, 05.02.1947 tarih 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca ancak yazılı delille, yazılı delil yoksa yemin delili ya da Hukuk Muhakemeleri Kanunu 202 ve devamı maddelerinde düzenlenen delil başlangıcı var ise tanık dinlenilerek kanıtlanması gerekmektedir. Eldeki davada yazılı delil ibraz edilmemiştir. Ne var ki, Düzce 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/321 Esas - 2015/453 Karar sayılı kararı ile eldeki somut olay nedeniyle sahte olarak düzenlenen belgeler yüzünden davalı mahkum edilmiş ve mahkumiyet kararı kesinleşmiştir. Bu durumda inançlı işlemin varlığı ceza mahkemesi kararı ile sabit olmuştur. Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda ceza yargılaması sonucunda verilen mahkumiyet kararı ile davacının inançlı işlem iddiasının sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davalının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 36.043.42. TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 20/09/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.