10. Hukuk Dairesi 2020/552 E. , 2021/7585 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İstanbul 20. İş Mahkemesi
Dava, rücuan alacak istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalılardan ... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kurum sigortalısı ...’un 11.06.2004 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu vefatı nedeniyle hak sahiplerine bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelirin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; olayın iş kazası olmadığını, mahkemece yargılama neticesinde davanın iş kazası olduğu sonucuna varılması halinde müvekkilinin sorumluluğunun belirlenebilmesi için kusur ve rücu oranının tespiti ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın iş kazası olmadığını ve davalı müvekkilinin bu kazada kusuru bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesi tarafından davanın kabulü ile; 82.945,67-TL"nin 20/09/2013 onay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı kuruma ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin kusursuz olduğunu, kaçınılmaz kazanın iş kazası olmadığını, kazalının davalının çalışanı olmadığını, müvekkilinin oğlu ile birlikte kendi hesabına iş yaparken mesai saatleri dışında kendisi için borç para istemek için gittiği yerde kaza geçirdiğini, kurumun kaza tarihinden 9 yıl sonra gelir bağlayarak kötü niyetle zamanaşımını durdurduğunu, bu durumun hakkaniyete aykırı olduğunu, talep arttırım dilekçesine itirazlarının değerlendirilmediği belirterek kararın kaldırılmasını müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
B-BAM KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince; “Davacı Kurum ve davalı ... Şirketi vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine” karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Karara karşı davalı ... vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuş olup, kazanın iş kazası olmadığı, ölen kişinin müvekkilinin çalışanı olmadığı, kurumun kaza tarihinden dokuz yıl sonra gelir bağladığı tespitleri ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının bozulması talep edilmiştir.
IV-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dosya kapsamından; müteveffa ...’un hak sahibi tarafından açılan ve Yargıtayca onanarak kesinleşen iş kazası tespit davasında, davaya konu kazanın, 11.06.2004 tarihinde davalılardan ... işyerinde yeni alınan ütünün buhar kazanınındaki basınçtan dolayı patlaması şeklinde meydana geldiği, o anda dükkanda fason takibi için bulunan ve davalılardan ...’na ait toptan kot konfeksiyon işyerinde çalışan müteveffanın vefat ettiği, işverenin ..., olayın iş kazası olduğunun tespit edildiği, sigortalı çalıştırmaya başlandığının süresi içinde Kuruma bildirilmediği, olayın meydana gelmesinde işyeri sahibi davalı ...’un %75, dava dışı işyeri teknik sorumlusu ...’nın %25 kusurlu olduğu, sigortalı ile işveren ...’nun ise olayın meydana gelmesinde bir kusurları bulunmadığının kabulü ile davalıların kurum zararının tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarına dair hüküm tesis edildiği anlaşılmıştır.
Davanın yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Kanunu’nun 9, 10 ve 26. maddeleridir.
İş kazasının vuku bulduğu tarihte yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasanın 9. maddesi ile, “İşveren çalıştıracağı kimseleri, işe başlatmadan önce örneği Kurumca hazırlanacak işe giriş bildirgeleriyle Kuruma doğrudan bildirmekle veya bu belgeleri iadeli-taahhütlü olarak göndermekle yükümlüdür. İnşaat işyerlerinde işe başlatılacak kimseler için işe başlatıldığı gün Kuruma veya iadeli-taahhütlü olarak postaya verilen işe giriş bildirgeleri ile Kuruma ilk defa işyeri bildirgesi verilen işyerlerinde işe alınan işçiler için en geç bir ay içinde Kuruma verilen veya iadeli taahhütlü olarak gönderilen işe giriş bildirgeleri de süresi içinde verilmiş sayılır.” hükmü getirilmiş, anılan Yasanın 10. maddesinde de, “Sigortalı çalıştırmaya başlandığının süresi içinde Kuruma bildirilmemesi halinde bildirgenin sonradan verildiği veya sigortalı çalıştırıldığının Kurumca tesbit edildiği tarihten önce meydana gelen iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde ilgililerin sigorta yardımları Kurumca sağlanır.
Sigortalı çalıştırmaya başlandığı Kuruma bildirilmiş veya bu husus Kurumca tespit edilmiş olmakla beraber, yeniden işe alınan sigortalılardan, süresi içinde Kuruma bildirilmeyenler için de, iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde gerekli sigorta yardımları Kurumca sağlanır.
Ancak, yukarıdaki fıkralarda belirtilen sigorta olayları için Kurumca yapılan ve ilerde yapılması gerekli bulunan her türlü masrafların tutarı ile, gelir bağlanırsa bu gelirlerin 22 nci maddede sözü geçen tarifeye göre hesabedilecek sermaye değerleri tutarı, 26 ncı maddede yazılı sorumluluk halleri aranmaksızın, işverene ayrıca ödettirilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Davalı işverenin 506 sayılı Kanunun 10. maddesine göre sorumluluğu; kusursuzluk ilkesine dayanır. İş kazasında işverenin hiç kusuru olmasa bile, şayet sigortalının işe girişi süresinde Kuruma bildirilmemişse, Kurumca yapılan sosyal sigorta yardımlarından 10. maddeye göre sorumlu tutulması gerekir.
İşverenin, 506 sayılı Yasanın 10. maddesine dayalı tazmin sorumluluğunun sınırlarının belirlenmesi konusuna çözüm getiren, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun, 15.03.1995 T., 1994/800 E., 1995/166 K. sayılı ilamında “...Hal böyle olunca mahkemece yapılacak iş, hak sahiplerinin işverenden isteyebileceği tazminat (tavan) miktarını önce kusur durumunu hiç gözetmeksizin belirlemek ve belirlenen tazminat miktarını geçmemek üzere davalının olaydaki kusursuzluğu dikkate alınarak Borçlar Kanununun 43 ve 44. maddeleri uygulanarak varılacak sonuç uyarınca rücu alacağına hükmetme...” gereği öngörülmüş olup; işverenin sorumluluk sınırlarının belirlenmesinde, kendisinin kusurlu olup olmaması etkili bulunmakta, işverenin kusursuz bulunduğu durumlarda, ilk peşin sermaye değerli gelir miktarı olarak ortaya çıkan tazminat tavanından, Borçlar Kanunu"nun 43 ve 44. maddeleri uyarınca, %50"den aşağı olmamak üzere indirim yapılarak, işverenin sorumlu olduğu tazminat tutarının belirlenmesi gerekmektedir.
İşverenin, 506 sayılı Kanunun 26. maddesi yanında 10. maddesi uyarınca da sorumlu tutulması gerektiğinin tespiti halinde ise, işverenin %100 kusurlu olduğu kabul edilerek, hesaplanacak maddi tazminat miktarından, Borçlar Kanununun 43 ve 44. maddeleri uyarınca sigortalının kusurunun %50’sinden az olmamak üzere hakkaniyet indirimi yapılarak, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekir.
Mahkemece, açıklanan bu maddi ve hukuki olgular karşısında, işverenin olayın meydana gelmesinde kusursuz olduğu tespit edildiğinden; 506 sayılı Yasanın 9 ve 10. maddeleri kapsamında sorumluluğunun %50 ile sınırlı olduğu gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece yanılgılı değerlendirme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı ... vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının HMK"nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı ..."na iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 03.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.