8. Hukuk Dairesi 2011/6618 E. , 2011/5865 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Tespiti, Katılma Alacağı
... ile ... aralarındaki aile konutu tespiti, katılma alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinden verilen 03.02.2010 gün ve 640/28 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ... vekili; evlilik birliği içinde alınarak vekil edeninin ölen eşi ... adına tescil edilen 775 ada 193 parsel üzerindeki 7 nolu dairenin afet evi olduğunu, ölen eşin ölmeden önce vekil edeninin üvey ve murisin öz kızı olan davalıya devrinin muris muvazası olduğundan bahisle açtığı davanın kabul edilerek vekil edeninin miras payı olan 2/8 oranındaki pay bakımından tapu kaydının iptaliyle vekil edeni adına tapuya tescil olunduğunu, kalan payın davalı üzerinde bırakıldığını, o kararın kesinleştiğini, meskenin bedellerinin tamamının vekil edeni tarafından ödendiğini, taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti ile MK.nun 240/ 1 ve 3. fıkralara göre katılma alacağına mahsuben vekil edeni adına tapuya tescilini, bu mümkün olmadığı takdirde vekil edenine intifa hakkı tanınmasını ve fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak belirlenecek alacağın hükme en yakın tarihteki sürüm değeri ve gecikme faiziyle davalıdan alınarak vekil edenine ödenmesine karar verilmesini istemiş ve dilekçede dava değerini 20.000 TL olarak göstermiştir.
Davalı ... vekili, dava konusu meskenin ¾ payının vekil edeni ve kalan payın da davacı adına hükmen tescil olunduğunu, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece; dava konusu meskenin ... ile davacının 30.04.1990 tarihinde evlenmeden önce kadının kişisel malı olarak mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiğini, edinilmiş mal olmadığını, bu nedenle de katılma alacağı hükümlerinin uygulanamayacağının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabul ve kısmen reddiyle dava konusu meskenin davacı ile ölen eş ..."nin aile konutu olduğu anlaşıldığından taşınmazın aile konutu olduğunun tespitine, katılma alacağına mahsuben mülkiyet hakkı veya intifa hakkı tanınması talepleriyle katılma alacağının tahsili taleplerinin reddine, karar verilmiştir. Hükmün kabule ilişkin bölümü davalı vekili, redde ilişkin bölümü ise davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ile ... Kavak 30.04.1990 tarihinde evlenmişler ve evlilik, ..."nin 08.08.2006 tarihinde ölümü ile sona ermiştir. ..."nin ölümü ile geride mirasçıları eşi davacı ... ile çocukları davalı ... ve davada yer almayan oğlu Mustafa Kayış kalmışlardır. Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden evlenme tarihinden 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı MK. nun 170. maddesi gereğince mal ayrılığı, bu tarihten 08.08.2006 ölüm tarihine kadar ise, 4721 sayılı TMK.nun 202. maddesi uyarınca yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. TMK.nun 225/1. maddesi uyarınca ölümle evlilik sona ermiştir.
TMK.nun 6 ve 222. maddeleri gereğince herkes iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür.
743 sayılı TMK.nun yürürlükte olduğu; 1.1.2002 tarihinden önce eşler arasında yasal mal ayrılığının geçerli olduğu dönemde, karı ve kocanın diğerinden katkı payı karşılığında bir tazminat isteyebilmesi için mutlaka parasal veya para ile ölçülebilen maddi bir değer koymak suretiyle katkısının bulunması gerekir. Eşlerden birinin edindiği mala diğer eşin doğrudan maddi bir katkısı yoksa, bu talep kabul edilemez.
Dava konusu 775 ada 193 parsel üzerindeki 7 nolu daire; 7269/1051 sayılı Kanunlar uyarınca "Afet Evi " olarak muris ... adına 06.12.1985 tarihinde tahsis edilmiş ve 10.10.1991 tarihinde "tahsis" yoluyla muris ... adına tapuda tescil edildikten sonra, muris ölmeden 09.06.2005 tarihinde satış yoluyla davalı kızı adına tapuya tescil edilmiştir. Dava dosyası ekinde bulunan Amasya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.02.2008 tarih 1187-25 Esas ve Karar sayılı dosyasında; davacı ..."ın, davalı ... aleyhine, dava konusu 7 nolu dairenin, muris muvazası nedeniyle tapu kaydının iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonucunda, murisin davalı kızına satışının muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tapu kaydının iptaline ve 2/8 payın davacı adına kalan payında davalı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, davalı tarafın temyiz talebinin Yargıtay 1.Hukuk Dairesi tarafından reddedilerek, hükmün 18.07.2008 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda; dava konusu dairenin 7269 ve 1051 sayılı Yasalara göre tahsisin yapıldığı ve onaylandığı tarihte mülkiyet tahsis yapılarak geçecektir. Tapuya tescil resmi merasimi tamamlamaktadır. Öyle ise, ödemelerin Aralık öncesi ve evlilik devam ederken yapılarak tamamlandığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Ancak, dava konusu meskenin ödemelerine ilişkin belgeler temin edilemediğinden dosya içinde yer almamaktadır. Türkiye Emlak Kredi Bankasına ait tarihsiz "Müteselsil Kefil ve Müşterek Müteselsil Borçlandırma Senedi" ne göre, aynı mahallede 3. şahıslara ait borçlanılan meblağların 07.09.1985 tarihi itibariyle 20 yıllık kredi vadesi ile borçlandırıldığı anlaşılmaktadır. Ancak, muris ..."ye ait borçlandırmaya ve ödemelere ait belgelerin getirtilmediği, muris adına kayıtlı dava konusu meskenin tapu kaydı üzerine 10.10.1991 tarihinde Hazine lehine ipotek tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu meskenin aile konutu olduğunun tespiti yönünde mahkemece karar verilmiş ise de, davacı ile eşi ... arasındaki evlilik ..."nin ölümü nedeniyle sona erdiğinden meskenin aile konutu olarak tespit ve tesciline karar verilemez. Davacının ve davalının taraf olduğu yukarıda belirtilen davada mülkiyet payı belirlendiğinden, tapu paylı mülkiyete dönüştüğünden intifa hakkına da karar verilemez. Öncelikle isteğin katkı payı alacağı ya da edinilmiş mallara katılma alacağı mı yoksa kısmen katkı payı alacağı, kısmen de katılma alacağımı olduğu saptanmalı, sözü edilen mal rejimlerinden hangisinin ağırlıkta olduğu açıklanan alacak türlerin saptanmasında gözönünde tutulmalı şayet yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallara katılma alacağının ağırlıkta olduğunun belirlenmesi halinde TMK.nun 240. maddesinin değerlendirilmesi düşünülmelidir. Çünkü mülkiyet hakkı TMK.nun 240. maddesi uyarınca edinilmiş mallara katılma alacağı karşılığında tanınan bir haktır. 01.01.2002 tarihinden önce geçerli olan mal ayrılığı döneminde edinilen mallardan kaynaklanan katkı payı alacağı karşılığında böyle bir hak tanınmamıştır.
Mahkemece öncelikle; dava konusu " Afet Evi " olarak tahsis edilen meskenin borçlanmasına ve ödemelere ait belgelerin özellikle Bayındırlık ve İskan Bakanlığı İl Müdürlüğünden olmaması halinde tasfiye halinde Emlak Bankası Anonim Ortaklığından ve mahkemece gerekli görülen öteki kurum ve kuruluşlardan eksiksiz olarak getirtilerek dosya arasına konulması, eğer temin edilemez ise, emsal meskenlerle ilgili borçlanma ve ödeme belgeleri dikkate alınarak uyuşmazlığın çözümünde dikkate alınması gerekir. 01.01.2002 tarihine kadar olan mal ayrılığı rejimine tabi dönem açısından; davacı ve murisin çalışmalarına ve gelirlerine ilişkin maaş ve bordrolar ile getirtilecek diğer belgeler gözetilerek evlenme tarihinden meskenin tahsise ilişkin borçlarının ödendiği tarihe kadar tüm gelirlerinin ayrı ayrı toplanması, her birinin sosyal statüleri, konumları ve mesleki kariyerleri gözetilerek yapabilecekleri kişisel masraflarının ayrı ayrı hesaplanması, davacının ayrıca, 743 sayılı TKM.nin 152. maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü gözetilerek yapabileceği evi geçindirme gideriyle kişisel giderinden olabilecek fazla harcama var ise, oran belirtilmek suretiyle hesaplanacak miktarının, muris yönünden ise kişisel harcamalarının hesaplanıp toplam gelirlerinden ayrı ayrı düşülmesi, her birinin bu durum karşısında yapabilecekleri tasarruf miktarlarının ayrı ayrı saptanması, tarafların toplam tasarruf miktarı içerisinde davacı ile muris ..."nin ayrı ayrı katkı oranlarının belirlenmesi, bu belirlemede gerekirse hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkelerinin de dikkate alınması, bu katkı oranının uzman İnşaat Mühendisi bilirkişi raporu ile belirlenen dava konusu meskenin dava tarihindeki değeriyle çarpılması, hesaplamada dava konusu meskenin muris adına tahsis edildiğinin dikkate alınarak davacının katkı payı alacağının saptanması mesken evlenme tarihi olan 30.04.1990 tarihinden önce 06.12.1985 tarihinde tahsisen musis ..."ye verildiğine göre 30.04.1990 tarihine kadar yapılan ödemeler ile 30.04.1990 tarihinden 01.01.2002 tarihine kadar ve 01.01.2002 tarihinden sonra yapılan ödemelerin ayrı ayrı ve kimler tarafından yapıldığının belirlenmesi, varsa kalan borcun hesaplamada gözönünde tutulması, ondan sonra dosyanın bu haliyle konunun uzmanı bir hukukçu ve bir mali müşavir bilirkişiye verilerek tarafların ve Yargıtay’ın denetimine açık gerekçeli rapor alınması, ondan sonra iddia ve savunma doğrultusunda toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş bulunması usul ve yasaya aykırıdır.
Davacı vekili ile davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya ayrı ayrı iadesine 15.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.