8. Hukuk Dairesi 2011/6344 E. , 2011/5864 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tespite itiraz
... mirasçıları; ... ve müşterekleri ile Hazine ve Küçükçekmece ... Belediye Başkanlığı, aralarındaki tespite itiraz davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair .... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 12.05.2010 gün ve 373/308 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı Hilmi Sönmez vekili, imar-ihya ve kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenlerine dayanarak 1483 parselin tapu kaydının iptaliyle adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili ile Kayabaşı Köyü (...) davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Mahkemece; davacı yararına kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle Hazine aleyhine açılan davanın kabulüne ve davalı ... (...) yönelik davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hüküm süresi içerisinde Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; özellikle dava konusu 1483 parsele ait kadastro tutanağından; bu yerin senetsizden, ..."in hali araziden açmak suretiyle 10 seneden beri nizasız, fasılasız zilyet ve tasarrufunda bulundurduğu gerekçesiyle 20.11.1974 tarihinde Hazine adına, 15.700 m2 yüz ölçümünde ve "Tarla" niteliğinde tespit edildiği ve itirazsız kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Mahallinde 19.07.1983 günü yapılan keşif sırasında komşu köyler halkı arasından dinlenen yerel bilirkişiler ...,.... ve ...; dava konusu taşınmazın öncesinde Kayabaşı köyünün hayvanlarını otlattıkları mera niteliğinde iken, 10 yıl önce Hilmi Sönmez tarafından meradan sökülerek tarla haline getirildiğini beyan etmişler, davacı tanıklarından...; taşınmazın öncesinde bozkır niteliğinde iken 17 sene evvel ... tarafından, bozdan açıldığını, köye ait hayvanların tarla vs. her yerde serbest olarak otladığını, taşınmazın öncesinin mera olmadığını açıklamıştır. Diğer davacı tanığı
...ise, bu yerin köye ait mera olmadığını, hayvanların her zaman boşluklarda otladığını, ..."in burayı açtığı tarihin kaç yılı olduğunu bilmediğini söylemiştir. Ziraat Mühendisi ... 15.10.2004 tarihli raporunda; 1483 parsel sayılı taşınmazın 3.sınıf tarla tarımı yapılabilen arazi olup, mera vasfında olmadığını, % 40-45 meyilli, tuzluluk, alkalilik, erezyon ve drenaj sorunlarının az olduğunu, ekonomik olarak işlemeli tarıma ( makineli tarıma ) elverişliliğinin sınırlı olduğunu bildirmiştir.
Türk Medeni Kanununun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17.maddeleri hükümlerine göre, dava konusu taşınmazın tapuda tescil edilebilmesi için, kadastro tespit tarihi olan 20.11.1974 tarihine kadar, 20 yıldan fazla süre ile anılan maddelerde belirtilen koşullar altında davasız ve aralıksız bir biçimde tasarruf edilmesi gerekir.
Görülmekte olan davada, dava konusu taşınmazın davacı tarafından imar- ihya edilerek 20 yıldan fazla süre ile koşullarına uygun olarak tasarruf edildiği ileri sürülmüş ise de; mahallinde 19.07.1983 günü yapılan keşif sırasında dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına göre: dava konusu taşınmazın öncesinde bozkır veya mera niteliğinde iken 10 veya 17 yıl önce davacı Hilmi tarafından açılarak tarla haline getirildiği ve açıldığı tarihten beri tarla olarak zilyet ve tasarruf edildiği, Ziraat Mühendisinin bilimsel gerekçelere ve maddi bulgulara dayalı açıklanan raporuna göre, dava konusu taşınmazın 3.sınıf tarla tarımı yapılabilen arazi olup, % 40-45 meyilli, tuzluluk, alkalilik, erezyon ve drenaj sorunlarının az olduğu anlaşılmaktadır.
Yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile Ziraat Mühendisi raporundan; dava konusu taşınmazın öncesi itibariyle zilyetlik yoluyla kazanılabilecek yerlerden olduğu sonucuna ulaşılsa bile kadastro tespit tarihine kadar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla, davanın reddine karar verilmesi gerekirken gerek nitelemede gerekse imar-ihya ve zilyetlik koşullarının gerçekleştiği konularında yanlışa düşülerek yukarıda yazılı olduğu şekilde kabule karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün kabule ilişkin bölümünün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.