Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/2424
Karar No: 2013/8594
Karar Tarihi: 01.10.2013

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/2424 Esas 2013/8594 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2013/2424 E.  ,  2013/8594 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine vekili ile davacılar ... ve arkadaşları vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    .... çocukları ... mirasçıları ..., .... ve arkadaşları tarafından davalı Hazine ve Köy Tüzel Kişiliği, Orman Yönetimi ve ... taraf gösterilerek ... Köyünde 1969 ve 1971 yılında yapılıp, tapulama çalışmalarında orman olduğu düşüncesiyle tapulama dışı bırakılan, ancak, 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan orman kadastrosunda orman sınırları dışında bırakılan ve dava konusu taşınmazın Şubat 1962 tarih 1, 2, 3 ve 4. sıra numaralı tapu kayıtları kapsamında kaldığından, tapu maliki mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmışlardır.
    Hazine ve Orman Yönetimi, davanın reddi ile Medenî Kanunun 713/6. maddesi uyarınca 11.05.2011 tarihli duruşmada ayrı ayrı taşınmazların Hazine adına tescilini istemişlerdir.
    Mahkemece, ..., ... ..., ..., ..."in davalarının açılmamış sayılmasına, diğer davaların reddine, dava dilekçesinin 1, 2, 3, 6 ve 7 . sıradaki taşınmazların orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, dava dilekçesinin 4, 5 ve 8. sırasındaki taşınmazların ise Hazine adına tarla olarak tesciline ilişkin verilen karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle, Dairenin 07.02.2012 gün 2011/13584-1299 sayılı kararı ile “...davacılardan ..."nin yargılama sırasında öldüğü anlaşıldığından, dava dilekçesi ve duruşma gününün adı geçenin tüm mirasçılarına yöntemince tebliğe edilerek, davacı sıfatıyla davayı takip etmeleri için kendilerine olanak tanınması ve bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması gerekirken, yargılamaya devamla işin esası hakkında karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır...” gereğine değinilerek bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine ve dava dilekçesinin 1, 2, 3, 6 ve 7 . sıradaki taşınmazların orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, dava dilekçesinin 4, 5 ve 8. sırasındaki taşınmazların ise Hazine adına tarla olarak tesciline, davacılar ..., ... ,... açtığı davanın 1086 sayılı H.U.M.K."nun 409/5. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm, Hazine vekili tarafından 1, 2, 3, 6 ve 7. sıradaki taşınmazlara, davacılar ... ve arkadaşları vekili Av. ... tarafından tüm taşınmazlara ilişkin temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tescil istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1967 yılında seri usulde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1981 yılında yapılıp dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması ve 1988 ilâ 1990 yıllarında yapılıp dava tarihinde kesinleşmemiş olan aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu, 2896 ve 3302 sayılı Kanunlar ile değişik 2/B madde uygulaması vardır.
    Mahkemece, bozma kararına uyulmuş olmasına rağmen, gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; Daire bozma kararında, yargılama süresince tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip bulunmaları gereğinin usûl hukukunun temel ilkelerinden ve dava şartı olduğu (HMK m.114/1-d), yargılama sırasında taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen kişinin taraf ehliyetinin sona ereceği, ölen kişinin veya kural olarak vekilinin davaya devam etmesinin mümkün olmayıp, sadece bu kişinin mirasçıları tarafından (dava konusunun ölenin malvarlığına ilişkin olması ve dava sonunda verilecek hükmün olumlu veya olumsuz bir şekilde mirasçıların haklarını etkilemesi durumunda) davaya devam edilebileceği, 1086 sayılı H.U.M.K.’nın 41. maddesi ve yeni 6100 sayılı HMK"nun 55. maddesi gereğince, taraflardan birinin ölümü halinde diğer tarafın istemiyle hâkim tarafından, davanın takibi için bir kayyım tayin edebileceği, taraf ehliyetinin dava şartı olup, davanın her aşamasında mahkemece re’sen nazara alınması gereken bir olgu ve temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın mahkemece re"sen gözetilmesi gerektiği, davacılardan ...."nin yargılama sırasında öldüğü, dava dilekçesi ve duruşma gününün adı geçenin tüm mirasçılarına yöntemince tebliğ edilerek, davacı sıfatıyla davayı takip etmeleri için kendilerine olanak tanınması ve bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması gereğine değinilmiş olmasına rağmen, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 5/4/2011 gün 2010/1201-334 sayılı veraset belgesi ile davacı .... mirasçılarının ..., ... ve ... olduğu"nun anlaşıldığı, ancak, Dairemize gelen ve davacı ..."nin davacı olduğu benzer davalarda sunulan belgeler arasında yer alan,... Sulh Hukuk Mahkemesinin 19/4/2012 gün ve 2012/82 - 344 sayılı verâset ilâmından, aynı mahkemece 20.10.2010 gün 2010/1028-926 sayılı veraset ilâmının iptal edildiği, davacılardan ...."nin, 14.10.2010 tarihinde öldüğü, çocuğu ... ve ..."ın mirastan ıskat edilmesi nedeniyle mirasçı olarak geride eşi .... kızı 1941 doğumlu ... ile ... oğlu 1979 doğumlu ...., .... kızı 1983 doğumlu .... oğlu 1995 doğumlu ... ve Hikmet oğlu 1997 doğumlu ...."ın kaldığı anlaşılmış olup, bunlardan ..."nin Av. ..."e vekaletname vermek suretiyle kendisini davada temsil ettirdiği, diğer davacı mirasçısı olmayan ... ve ..."a ise tebligat çıkartılmakla yetinildiği, ancak, bu kişilerin mirasçı sıfatının bulunmaması nedeniyle davada taraf sıfatlarının bulunmadığının gözönünde bulundurulmadığı, yeniden alınan veraset ilâmında mirasçı olarak belirlenen kişilerin ise davada taraf olarak yer almadıkları, davacı mirasçıları arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu, tamamının davaya ilişkin muvafakatlarının saptanması veya tamamının kendilerini davada temsillerinin sağlanması yahut terekeye temsilci atanması suretiyle taraf teşkili sağlanarak yargılamaya devam edilmesi gerekirken mirasçı olmayan kişilerin davetiye tebliği suretiyle dava dilekçesi ve duruşma gün ve saatinin tebliği suretiyle taraf teşkilinin oluştuğu kabul edilerek taraflar arasındaki uyuşmazlığın esası hakkında yazılı şekilde karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar vekili ve davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 01/10/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi