Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/16170 Esas 2015/4371 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/16170
Karar No: 2015/4371
Karar Tarihi: 17.3.2015

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/16170 Esas 2015/4371 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2013/16170 E.  ,  2015/4371 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı alacaklı vekili, davalı borçlu aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını, borçlunun adına kayıtlı iş makinesini diğer davalı kardeş şirkete devrettiğini bu tasarufun mal kaçırma amacı ile yapıldığından iptalini talep etmiştir.
    Davalı .... vekili, aciz halinin olmadığı ve borçlu ile müvekkili şirketin ayrı tüzel kişiliklere sahip olduğunu, muvaazalı işlemin sözkonusu haksız davanın reddini istemiştir.
    Davalı borçlu, duruşmalara gelmemiş ve cevap dilekçesi sunmamıştır.
    Mahkemece, tasarrufun iptali davasının dinlenebilmesi için gerekli geçici veya kesin aciz belgesi sunulmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava İİK’nin 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    1-İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
    Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kesin aciz belgesi bulunan alacaklı açabilir, (İİK.m.277).Bu husus, dava şartı olup, hâkim görevi gereği doğrudan gözetmek zorundadır. Ancak, bu eksiklik yargılamanın her aşamasında hatta temyiz aşamasında dahi giderilebilmesi mümkündür.
    Somut olayda, 210.000,00 TL üzerinden başlatılan takip kesinleşmiş, 09.08.2011 tarihinde iş makineleri haczedilmiş ancak bu araçlar üzerinde 70 den fazla haciz olduğu, işyerinde yapılan 30.12.2012 tarihli hacizde borçlu şirketin mahalde olmadığı ve haczedilecek malın bulunmadığı görülmüştür. Takibin başında alacaklının aciz belgesi talebi red edilmiş ise de yargılama boyunca da icra dosyasına yatırılmış bir para olmamıştır. İcra dosyasına göre borçulunun borcu karşılayacak değerde malı olmadığı açıktır. Bu durumda aciz halinin varlığı kabul edilmelidir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    2.Kabule, göre de dava ön koşul yokluğundan red edildiğine göre, davacı aleyhine nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetsiz olmuştur.
    SONUÇ: Yukarıda 1 ve 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 17.3.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.