MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı ... Yönetimi vekili 14.12.2004 havale tarihli dilekçe ile; ... Köyü"nde 1942 yılında yapılan orman tahdidinin Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafında iptal edildiği, daha sonra 1976 yılında 6831 sayılı Kanuna göre yapılan orman kadastrosu ve 2. madde çalışmasının 15.10.1976 tarihinde, yine 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulamasının da 1989 yılında kesinleştiği, 1990 ve 1991 yıllarında 3402 sayılı Kanuna göre çalışma yapılan genel arazi kadastrosu sırasında 36 nolu Orman Kadastro Komisyonu ve kadastro teknisyenliğinde mevzuata aykırı olarak 30.03.1990 tarihli mutabakat tutanağı adı altında kesinleşmiş orman sınır noktaları ve koordinatlarının değiştirildiği ve yeniden oluşturulan koordinatlara göre tersim edildiği, buna ilişkin olarak 07.05.2004 tarih ve 04/04/04 sayılı inceleme raporları düzenlendiği ve görevliler hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı"na suç duyurusunda bulunulduğu iddiasıyla, davalı adına tapu siciline kayıtlı 1947 parsel sayılı 388 m² yüzölçümlü taşınmazın kesinleşmiş orman sınırları içinde kaldığından, tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Davalı, çekişmeli taşınmazın T.sani 1928 tarih 4/6 nolu iskan vesikası ve buna dayalı olarak 2510 sayılı İskan Kanunu uyarınca iskanen verilen tapu kapsamında olduğu, 1942 yılı orman tahdidi dışında ve maki tefrik hattı içinde bulunduğu, Kadastro Mahkemesi"nin 20.01.1992 gün ve 1991/1482 - 896 sayılı kararı ile tescil edildiği ve 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu savunmasıyla davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, 1947 sayılı parselin (A) harfi ile gösterilen 40 m² bölümünün orman sınırları içinde kaldığı, bu bölümün imar uygulamasında imar yolunda kaldığı, 1947 sayılı parselin imar gittilerinin orman sınırlarında kalmadığı, (A) harfi ile gösterilen 40 m² yerde davalının malik olmadığı gerekçesi ile davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş, hüküm, davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşmiş orman kadastrosuna dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra ilk tahditin aplikasyonu ve sınırlandırması Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanın hakem sıfatıyla verdiği karar ile iptal edilen ormanların kadastrosu 1976 yılında yapılıp, ekip çalışmaları 15.09.1976 tarihinde, itirazları inceleyen 7 numaralı Orman Kadastro Komisyonu işlemleri ise 09.12.1976 tarihinde ilân edilmiştir. 36 numaralı Orman Kadastro Komisyonunca 1988 yılında aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması yapılıp 15.06.1989 tarihinde ilân edilmiştir.
Dava konusu 1947 parsel sayılı taşınmaz, 18.05.1990 gününde yapılan ve 22.05.1991 - 21.06.1991 tarihleri arasında ilân edilen, açılan dava nedeniyle 25.03.1992 tarihinde kesinleşen genel arazi kadastro çalışmasında, belgesizden 10.07.1984 tarihli harici satış mukavelesi esas alınarak kargir ev bahçesi niteliğiyle ve 388 m² yüzölçümüyle davalı adına tesbit edilmiş olup, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve davalı gerçek kişinin taraf olduğu, kadastro mahkemesi"nin 20.01.1992 gün ve 1991/1482 - 896 sayılı kararı ile tescil edilmiş, imar uygulaması sonucu 23.04.2000 tarihinde tapu kütüğü kapatılarak 134 m² kısmı düzenleme ortaklık payı olarak, 84/6069 m² pay ile 20023 ada 1 parsele ve 138/2400 pay ile 20022 ada 5 parsele revizyon görmüş, yeniden yapılan imar uygulaması sonucunda 18.09.2002 tarihinde kütükler kapatılarak 20023 ada 3 ve 17066/296800 pay ile 20022 ada 11 parsellere revizyon görmüştür.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 01/10/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.